Translation of "öldü" in English

0.012 sec.

Examples of using "öldü" in a sentence and their english translations:

- O öldü.
- Öldü.

- She is dead.
- It's dead.
- He is dead.
- She has died.

- Büyükannem öldü.
- Ninem öldü.

My grandmother died.

- Benim atım öldü.
- Atım öldü.

My horse is dead.

- Kollarında öldü.
- Onun kollarında öldü.
- O, onun kollarında öldü.
- O, kollarında öldü.

She died in his arms.

- Kollarında öldü.
- Onların kollarında öldü.
- O, onların kollarında öldü.
- O, kollarında öldü.

He died in their arms.

- Kollarında öldü.
- Senin kollarında öldü.
- Sizin kollarınızda öldü.
- O, senin kollarında öldü.
- O, sizin kollarınızda öldü.
- O, kollarında öldü.

He died in your arms.

Köpek öldü.

The dog was dead.

Papağan öldü.

The parrot is dead.

Muhtemelen öldü.

He is probably dead.

Havasızlıktan öldü.

She died for lack of air.

Örümcek öldü.

The spider is dead.

Askerler öldü.

The soldiers are dead.

Savaşta öldü.

He was killed in the fight.

Çığda öldü.

He was killed in the avalanche.

Tom öldü.

- Tom has passed away.
- Tom is dead.
- Tom died.
- Tom's dead.
- Tom's died.
- Tom has died.

Stephen öldü.

Stephen died.

Kim öldü?

Who died?

Sütçü öldü.

The milkman died.

Kuş öldü.

The bird is dead.

Ebeveynlerim öldü.

My parents are dead.

Herkes öldü.

Everybody's dead.

Kaptan öldü.

The captain is dead.

Kollarında öldü.

- She died in his arms.
- He died in her arms.
- He died in your arms.
- She died in your arms.
- He died in their arms.
- She died in their arms.
- She died in her arms.
- He died in his arms.

Bekçi öldü.

The guard is dead.

O öldü.

It's dead.

Büyükannem öldü.

- My grandmother died.
- My grandmother passed away.

Birisi öldü.

- Someone has died.
- Somebody has died.

Hepsi öldü.

All of them died.

Yatağında öldü.

He died in his bed.

Kollarımda öldü.

He died in my arms.

Şeytan öldü.

The demon is dead.

Babam öldü.

My father is dead.

Mary öldü.

Mary died.

Anlaşma öldü.

The deal is dead.

Anlaşmamız öldü.

Our deal is dead.

Sami öldü.

Sami died.

Zürafa öldü.

The giraffe is dead.

Öldü mü?

- Dead?
- Is she dead?
- He's dead?

- Birisi öldü mü?
- Birisi mi öldü?

- Did someone die?
- Has someone died?

- Tom hapiste öldü.
- Tom hapishanede öldü.

- Tom died in prison.
- Tom died in jail.

- Birisi mi öldü?
- Biri öldü mü?

- Did someone die?
- Has someone died?

- Tom boğularak öldü.
- Tom havasızlıktan öldü.

Tom died from asphyxiation.

- Tom zaten öldü.
- Tom çoktan öldü.

- Tom is already dead.
- Tom has already died.

- Tom, Roma'da öldü.
- Tom Roma'da öldü.

- Tom passed away in Rome.
- Tom died in Rome.

- Tom pnömoniden öldü.
- Tom zatürreeden öldü.
- Tom akciğer iltihaplanmasından öldü.

Tom died from pneumonia.

- Tom gülerek öldü.
- Tom gül gül öldü.
- Tom gülmekten öldü.

Tom died laughing.

Hrolf öldü ve tüm şampiyonları da öldü.

Hrolf is dead, and all his champions are dead as well.

- Birçok balık öldü.
- Bir sürü balık öldü.

- A lot of fish perished.
- Many fish died.
- A lot of fish died.

- Tom eceliyle öldü.
- Tom doğal nedenlerle öldü.

Tom died of natural causes.

- O öldü mü?
- Öldü mü?
- Ölmüş mü?

He's dead?

- Oğlu nasıl öldü?
- Onun oğlu nasıl öldü?

How did her son die?

- Tom böyle öldü.
- Tom bu şekilde öldü.

That's how Tom died.

- Sami yatağında öldü.
- Sami kendi yatağında öldü.

Sami died in his bed.

- Tom dilenerek öldü.
- Tom dilenci olarak öldü.

Tom died a beggar.

- Mary çocuk doğururken öldü.
- Mary doğum yaparken öldü.
- Mary doğum sırasında öldü.

- Mary died in childbirth.
- Mary died during childbirth.

Hayvan açlıktan öldü.

The animal died from hunger.

Adam kanserden öldü.

The man died of cancer.

Bitkiler susuzluktan öldü.

The plants died for lack of water.

Köpek donarak öldü.

The dog was frozen to death.

Babam kanserden öldü.

My father died of cancer.

Onların hepsi öldü.

- They are all dead.
- They're all dead.

O, neredeyse öldü.

He is practically dead.

Bu çiçekler öldü.

These flowers have died.

Kaç kişi öldü?

How many died?

Benim babalarım öldü.

My fathers are dead.

Oksijen yetersizliğinden öldü.

He died from lack of oxygen.