Translation of "Diye" in Chinese

0.009 sec.

Examples of using "Diye" in a sentence and their chinese translations:

"Yangın" diye bağırdı.

"失火了!" 他大叫。

Seni patronum diye çağıracağım.

我要叫你“老板”。

O "İmdat!" diye bağırdı.

他大叫:“救命!”

Onu Jim diye çağırırlar.

他们叫他吉姆。

- Çocuk "Ben Japonum" diye cevapladı.
- Çocuk "Ben Japonum" diye yanıtladı.

「我是日本人。」小男孩答道。

"Benim aradığım budur! " diye haykırdı.

- “这正是我在找的。”他喊道。
- 「這就是我要找的東西!」他大叫。

"Çok kibarsın" diye Willie yanıtladı.

“你太好了。”Willie回答道。

Zaten biliyorsan, ne diye sorup duruyorsun?

你既然已经知道了,还问什么?

Eğer yardıma ihtiyacınız varsa diye sordum.

我问您是不是需要帮助。

Pepperberg "Kaç tane anahtar?" diye sordu.

「几把钥匙?」Pepperberg 问道。

O "Kendini nasıl hissediyorsun?" diye sordu.

“你感觉怎么样?”他问。

O kendinin analizini doğru diye düşünüyordu.

她堅持自己的分析是正確的。

Yaşlı adam "Kedi mi?" diye sordu.

“一只猫?”老先生问。

Bay Miller diye biri seninle görüşmek istiyor.

有一个叫米勒的想见你。

Bill ilk treni yakalayabilsin diye erkenden kalktı.

比爾很早起床這樣他就可以趕上第一班火車了。

"Burada ne yapıyorsun?" diye şaşkınlıkla bana sordu.

“你怎么来了?”他惊讶地问我。

"Bu korsan taksi mi?" diye ona soruyorum.

“是黑车吗?”我问他。

"O beni severdi," diye cevapladı üzgün bir şekilde .

他以前愛我,她傷心地回答。

- Beni Kenji diye çağırır.
- O bana Kenji der.

她叫我賢治。

Ben bu iş çok meşgul edici diye düşünüyorum.

我觉得工作很忙

O, onlar onu görmesinler diye çalılıkların arkasına saklandı.

他藏身在灌木中以免他們發現。

Dün Bay Tanaka diye biri sizi görmeye geldi.

昨天有个田中先生来找您。

- Beni lütfen Taro diye çağır.
- Bana Taro de lütfen.

请叫我 Taro。

Öğrenci "daha önce bir yerde karşılaştık mı" diye sordu.

“以前我们没在哪儿见过吗?”学生问道。

Değişiklik olsun diye bu akşam dışarıda yemeye ne dersin?

你说今晚改变一下,去外面吃晚饭怎么样?

Bazen, sadece ellerim bir şey yapsın diye sigara içiyorum.

有时我吸烟只是因为要给我手头点事做。

"Otuz dolar bu küçük oda için çok fazla" diye düşündü.

「這麼狹小的房間要三十元實在是太貴了。」他想。

İblis efendisi sonunda bilincini kaybetti ve pat diye yere düştü.

大魔王終於失去知覺,砰的一聲倒在了地上。

Eğer biri bu kitabın konusu ne diye sorarsa, gerçekten bilmiyorum.

如果有人问起这个故事的用意是什么,我还真不知道。

- "Beni eve götürebilir misin?" diye sordu.
- "Beni eve götürür müsünüz? dedi.

"你介意送我回家嗎?" 她說。

" Bu kadar küçük oda için 30 Yuan çok pahalı," diye düşündü.

「這麼狹小的房間要三十元實在是太貴了。」他想。

- Tom üniversiteye girebilsin diye çok çalıştı.
- Tom çok çalıştı böylece üniversiteye girebildi.

汤姆努力学习以进入大学。

- Neden cümleler? ... diye sorabilirsiniz. Güzel, çünkü cümleler daha ilgi çekicidir.
- Niçin cümleler?...sorabilirsiniz.Pekala, çünkü cümleler daha ilginç.

为什么是句子呢?。。。你们可能要问。好吧,那是因为句子更有意思。

- Tom bunu şaka olsun diye yapmıştı, ama kimse gülmedi.
- Tom bunu şaka olarak söylemişti, ama hiç kimse gülmedi.

汤姆认为那是个玩笑,但是没人笑。

İnsanlara "Lise yıllarında en çok pişman olduğunuz şey nedir?" diye sorduğumda, hemen hemen hepsi aynı şeyi söylerler: Zamanımızın çoğunu boşa harcadık.

当我问人家高中时代他们最后悔的是什么时,他们几乎所有人都回答一致:他们浪费了那么多时间。