Translation of "Paul'ün" in English

Paul'ün lokantasına gidelim.

Let's go to Paul's Diner.

Paul'ün başarısı bir efsaneydi.

Paul's success was a myth.

Ben Paul'ün kitabının okunacağını söylüyorum.

I say Paul's book will be read.

Biz Paul'ün ne yapmak istediğini çözemedik.

We couldn't figure out what Paul wanted to do.

O, Paul'ün onu ağaç ettiğini fark etti.

He realized Paul had stood him up.

Mümkün bir aday olarak Paul'ün adını önerdim.

I put Paul's name forward as a possible candidate.

Paul'ün üç oğlu var. Onlar birbirine çok benziyor.

Paul has three sons. They look very much alike.

Paul'ün dışarıda olduğunu ancak Mary'nin evde olduğunu söyledim.

I said Paul was out, but that Mary was at home.