Translation of "Ağaç" in English

- Bu ağaç sağlıklı.
- Ağaç sağlıklı.

- That tree is healthy.
- The tree is healthy.

- Bir ağaç dikiyorum.
- Ağaç dikiyorum.

- I'm planting a tree.
- I am planting a tree.

Ağaç diktir.

The tree is straight.

Ağaç yeşil.

- The tree is green.
- A tree is green.

Ağaç yanıyor.

The tree is burning.

Ağaç dikin!

Plant trees!

Ağaç yeşildir.

A tree is green.

Ağaç hasta.

The tree is sick.

Ağaç büyüyebilir.

The tree is able to grow.

Ağaç nerede?

Where is the tree?

Ağaç dikiyorum.

- I'm planting a tree.
- I am planting a tree.

Ağaç düştü.

The tree fell down.

Ağaç devrildi.

The tree was felled.

Ağaç ölmüş.

The tree is dead.

Ağaç düşüyor.

The tree falls.

Ağaç dikiyor.

She is planting trees.

Ağaç diker.

She plants trees.

- Bu ağaç uzun.
- Bu ağaç uzundur.

This tree is tall.

- Ağaç meyvece verimlidir.
- Ağaç meyve bakımından verimlidir.

The tree is abundant in fruit.

Bu ağaç yaklaşık şu ağaç kadar uzundur.

- This tree is about as tall as that one.
- This tree is about as high as that one.

Bin yıllık ağaç ağaç kesici tarafından kesildi.

The thousand-year-old tree was cut down by the logger.

Tırmanacak ağaç kalmadı.

She's running out of tree.

Ağaç rüzgardan devrildi.

The tree was blown down.

Ağaç tayfunda devrildi.

The tree fell over in the typhoon.

Ağaç düşmek üzereydi.

The tree was ready to fall down.

Ağaç kendiliğinden devrildi.

The tree fell down by itself.

Ağaç çok uzadı.

The tree grew very tall.

Ağaç kuşlarla dolu.

The wood is alive with birds.

Bir ağaç devirdiler.

You chopped a tree down.

Ağaç yaprakları kızardı.

The tree leaves turned red.

Birçok ağaç kesildi.

- A lot of trees were cut down.
- Many trees were cut down.

O bir ağaç.

That's a tree.

Birçok ağaç yıkıldı.

Many trees fell down.

Ağaç yolu kapattı.

The tree blocked the road.

Bu bir ağaç.

This is a tree.

Ağaç büyümeyi durdurdu.

The tree stopped growing.

Tom ağaç evde.

Tom is in the tree house.

Kek ağaç şeklinde.

The cake is shaped like a tree.

Ağaç çiçek açıyor.

The tree is flowering.

Biz ağaç dikiyorduk.

We were planting trees.

Bir ağaç dikin.

Plant a tree.

O ağaç nedir?

- What's that tree?
- What tree is that?

Ağaç kesme yasaklanmıştır.

Logging is prohibited.

Gördüğün ağaç meşe.

The tree you saw was an oak tree.

Tom ağaç dikiyor.

- Tom is planting trees.
- Tom plants trees.

- Birçok ağaç kışın çıplaktır.
- Birçok ağaç kışın yapraksızdır.

Many trees are bare in winter.

- Bu ağaç meyve vermez.
- Bu ağaç meyve vermiyor.

This tree does not bear fruit.

- Oraya bir ağaç dikin.
- Oraya bir ağaç dik.

Plant a tree there.

Dünyada birçok ağaç kesiliyor.

Many trees are cut down in the world.

Ağaç meyve ile yüklüydü.

The tree was heavy with fruit.

Ve ağaç genellikle yalnızdı.

And the tree was often alone.

Üç ağaç rüzgarda eğildi.

The tree bent in the wind.

Ağaç henüz hazır değil.

The tree isn't ready yet.

Çok sayıda ağaç kesildi.

A lot of trees were cut down.

Kırsalda birçok ağaç vardır.

The countryside has many trees.

Görünürde bir ağaç yoktu.

There was not a tree in sight.

Bir ağaç çizmek istiyorum.

I would like to draw a tree.

Hiç ağaç devirdin mi?

Have you ever felled a tree?

Hiç ağaç diktin mi?

Have you ever planted a tree?

Hiç ağaç budadın mı?

Have you ever pruned a tree?

Bu ağaç kaç yaşında?

How old is this tree?

Kaç tane ağaç var?

How many trees are there?

Zevk için ağaç kesmiş.

He cut down the tree for fun.

Düşen ağaç yolu tıkadı.

A fallen tree obstructed the road.

Devrilmiş ağaç, yolumuzu kapattı.

The fallen tree barred our way.

Bir tane ağaç kestim.

I cut one down.

Bahçede onlarca ağaç var.

There are dozens of trees in the garden.

Ağaç parçalar halinde kesilmişti.

The tree was sawn in pieces.

Bahçeye ağaç dikmek zorundayım.

I have to plant trees in the garden.

Bu ağaç ölü görünüyor.

This tree looks dead.

Bu güzel bir ağaç.

This is a beautiful tree.

Ağaç evime ne oldu?

What happened to my treehouse?

Birisi ağaç evimi yakmış.

Somebody burnt my treehouse.

Tom bir ağaç çizdi.

Tom drew a tree.

Ben bir ağaç diktim.

- I planted a tree.
- I've planted a tree.

Ben, bir ağaç diktim.

I planted a tree.

Bahar ağaç dikimi mevsimidir.

Spring is the season for planting trees.

Bir ağaç meyvelerinden tanınır.

A tree is known by its fruits.

Adada hiç ağaç yoktu.

There were no trees on the island.

Ah, ağaç nasıl titredi!

Oh, how the Tree trembled!

Şuraya bir ağaç dikin.

Plant a tree over here.

O ölü bir ağaç.

It's a dead tree.

Tom ağaç kulübesinde yaşıyor.

Tom lives in a log cabin.

En sevdiğiniz ağaç nedir?

What's your favorite tree?

Tom birkaç ağaç dikti.

Tom planted some trees.

Tom bir ağaç dikti.

Tom planted a tree.

Ağaç evden daha uzun.

The tree is taller than the house.