Translation of "Geride" in English

0.007 sec.

Examples of using "Geride" in a sentence and their english translations:

Geride durun.

- Stay back.
- Keep back.

Geride kalmalısın.

You should stay back.

Geride kaldık.

We stayed back.

Geride bıraktığım neydi?

What was it I left behind?

İpten geride dur.

Stand back from the rope.

Geride durun lütfen.

- Stand back, please.
- Please step back.
- Clear the area, please.

Çanta geride bırakıldı.

The bag has been left behind.

Çantamı geride bıraktım.

I left my purse behind.

Onu geride bırakın.

- Leave it!
- Leave it behind.
- Leave it.

Tom'u geride bıraktılar.

They left Tom behind.

Geride kalmasını söyledim.

- I said stay back.
- I said stay back!

Ben geride bırakıldım.

- I was left behind.
- I got left behind.

Tom'u geride bıraktım.

I left Tom behind.

Seni geride bırakamam.

I can't leave you behind!

Onu geride bırakamam.

- I can't leave him behind.
- I can't leave her behind.

Tom'u geride bırakmıyorum.

I'm not leaving Tom behind.

Geride kalam gerekecek.

I'll have to stay behind.

Kendini geride bıraktın.

You've outdone yourself.

Tom'u geride bırakamayız.

We can't leave Tom behind.

Sen geride kal.

You stay back.

Geride ne bıraktım?

What did I leave behind?

Onları geride bırakamazsınız.

You can't leave them behind.

Tom geride bırakılmamalıdır.

Tom must not be left behind.

Eşyanı geride bırakma.

Don't leave your stuff behind.

Onu geride bırakacağız.

We're going to put that behind us.

Geride kalan nedir?

What's left behind?

Ben geride durdum.

I stood back.

Beni geride bırakmayın.

Don't leave me behind.

Tom çok geride.

Tom is way behind.

- Yaklaşma.
- Geride dur.

Stay back.

Tom'u geride bıraktık.

We left Tom behind.

Tom geride kaldı.

- Tom remained behind.
- Tom stayed behind.
- Tom fell behind.
- Tom stayed back.

Savaş geride kaldığında ise

and when the war was behind us,

Tehlikeli bölge geride kaldı.

Past the danger zone.

Geride kalmış gibi görünüyor.

seems to have been left behind.

Brian eşyalarını geride bıraktı.

Brian left his belongings behind.

İngilizce dersinde geride kaldı.

He fell behind in his English class.

Hiçbir çocuk geride bırakılmamalıdır.

No child should be left behind.

- Geride bırakıldım.
- Arkada bırakıldım.

I was left behind.

Tom geride mi bırakıldı?

Was Tom left behind?

Hiç kimse geride bırakılmıyor.

No one's getting left behind.

Sadece geride bırakılmayı sevmiyorum.

I just don't like getting left behind.

En kötüsü geride kaldı.

The worst is over.

O, işinde geride kaldı.

He fell behind in his work.

Dersimden geride kalmak istemiyorum.

I don't want to fall behind my class.

Kaç kişiyi geride bıraktık?

How many people did we leave behind?

Tom'a valizini geride bıraktırdım.

I made Tom leave his suitcase behind.

Daha geride oturmak istiyorum.

I'd like to sit further back.

Sana geride kalmanı söyledim.

I told you to stay back.

Tom bıçağı geride bıraktı.

Tom left the knife behind.

Polisler kalabalığı geride tuttu.

The police held back the crowd.

Polis kalabalığı geride tuttu.

The police held the crowd back.

Tom işinde geride kalıyor.

Tom is getting behind in his work.

Neden onu geride bırakmıyorsun?

Why not leave it behind?

Geride kim var bak.

Look who's back.

Tom Mary'yi geride bıraktı.

- Tom left Mary behind.
- Tom ditched Mary.

Onlar onu geride bıraktılar.

They left her behind.

Ben onu geride bıraktım.

I left her behind.

Sen onu geride bırakamazsın.

You can't leave her behind.

Biz onları geride bırakamayız.

We can't leave them behind.

Biz onu geride bırakamayız.

We can't leave her behind.

Geride hiçbir şey kalmayacak.

There won't be anything left.

Biz biraz geride koşuyoruz.

We're running a little behind.

Geride durman gerektiğini düşünüyorum.

I think you ought to stand back.

Arabamın anahtarlarını geride bıraktım.

I left behind the keys to my car.

Seni geride tutmak istemiyorum.

I don't want to hold you back.

Fadıl, Dania'yı geride bıraktı.

Fadil left Dania behind.

Tom'u geride bırakmak istemiyorum.

I don't want to leave Tom behind.

Tom biraz geride koşuyor.

Tom is running a little behind.

Sami anahtarlarını geride bıraktı.

Sami left his keys behind.

Bazı öğrenciler geride kaldı.

Some students stayed behind.

Tom çok geride değil.

Tom isn't far behind.

geride kalanların zorluklarıyla da karşılaştık.

the challenges of those left behind.

Çok fazla kişi geride bırakılıyor.

And so many people are left behind.

Tüm bu engeller geride kaldı.

All barriers are behind us.

Biri onun şemsiyesini geride bıraktı.

Somebody left his umbrella behind.

Bütün bunları geride bırakalım istiyorum.

I just want to put it all behind us.

O günler çok geride kaldı.

- Those days are long gone.
- Those times are long gone.

Maalesef işimizde biraz geride kaldık.

- I'm afraid we've fallen a bit behind in our work.
- I'm afraid that we've fallen a bit behind in our work.

Tom Mary'yi geride bırakmak istemiyordu.

Tom didn't want to leave Mary behind.

Tom'a hemen geride olacağımı söyledim.

I told Tom I'd be right back.

Lütfen geride hiçbir şey bırakmayın.

Please leave nothing behind.

Polis öfkeli kalabalığı geride tuttu.

The police held the angry crowd back.

Dan benzin istasyonunda geride bırakıldı.

Dan was left behind at the gas station.

Dan geride hiçbir iz bırakmadı.

Dan left no traces behind.

Tom kirasında üç ay geride.

Tom is three months behind in his rent.

Tom geride kalmaya karar verdi.

Tom has decided to stay behind.

Tom geride çok şey bıraktı.

Tom left a lot behind.

- Tom geride kaldı.
- Tom kaldı.

- Tom remained behind.
- Tom stayed behind.

Bence bu işte geride kalıyoruz.

I think we're getting behind in this work.

Tom çok fazla geride değildi.

Tom was not far behind.

- Bizi geride bırakma.
- Bizden uzaklaşma.

Don't walk away from us.

Tom ve Mary geride kaldı.

Tom and Mary stayed behind.

Tom geride hiç şahit bırakmadı.

Tom left no witnesses behind.

Sami bütün varlıklarını geride bıraktı.

Sami left all of his possessions behind.