Translation of "Getirmelisin" in English

Görevini yerine getirmelisin.

You must perform your duty.

Sözlerini yerine getirmelisin.

- You should carry out your promises.
- You should deliver on your promises.
- You should fulfill your promises.

Başlayınca, sonunu getirmelisin.

Once you begin, you must continue.

Pasaportunu bankaya getirmelisin.

You should bring your passport to the bank.

Pasaportunu yanında bankaya getirmelisin.

You must bring your passport with you to the bank.

Biraz ayı spreyi getirmelisin.

You should bring some bear spray.

- Sanırım Tom'u buraya getirmelisin.
- Bence Tom'u buraya getirmelisin.
- Bana kalırsa Tom'u buraya getirmelisin.
- Tom'u buraya getirmen gerektiğini düşünüyorum.

I think you should bring Tom here.

Bütün kütüphane kitaplarını yıl sonundan önce getirmelisin.

You should return all the library books before the end of the year.

Onu akşam yemeğine getirmelisin böylece onu daha iyi tanıyabiliriz.

You should bring her to dinner so we can get to know her better.