Translation of "Kalmalısın" in English

0.011 sec.

Examples of using "Kalmalısın" in a sentence and their english translations:

Kalmalısın.

You should stay.

Yatakta kalmalısın.

You should stay in bed.

Sakin kalmalısın.

You must remain calm.

Geride kalmalısın.

You should stay back.

Okulda kalmalısın.

You should stay in school.

Bence kalmalısın.

I think you should stay.

Gerçekten kalmalısın.

You really should stay.

Saklı kalmalısın.

You must stay hidden.

Burada kalmalısın.

You must stay here.

Benimle kalmalısın.

You must stay with me.

Gece kalmalısın.

You must stay the night.

Sonuçlara bağlı kalmalısın.

You should abide by the consequences.

Sözüne sadık kalmalısın.

- You must stick to your promise.
- You have to keep your promise.

Bugün evde kalmalısın.

You should stay at home today.

Sadece burada kalmalısın.

You should just stay here.

Olduğun yerde kalmalısın.

You must stay where you are.

Sen koltuğunda kalmalısın.

You must stay in your seat.

Diyetine bağlı kalmalısın.

You must stick to your diet.

Kesinlikle geceleyin kalmalısın.

You should definitely stay overnight.

Sanırım burada kalmalısın.

I think you should stay here.

Belki bizimle kalmalısın.

- Maybe you should stay with us.
- Tom must have told Mary about what happened.

Burada bizimle kalmalısın.

You should stay here with us.

Bence olduğun yerde kalmalısın.

I think you should stay where you are.

Birkaç hafta Boston'da kalmalısın.

You should stay in Boston for a couple weeks.

Birkaç gün burada kalmalısın.

You should stay here a few days.

İstesende istemesende uyanık kalmalısın.

You must stay awake whether you want to or not.

Sen üst katta kalmalısın.

You should stay upstairs.

Kocanla birlikte yatakta kalmalısın.

You should stay in bed with your husband.

Sen Tom'la iletişimde kalmalısın.

You should keep in touch with Tom.

Sanırım eğitim planına bağlı kalmalısın.

I think you should stick to your training schedule.

Gelecek Pazartesiye kadar yatakta kalmalısın.

You have to stay in bed until next Monday.

Evde kalmalısın ve birkaç gün dinlenmelisin.

You should stay home and rest for a few days.

Yağmur yağıyor, bu yüzden evde kalmalısın.

It's raining, so you should stay at home.

Üç ya da dört gün yatakta kalmalısın.

You should stay in bed for three or four days.

- Bugün evde kalmalısın.
- Bugün evde kalman gerekir.

You should stay at home today.

- Uyanık kalmak zorundasın.
- Uyanık kalman gerekiyor.
- Uyanık kalmalısın.

- You have to stay awake.
- You must stay awake.
- You need to stay awake.
- You've got to stay awake.

Boğaz ağrısı ve ateşin olduğundan, muhtemelen yatağında kalmalısın.

Since you have a sore throat and a fever, you should probably stay in bed.

Yarın kendini daha iyi hissetmezsen okula gelmeyip evde kalmalısın.

- If you aren't better tomorrow, you should stay home from school.
- If you're not better tomorrow, you should stay home from school.

- Ne olursa olsun, sakin olmalısın.
- Ne olursa olsun, sakin kalmalısın.

Whatever happens, you must keep calm.

- Tedavi için hastanede kalmalısın.
- Tedavi için hastanede kalmak zorundasın.
- Tedavi için hastanede kalman gerek.

You should stay in the hospital for treatment.

- Olduğun yerde kalman gerekiyor.
- Olduğun yerde kalmalısın.
- Olduğunuz yerde kalmalısınız.
- Olduğunuz yerde kalmanız gerekiyor.

You need to stay where you are.