Translation of "Mütemadiyen" in English

0.007 sec.

Examples of using "Mütemadiyen" in a sentence and their english translations:

Mütemadiyen, yaklaşan kayba dair hislerini dinledik, hissettik.

We consistently heard and felt from them a sense of impending loss.

- Dükkân sürekli olarak kapandı.
- Dükkân mütemadiyen kapandı.

The store closed down for good.

- O sürekli olarak ağlıyor.
- O mütemadiyen ağlar.

She cries continously.

- Sürekli olarak isimleri unutuyorum.
- Mütemadiyen isimleri unutuyorum.

I am constantly forgetting names.

- Mütemadiyen şikâyet etme hâlindeler.
- Yakınmaları sonsuza dek sürecek gibi.

They always complain.

- Suç oranı sürekli olarak artıyor.
- Cürüm nispeti mütemadiyen fazlalaşıyor.

Crime is increasing steadily.

- O, sürekli olarak ağlamayı sürdürdü.
- O, mütemadiyen ağlamayı devam ettirdi.

She kept crying all the time.

- Onlar sürekli olarak konuşmayı sürdürdüler.
- Onlar mütemadiyen konuşmayı devam ettirdiler.

They kept talking all the time.

- Aşk, sürekli olarak gizem ve sefalettir.
- Aşk, mütemadiyen sır ve yoksulluktur.

Love is mystery and misery indefinitely.