Translation of "Yanında" in English

0.016 sec.

Examples of using "Yanında" in a sentence and their english translations:

Yanında ol.

Stand by.

Yanında mı?

Do you have it with you?

- Yanında gitarın var mı?
- Gitarın yanında mı?

Do you have your guitar with you?

Yatağının yanında oturmuş,

I sat by her bedside

Diğer yanında ise

But at the other end

Sözlüğü yanında bulundur.

Keep the dictionary by you.

Yanında sos istiyorum.

I'd like the sauce on the side.

Ailesinin yanında oturuyordu.

He sat surrounded by his family.

Arkadaşını yanında getir.

Bring along your friend.

Ehliyetin yanında mı?

Do you have your driver's license?

Pencerenin yanında durma.

Don't stand next to the window.

Okulun yanında dur.

Stop next to the school.

Yatağı duvarın yanında.

Her bed is next to the wall.

Kimliğin yanında mı?

- Have you got your ID with you?
- Do you have your ID?

Kanalın yanında yaşıyorum.

I live near the dike.

Şöminenin yanında oturalım.

Let's sit by the fireplace.

Onu yanında götüremezsin.

You can't take that with you.

Onu yanında götürebilirsin.

You can take that with you.

Onu yanında götürmelisin.

You should take it with you.

Fırın mezbahanın yanında.

The bakery is next to the butchery.

Banyo odanızın yanında.

The bathroom is next to your room.

Yanında olduğunu biliyorum.

- I know you have it with you.
- I know that you have it with you.

Ateşin yanında ısındı.

She warmed herself by the fire.

Tom'un yanında oturmuyorum.

I'm not sitting next to Tom.

Tom'un yanında oturuyorum.

I'm sitting next to Tom.

Evim okyanusun yanında.

My house is by the ocean.

Köpeğini yanında getirme.

Don't bring your dog with you.

Şans cüretkarın yanında.

Fortune favors the bold.

Onun yanında oturdum.

I sat down next to her.

Onu yanında getir.

Bring her with you.

Neden yanında götürüvermiyorsun?

Why don't you just take it with you?

Tom yanında olacak.

Tom will be along.

Tom'u yanında getir.

Bring Tom along.

Şoförün yanında oturacağım.

I'll ride shotgun.

Şöminenin yanında oturdular.

They sat by the fireplace.

Tom yanında duruyor.

Tom is standing nearby.

Tom'u yanında götür.

Take Tom with you.

Onların yanında oturmuyorum.

I'm not sitting next to them.

Onun yanında oturmuyorum.

I'm not sitting next to him.

Onların yanında oturuyordum.

I was sitting next to them.

Onun yanında oturuyordum.

I was sitting next to him.

Onu yanında oturuyordum.

I was sitting next to her.

Onun yanında yaşıyorum.

I live next to him.

Onları yanında götür.

Take them with you.

Onları yanında getir.

Bring them with you.

Pasaportun yanında mı?

Do you have your passport with you?

O onun yanında.

- He is at her side.
- He's at her side.
- He's next to her.

Tom'un yanında oturuyordum.

I was sitting next to Tom.

Asansörlerin yanında bekleyeceğim.

- I'll wait by the elevators.
- I'll wait by the lifts.

Pencerenin yanında oturdum.

I sat by the window.

Bunu yanında götür.

Take this with you.

Masam Tom'unkinin yanında.

My desk is next to Tom's.

Yanında kim var?

Who's with you?

Ateşin yanında ısındık.

We warmed ourselves by the fire.

Tom'un yanında durdum.

I stood next to Tom.

Yanında mikrofonum olmadan duruyorum.

I'm standing right next to him with no mic.

Dünya'nın dört bir yanında

All around the planet,

Dünyanın dört bir yanında...

All around the planet,

Ve yanında Pixar adında

And next to it is called Pixar

Çadırı nehrin yanında kurduk.

- We set up the tent next to the river.
- We pitched the tent next to the river.

İnsanlar sahilin yanında oynuyorlar.

People are playing near the beach.

Kraliçe kralın yanında durdu.

The queen stood beside the king.

İhtiyacın olduğunda yanında olacağım.

I'll stand by you in time of need.

Sandalye pencerenin yanında değildir.

- The chair is not near the window.
- The chair isn't near the window.

Yanında çok valiz aldı.

She took a lot of baggage with her.

Onun evi parkın yanında.

Her house is near the park.

Evinin yanında göl vardı.

The lake was adjacent to his house.

O onun yanında durdu.

She stood by him.

Pencere yanında koltuk istiyorum.

I'd like a window seat.

Onlar ateşin yanında oturdular.

They sat down by the fire.

Onlar okulun yanında yaşıyorlar.

They live near the school.

Gölün yanında kamp yaptık.

We camped on the side of the lake.

O, kapının yanında çömeldi.

She crouched down by the gate.

Evimin yanında durmayı unuttu.

She forgot to stop next to my house.

Ben onun yanında yürüyorum.

I'm walking beside her.

O, hendeğin yanında yaşıyor.

He lives near the dike.

Tom bilgisayarının yanında oturuyordu.

Tom was sitting at his computer.

Onun yatağı duvarın yanında.

His bed is next to the wall.

Pencerenin yanında dikkatli ol.

Be careful near the window.

Yanında birisi var mı?

Is there someone with you?

Tom Mary'nin yanında oturuyor.

Tom is sitting next to Mary.

Tom gazete büfesinin yanında.

Tom is near the newsstand.

Tom Mary'nin yanında oturuyordu.

Tom was sitting next to Mary.

Seni kapının yanında bekleyeceğim.

We'll wait for you near the gate.

Lütfen Tom'u yanında götür.

Please take Tom with you.

Tom pencerenin yanında durdu.

Tom stood near the window.

Tom Mary'yi yanında götürdü.

Tom took Mary along.

Tom kapının yanında durdu.

Tom stood near the door.

Tom kapının yanında çömeldi.

Tom crouched down by the gate.

Tom masasının yanında duruyor.

Tom is standing near his desk.

Tom kapının yanında duruyor.

Tom is standing near the door.

Tom beni yanında götürecek.

Tom is going to take me with him.

Tom evimin yanında durdu.

Tom stopped by my house.