Translation of "Ilaçlar" in English

0.006 sec.

Examples of using "Ilaçlar" in a sentence and their english translations:

Olamaz, ilaçlar nerede?

Oh no, where's the medicine?

İlaçlar hayatınızı mahvedebilir.

Drugs can ruin your life.

İlaçlar büyümeyi hızlandırdı.

The medicine hastened the process of growth.

Onlar bize ilaçlar verir.

They give us medicines.

Başka ilaçlar alıyor musunuz?

Are you taking any other medications?

Asla uyuşturucu ilaçlar içmedim.

I never took drugs.

Bazı ilaçlar almam gerekiyor.

I need to buy some medicine.

Raftaki ilaçlar serbestçe satılabilir.

The drugs on the shelf can be freely sold.

Dozlar ve ilaçlar bana göre.

with the doses and medications meant for me.

Bazı ilaçlar bize zarar verir.

Some medicine does us harm.

Babam için bazı ilaçlar almalıyım.

I need to get some medicine for my dad.

İlaçlar modern toplumun bir kanseridir.

Drugs are a cancer of modern society.

Bu ilaçlar buraya nasıl geldi?

How did these drugs get here?

- Biz bu eczanede jenerik ilaçlar satmıyoruz.
- Biz bu eczanede eşdeğer ilaçlar satmıyoruz.

We don't sell generics in this pharmacy.

Ancak bir süre sonra ilaçlar tükendi

But then the state pharmacy ran out,

Belki yeni ilaçlar, yepyeni ulaşım araçları

Maybe new medicines, new modes of transportation,

Bazı ilaçlar vücut için zararlı olabilir.

Some medicines can be harmful to the body.

İlaçlar sadece bir doktorun yönlendirmesiyle kullanılmalıydı.

Drugs should be used only at the direction of a doctor.

Bazı ilaçlar karaciğer hasarına neden olur.

Some drugs cause liver damage.

Ne tür ilaçlar kurdeşene neden olur?

What kind of medications cause hives?

Her biri tek mikro ilaçlar ihtiva ediyor.

each containing individual micromeds.

Bazı ilaçlar size faydadan çok zarar getirir.

Some medicines will do you more harm than good.

Yaşlı adam kalbi için güçlü ilaçlar alıyor.

The elderly man takes strong drugs for his heart.

Hastalıklarla mücadele etmek için doktorlar ilaçlar öneriyor.

Doctors suggest drugs to fight diseases.

Bildiğim kadarıyla, hiç yasa dışı ilaçlar kullanmadım.

I've never used illegal drugs, as far as I know.

Kan basıncını düşürmek için hangi ilaçlar kullanılır?

What drugs are used to lower blood pressure?

Alerjiye karşı ilaçlar genelde bana uyku veriyor.

Hay fever medicine usually makes me drowsy.

- Bağımlılık yapan bütün ilaçlar, beyinde dopamin salınımını arttırır.
- Bağımlılık yapan bütün ilaçlar, beyinde dopamin salgılanmasını arttırır.

All drugs of addiction increase the release of dopamine in the brain.

İlaçlar da gayet serin. Onları mağarada serin tuttuk.

And the medicines are nice and cool. Kept cool in that cave.

Burada bir yılan var ve tüm ilaçlar... Mahvolmuş.

There's a snake, and all that medicines been... ransacked.

(“Uyuşturucu kaçakçılarının ihracat yapma sorunu var. Venezüella'dan ilaçlar.

( “Drug traffickers have a problem exporting drugs from Venezuela.

Gittikçe daha fazla doktor yeni ilaçlar kullanmaya başladı.

More and more physicians have begun to use the new medicines.

Doktor ağrıyı dindirmek için ona bazı ilaçlar verdi.

The doctor gave him some drugs to relieve the pain.

Hasta yeni ilaçlar almasına rağmen daha iyi hissetmiyor.

The patient felt none the better for having taken the new pills.

Doktor onun soğuk algınlığı için bazı ilaçlar yazdı.

The doctor prescribed some medicine for her cold.

İlaçlar hem bağımlılık hem de hoşgörüye sebep olabilir.

Drugs can cause both dependency and tolerance.

Bu ilaçlar aniden kesilirse bazı yoksunluk belirtileri görülebilir.

If these drugs are stopped abruptly, then some withdrawal symptoms may occur.

Ve bu ilaçlar için iyi olurdu. İçerisi çok serin.

and it's gonna be good for the medicine it's much cooler in there.

Hemşire Tom'a bazı ilaçlar verdi ve o onları aldı.

The nurse handed Tom some pills and he took them.

Tom'a bazı ilaçlar satın almak için eczaneye gitmem gerekiyor.

I need to go to the drugstore to buy some medicine for Tom.

Ve bu ilaçlar için de iyi olur. İçerisi çok serin.

and it's gonna be good for the medicine, it's much cooler in there.

İlaçlar bu orman sıcağında uzun süre dayanmaz. Yani, vakit çok önemli.

The medicine won't last long in this jungle heat, so time is critical.

ABD'de, morfin türevi ilaçlar trafik kazalarından daha fazla ölüme neden olmaktadır.

In the USA, opioids claim more victims than traffic accidents.

- Babam için bazı ilaçlar almalıyım.
- Babam için bir ilaç almam gerekiyor.

I need to buy some medicine for my father.

Aslında ilaçlar AIDS hastalığını tedavi edememesine rağmen koşulların kötüye gitmesini durduruyor.

While these drugs cannot actually cure an AIDS patient, they can halt the deterioration of his or her condition.

Bu ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

It's gonna be so good for the medicine. We'd need another plan for that, to keep that cool.

Ama burası oldukça yavaş bir güzergâh ve de havanın sıcak olması ilaçlar için bir sorun.

But it is a route. It's slow, which is a problem for the medicine in this heat.

Bu da ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

That's not gonna be so good for the medicine. We'd need another plan for that, to keep that cool.

Bu mağarada kamp yapabiliriz ve bu ilaçlar için de iyi olur. İçerisi çok daha serin.

So we could camp in this cave, and it's gonna be good for the medicine, it's much cooler in there.

Bilim adamları yeni ilaçlar keşfetmeye devam ediyor, bu yüzden komada olan insanlar için her zaman bir ümit vardır.

Scientists continue to discover new medicines, so there is always hope for people who are in comas.

- Bu ilaçlar günde üç kez alınmalıdır.
- Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalıdır.
- Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalı.

These medicines should be taken three times a day.