Translation of "Köylü" in English

0.006 sec.

Examples of using "Köylü" in a sentence and their english translations:

O, köylü değil.

He is not provincial.

Yaklaşık otuz köylü yaralandı.

About thirty villagers were injured.

- Birçok köylü kuraklık esnasında öldü.
- Kıtlık süresince birçok köylü öldü.

Many peasants died during the drought.

Köylü insanlar genelde yabancılardan korkar.

Country people are often afraid of strangers.

Birçok köylü askerler tarafından öldürüldü.

A lot of villagers were killed by soldiers.

Köylü, köyüne gönderildi veba bulaşmasın diye.

Villagers were sent to their villages to avoid plague.

Mary sadece basit bir köylü kızı.

Mary is just a simple peasant girl.

Köylü tüccara yüz tane yumurta sattı.

The villager sold the merchant one hundred eggs.

O, genç bir köylü hizmetkâr biliyordu.

He knew a young peasant maid.

Bakın, Köylü sendikalarının eskiden büyük politik kıskacı vardı.

Look, Peasants unions used to have a big political grip.

Köylü Lakchmamma değerli keçisi aniden koşmaya başladığında Karnataka'daki bir tarlada çalışıyordu.

Villager Lakchmamma was working in a field in Karnataka state when her prize goat suddenly took off.

Bu sistem Rus köylü hayatında gelecek 200 yıl boyunca sürecek bir sistemdi.

It was a system that dominated Russian rural life for the next 200 years.

Bir zamanlar sarışın bir prensese aşık olan şişman, çirkin bir köylü vardı. Bir gün, Prenses çirkin, şişman köylüyü öptü ve o büyüyle ince, yakışıklı bir prense dönüştü. Sonunda o bu şekilde onu gördü. Sonunda bu şekilde hissetti.

There was once a fat, ugly peasant who fell in love with a beautiful, blonde princess. One day, the princess kissed the ugly, fat peasant, and he magically transformed into a slender, handsome prince. At least, that's how she saw him. At least, that's how he felt.