Translation of "önerdim" in English

- Onu ona önerdim.
- Ona önerdim.

I suggested that to him.

Ona önerdim.

I suggested that to him.

Toplantıyı bitirmemizi önerdim.

I suggested that we bring the meeting to an end.

Planın ertelenmesini önerdim.

I suggested that the plan be postponed.

Toplantının ertelenmesini önerdim.

I suggested that the meeting be put off.

Ben bunu önerdim.

- I was the one who suggested it.
- I'm the one who suggested this.
- I'm the one who suggested that.

Tom'a yardımımı önerdim.

I offered Tom my help.

Onu Tom'a önerdim.

I suggested that to Tom.

Yürüyüşe gitmeyi önerdim.

I suggested going for a walk.

Onu onlara önerdim.

I suggested that to them.

Onu ona önerdim.

I suggested that to her.

Ben onu önerdim.

I suggested it.

İşi Tom'a önerdim.

- I offered Tom the job.
- I offered the job to Tom.

Derhal oraya gitmesini önerdim.

I suggested that he go there at once.

Erken başlamamız gerektiğini önerdim.

I suggested that we should start early.

Balık tutmaya gitmemizi önerdim.

I suggested that we go fishing.

Tom'a biraz uyumasını önerdim.

I suggested that Tom get some sleep.

Bunu Tom'a zaten önerdim.

I've already suggested that to Tom.

Yeni bir set önerdim.

I've come up with a new set.

Ona yalnız gitmesini önerdim.

I suggested that she go alone.

Ben bir tane önerdim.

I suggested one.

Amerika'ya gitmeye çalışmasını önerdim.

I suggested that he try to go to America.

Ben toplantıyı bitirmemizi önerdim.

- I suggested that we should bring the meeting to an end.
- I suggested that we end the meeting.

Derhal başlamamız gerektiğini önerdim.

I suggested that we should start at once.

Ona ödünç para vermeyi önerdim.

I offered to lend money to her.

Ben onun tavsiyeme uymasını önerdim.

I suggested that he follow my advice.

Tom'un taşınmasına yardım etmeyi önerdim.

I offered to help Tom move.

Tom'a adil bir anlaşma önerdim.

I offered Tom a fair deal.

Babama Kumiko'nun Çin'de çalışmasını önerdim.

I suggested to my father that Kumiko study in China.

Ona üçe birlik avantaj önerdim.

I offered him odds of 3 to 1.

Onların taşınmasına yardım etmeyi önerdim.

I offered to help them move.

Tom'un patlak tekerini tamir etmeyi önerdim.

I offered to fix Tom's flat tire.

Ben erken ayrılmamız gerektiğini Tom'a önerdim.

I suggested to Tom that we should leave early.

Ona ev ödevinde yardım etmeyi önerdim.

I offered to help her with her homework.

Tom'a daha fazla sebze yemesini önerdim.

I advised Tom to eat more vegetables.

Bir gün daha orada kalmamız gerektiğini önerdim.

I suggested that we should stay there another day.

Üç yüz dolara her şeyi almayı önerdim.

I offered to buy everything for three hundred dollars.

Bir değişiklik için müzik dinlememiz gerektiğini önerdim.

I suggested that we should listen to music for a change.

Mümkün bir aday olarak Paul'ün adını önerdim.

I put Paul's name forward as a possible candidate.

Ona eve geldikten sonra sinemaya gitmemizi önerdim.

I suggested to her that we go to the movies after he came home.

Ona iyi bir anlaşma önerdim ama o reddetti.

I offered him a good deal, but he refused it.

Tom daha önce Boston'a hiç gitmedi, bu yüzden onu gezdirmeyi önerdim.

Tom has never been to Boston before, so I offered to show him around.

O, daha önce asla New York'u görmedi, bu yüzden ona etrafı gezdirmeyi önerdim.

She had never seen New York before, so I offered to show her around.