Translation of "Raftaki" in English

Raftaki her kitabı okudum.

- I have read every book on the shelf.
- I've read every book on the shelf.

Üst raftaki şeylere ulaşamıyorum

I can't reach things on the top shelf.

Raftaki kitapların hepsi okundu.

All of the books on the bookshelf have been read.

Bu raftaki kitapları almayın.

Don't take out the books on this shelf.

Raftaki kitaba yetişemiyor musun?

Can't you reach the book on the shelf?

Raftaki kırmızı olanları seviyorum.

I like the red ones on the shelf.

Raftaki ilaçlar serbestçe satılabilir.

The drugs on the shelf can be freely sold.

O raftaki kutuya erişebilir misin?

Can you reach the box on that shelf?

Tom üst raftaki sözlüğe uzandı.

Tom reached for the dictionary on the top shelf.

Üst raftaki bir şeye ulaşamıyorum.

I can't reach anything on the top shelf.

Tom üst raftaki kitaba ulaşamaz.

Tom can't reach the book on the top shelf.

Jack raftaki dergi için uzandı.

Jack reached out for the magazine on the shelf.

Üst raftaki şeye ulaşabilir misin?

Can you reach what's on the top shelf?

Üst raftaki şekere ulaşabilir misin?

Can you reach the sugar on the top shelf?

Bu raftaki bütün kitapları okudum.

I've read all the books on this shelf.

Bu raftaki her kitabı okudum.

I've read every book on this shelf.

O ona raftaki birkaç kitabı gösterdi.

She showed him several books that were on the shelf.

Raftaki kitaba ulaşamayacak kadar çok kısa.

He is too short to get at the book on the shelf.

Oğlum o raftaki her kitabı okudu.

My son has read every book on that shelf.

Üs raftaki kitapların herhangi birine ulaşamıyorum.

I can't reach any of the books on the top shelf.

Tom üst raftaki kitaplardan birine uzandı.

Tom reached for one of the books on the top shelf.

Tom üst raftaki her kitabı okudu.

Tom has read every book on the top shelf.

En üst raftaki okumak istediğim kitaba erişemiyorum.

I can't reach the book on the top shelf that I want to read.

Tom üst raftaki bir kitabı almak için uzandı.

Tom reached for a book on the top shelf.

Tom üst raftaki kitaplara ulaşmak için yeterince uzun değildi.

Tom wasn't tall enough to reach the books on the top shelf.

Bu yaz bu üç raftaki her kitabı okumayı planlıyorum.

This summer, I plan to read every book on these three shelves.

Üst raftaki o mavi kitabı istiyorum. Onu benim için getirir misin?

I want that blue book on the top shelf. Could you get it for me?