Translation of "Kazanacağı" in English

Tom'un kazanacağı şüpheli.

It's doubtful that Tom will win.

Tom'un kazanacağı kesin.

Tom is certain to win.

Ted'in oyunu kazanacağı belliydi.

Ted was certain of winning the game.

Onun seçimi kazanacağı açık.

It is apparent that he will win the election.

Bence takımımızın kazanacağı kesin.

- I'm sure that our team will win.
- I think it certain that our team will win.

Yarışı kimin kazanacağı umurumda değil.

I don't care who wins the race.

Sizin ordularınızın kazanacağı zafere önayak olacaktır.

will lead the way to the victory of your armies.

Oyunu hangi takımın kazanacağı önemli değil.

It doesn't matter which team wins the game.

Kimin kazanacağı benim için önemli değil.

It makes no matter to me who wins.

Tom'un kazanacağı konusunda hiçbir fikrim yoktu.

- I had no idea that Tom would win.
- I had no idea Tom would win.

Bu maçı kimin kazanacağı hala belli değil.

It's still not certain who's going to win this match.

Bu filmin çok para kazanacağı pek muhtemel değil.

- It's unlikely that that movie will make a lot of money.
- It's unlikely that movie will make a lot of money.

Tom'un seçimi kazanacağı hakkında aklımda hiç şüphe yok.

- There is no doubt in my mind that Tom will win the election.
- There's no doubt in my mind Tom will win the election.

- Hangi takımın kazanacağı belli olmaz.
- Hangi takımın kazanacağını bilmek zor.

There is no knowing which team will win.

Aşk iki kişinin oynayabileceği ve her ikisinin de kazanacağı bir oyun.

Love is a game that two can play and both win.