Translation of "Yarışı" in English

0.015 sec.

Examples of using "Yarışı" in a sentence and their english translations:

- Ben yarışı bitirdim.
- Yarışı bitirdim.

I finished the race.

- O, yarışı tamamladı.
- Yarışı tamamladı.

He finished the race.

Yarışı kazandım.

I won the race.

Yarışı kaybettim.

I lost the race.

Yarışı kazanmalıydım.

- I should've won the race.
- I should have won the race.

Yarışı bitirmedim.

I didn't finish the race.

Yarışı kazandı.

She won the race.

- Onlar yarışı tamamladılar.
- Onlar yarışı bitirdiler.

They finished the race.

- Yarışı yavaşça bitirdi.
- Yarışı yavaş yavaş bitirdi.

He slowly finished the race.

Mağduriyet yarışı var.

if we want to play that game.

Yarışı kazandın mı?

Did you win the race?

Tom yarışı kazanmamalıydı.

Tom shouldn't have won the race.

Yarışı yine kazandı.

He won the race again.

Yarışı Brezilyalı kazanıyor.

The Brazilian is winning the race.

Tom yarışı bitirdi.

Tom finished the race.

Tom yarışı kazanmalıydı.

- Tom should've won the race.
- Tom should have won the race.

Tom yarışı bitirmedi.

Tom didn't finish the race.

O, yarışı tamamladı.

- He finished the race.
- She finished the race.

Mary yarışı bitirdi.

Mary finished the race.

Biz yarışı bitirdik.

We finished the race.

İngiltere, yarışı kazanacak.

England is going to win the race.

Yarışı izlemek eğlenceli.

It's fun to watch the race.

Tom yarışı kazandı.

Tom won the race.

Tom yarışı kaybetti.

Tom lost the race.

Yarışı ben kazandım.

I've won the race.

Tom yarışı kazanabilir.

- Tom might win the race.
- Tom may win the race.

Tom yarışı bıraktı.

Tom dropped out of the race.

Yarışı kazandığını bilmiyordum.

- I didn't know you'd won the race.
- I didn't know that you'd won the race.

Umarım yarışı kazanabilirim.

I hope I can win the race.

Tom yarışı kazanacak.

Tom is going to win the race.

Neredeyse yarışı kazandım.

I almost won the race.

Yarışı kim kazandı.

Who won the competition?

Yarışı yavaşça bitirdi.

He slowly finished the race.

Onlar yarışı bitirdiler.

They finished the race.

Tom yarışı kazanmamasına rağmen Mary'ye yarışı kazandığını söyledi.

Tom told Mary that he won the race, even though he didn't.

O kolaylıkla yarışı kazandı.

He won the race with ease.

O, yarışı kolayca kazandı.

He won the race easily.

Şanslıydı ve yarışı kazandı.

- He was lucky and won the competition.
- He was lucky and won the race.

Tom dürbünle yarışı izledi.

Tom watched the race through binoculars.

Tom muhtemelen yarışı kazanacak.

Tom is likely to win the race.

Tom yarışı kazanacağını düşünüyor.

- Tom thinks he's going to win the race.
- Tom thinks that he's going to win the race.

Tom yarışı kaybedeceğini biliyor.

- Tom knows he's going to lose the race.
- Tom knows that he's going to lose the race.

Tom yarışı kaybedeceğini düşünüyor.

- Tom thinks he's going to lose the race.
- Tom thinks that he's going to lose the race.

Tom yarışı kazanacağını umuyordu.

Tom hoped that he would win the race.

O zaten yarışı kazanmıştı.

She had already won the race.

Tom yarışı kazanmayı beklemiyordu.

Tom didn't expect to win the race.

Tom yarışı bitirmeyi başaramadı.

Tom failed to finish the race.

Tom yarışı kazandı mı?

Did Tom win the race?

Tom yarışı kazanmayı ummuştu.

Tom had expected to win the race.

Tom'un yarışı kazanmasını umuyordum.

I expected Tom to win the race.

Bugünkü yarışı kazanmayı umuyorum.

I expect to win today's race.

Bu yarışı kazanmak zorundayım.

I've got to win this race.

Tom kesinlikle yarışı kaybedecek.

Tom is bound to lose the race.

Tom yarışı rahat kazandı.

Tom won the race easily.

Yarışı kimin kazanacağını düşünüyorsun?

Who do you think will win the race?

Tom'un yarışı kazanacsğını düşünüyorum.

- I think Tom will win the race.
- I think that Tom will win the race.

Tom neredeyse yarışı kazandı.

Tom almost won the race.

- Kalkış yarışı dünyasına hoş geldiniz.
- Drag yarışı dünyasına hoş geldiniz.

Welcome to the world of drag racing.

- Tom'un yarışı kazanması tamamen şans eseriydi.
- Tom yarışı balına kazandı.

- It was pure chance Tom won the race.
- It was pure chance that Tom won the race.

Rahimde bir silahlanma yarışı yaşandı,

it's been a little bit like an arms race in the uterus,

Yavaş ve istikrarlı yarışı kazanır.

Slow and steady wins the race.

Tom yarışı kazanmış gibi görünüyor.

It looks like Tom won the race.

Yarışı kim kazanırsa ödülü alacak.

Whoever wins the race will receive the prize.

Onun yarışı kazandığı gerçek mi?

Is it true that he won the race?

Tom'un yarışı kazanmasının imkanı yok.

There's no way Tom will win the race.

Tom yarışı kazandığında hepimiz şaşırdık.

We were all surprised when Tom won the race.

Tom'un yarışı kazanmasına hepimiz şaşırdık.

- We were all surprised that Tom won the race.
- We were all surprised Tom won the race.

Tom'un yarışı kazanmamasına hepimiz şaşırdık.

- We were all surprised that Tom didn't win the race.
- We were all surprised Tom didn't win the race.

Tom'un yarışı kazanacağını kimse düşünmüyor.

Nobody thinks Tom will win the race.

Yavaş ama istikrarlı yarışı kazanır.

Slow but steady wins the race.

O dürbünüyle at yarışı izledi.

He watched the horse race with his binoculars.

Ayak bileğimi incitmeseydim yarışı kazanabilirdim.

- I could have won the race if I hadn't sprained my ankle.
- I could've won the race if I hadn't sprained my ankle.

Sen yarışı bitirdin, değil mi?

You finished the race, didn't you?

Beklenildiği gibi Tom yarışı kazandı.

As was expected, Tom won the race.

Tom'un yarışı kazandığına çok sevindim.

I'm so glad Tom won the race.

Tom bisikletinden düşünce yarışı bıraktı.

Tom dropped out of the race when he fell off his bike.

Arkadaşımız yarışı ikinci sırada bitirdi.

Our friend finished the race in second place.

Onun yarışı kazandığı doğru mu?

Is it true that he won the race?

Tom'un yarışı kazanma şansı yok.

Tom has no chance of winning the race.

Bu bir at yarışı gibi.

It's like a horse race.

Tom son üç yarışı kazandı

Tom has won the last three races.

Yarışı kimin kazanacağı umurumda değil.

I don't care who wins the race.

Tom yarışı hile yaparak kazandı.

Tom won the race by cheating.

Tom yarışı kimin kazanacağını düşünüyordu?

Who did Tom think was going to win the race?

Yarışı kazanan at Tom'a aittir.

The horse that won the race is owned by Tom.

Hepimiz yarışı Tom'un kazanmasını umuyoruz.

We all hope Tom wins the race.

Yarışı kazanmamı bekliyordum, ama kaybettim.

I expected to win the race, but I lost.

Görünüşe göre yarışı o kazanmış.

It looks like he won the race.

- Tom yarışı kazanmadı, mükemmel rekorunu mahvetti.
- Tom yarışı kazanamayarak mükemmel sicilini bozdu.

Tom didn't win the race, ruining his perfect record.

Her iki yarışı kazanıp kazanmayacağını bilmiyorum.

I doubt whether he will win both races.

Hiç kimse Tom'un yarışı kazanacağını düşünmüyor.

No one thinks Tom will win the race.

Dün gece bir tekne yarışı vardı.

There was a boat race last night.

Onun kötü bacağı yarışı kazanmasını engelledi.

His bad leg prevented him from winning the race.

Keşke Tom Mary'nin yarışı kazandığını görebilseydi.

- I wish Tom could've seen Mary win the race.
- I wish Tom could have seen Mary win the race.
- I wish that Tom could've seen Mary win the race.

Hiç at yarışı izlemeye gittin mi?

Have you ever gone to see a horse race?

Onun yarışı kazanacağına kesin gözüyle baktım.

I took it for granted that he would win the race.