Translation of "Yabancılardan" in English

O, yabancılardan utanır.

She is shy of strangers.

Yabancılardan sakınmak zorundasınız.

You have to beware of strangers.

Yabancılardan hediyeler almamalıyım.

I'm not supposed to take presents from strangers.

Yabancılardan hediye almayın.

Don't take presents from strangers.

Yabancılardan şeker almayın.

Don't take candy from strangers.

Yabancılardan gezinti kabul etmeyin.

Don't accept rides from strangers.

Yabancılardan şeker kabul etmemelisiniz.

You shouldn't accept candy from strangers.

Tom yabancılardan nefret eder.

Tom hates foreigners.

Yabancılardan içecek kabul etmeyin.

Don't accept drinks from strangers.

Köylü insanlar genelde yabancılardan korkar.

Country people are often afraid of strangers.

Yabancılardan şeker almamak daha iyidir.

It's better not to take candy from strangers.

İnsanlara güven, ama yabancılardan şeker alma.

Trust people, but don't take candy from strangers.

Bu insanlar, bütün yabancılardan nefret ederler.

These people hate all foreigners.

Köy insanları geleneksel olarak yabancılardan kuşkulanırlar.

Country people are traditionally suspicious of strangers.

Ailem bana yabancılardan hediye almamamı öğretti.

My parents taught me not to take gifts from strangers.

Yabancılardan yemek dilenmek nafile. İstediği kadar denesin.

Begging strangers won't work, however hard he tries.

Hem yabancılardan hem de vatandaşlarımdan nefret ediyorum.

I hate both foreigners and my countrymen.

Onlar yabancılardan nefret ediyorlar; ben herkesten nefret ediyorum.

- They hate foreigners; I hate everybody.
- They hate foreigners; I hate everyone.

Ben herkesten nefret ederken onlar sadece yabancılardan nefret ediyorlar.

They only hate foreigners, while I hate everybody.

Tom yabancılardan kaynaklanan tehlikeler hakkında her zaman Mary'ye söylenir, ancak Mary Tom'dan herkesten daha çok korkuyor.

- Tom always rants to Mary about the supposed dangers of foreigners, but Mary is more afraid of Tom than anyone.
- Tom always rants to Mary about the supposed dangers of foreigners, but Mary is more afraid of Tom than anybody.