Translation of "Isteklidir" in English

O, Avustralya'da yaşamaya isteklidir.

She is eager to live in Australia.

O sizinle gitmeye isteklidir.

He is anxious to go with you.

Tom onu yapmaya isteklidir.

Tom is eager to do that.

O, ünlü olmak için isteklidir.

He is eager to become famous.

O, memnun etmek için isteklidir.

He is eager to please.

O, sana destek olmaya isteklidir.

He is willing to stand by you.

O hastaneye gitmek için isteklidir.

He is eager to go to the hospital.

O, Fransa'ya gitmek için isteklidir.

She is eager to go to France.

O, geçici işler yapmaya isteklidir.

She is willing to do odd jobs.

O seninle konuşmak için isteklidir.

He's eager to speak to you.

Ruh isteklidir fakat beden güçsüzdür.

The spirit is willing, but the flesh is weak.

Tom seninle konuşmak için isteklidir.

Tom is eager to speak to you.

Umarım Tom bunu yapmaya isteklidir.

I hope Tom is willing to do that.

Ancak bakın burasına dikkat, yeniliklere isteklidir.

But pay attention here, they are eager for change.

O, Avrupa'yı ziyaret etmek için isteklidir.

She is anxious to visit Europe.

O, onunla tekrar buluşmak için isteklidir.

He is eager to meet her again.

Fadıl her zaman yardımcı olmaya isteklidir.

Fadil is always willing to help.

Tom her zaman başkalarına yardımcı olmaya isteklidir.

Tom is always willing to help others.

Dostlar her zaman birbirlerine yardım etmeye isteklidir.

- Friends are always willing to help each other.
- Friends are always prepared to help each other.

Tom 300 dolara kadar ödeme yapmaya isteklidir.

Tom is willing to pay up to $300.

- Bizim personelimiz yardım etmeye isteklidir.
- Personellerimiz size yardım etmekte istekli.
- Personelimiz size yardımcı olmak için isteklidir.

Our staff is eager to help you.

- Tom, Mary'ye yardım etmeye isteklidir.
- Tom Mary'ye yardım etmeye istekli.

Tom is eager to help Mary out.

- Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.
- Kızı onunla birlikte herhangi bir yere gitmeye isteklidir.

His daughter is eager to go with him anywhere.