Translation of "Görevini" in English

0.005 sec.

Examples of using "Görevini" in a sentence and their english translations:

Görevini yapmalısın.

- You must do your duty.
- You must fulfill your duty.

Görevini yaptın.

You did your part.

Görevini yap.

Do your duty.

İnsan görevini yapmalı.

One must do one's duty.

Görevini yerine getirmelisin.

You must perform your duty.

Görevini ihmal etmemelisin.

You are not to neglect your duty.

Sadece görevini yapıyordun.

You were just doing your duty.

Tom görevini yaptı.

Tom did his duty.

Görevini bırakmanı istemiyorum.

I don't want you to quit your job.

Senin görevini yaptım.

I performed your task.

O görevini yaptı.

He did his duty.

Sen görevini yapmalısın.

You shall do your duty.

Görevini yerine getirmeye çalış.

Try to fulfill your duty.

Hiçbir durumda görevini bırakmayacaksın.

In no case are you to leave your post.

En iyisi görevini yapmalı.

It is best that he should do his duty.

O görevini yerine getirdi.

He accomplished his mission.

Tom görevini tamamlayabilir mi?

Can Tom complete his mission?

Tom yalnızca görevini yapıyor.

Tom is just doing his duty.

Tom sadece görevini yapıyordu.

Tom was just doing his duty.

Tom görevini yaptığını hissetti.

Tom felt he had done his duty.

Tom görevini suistimalden aklandı.

Tom was cleared of wrongdoing.

Tom zaten görevini yaptı.

Tom has already done his part.

Dan görevini yerine getirmedi.

Dan didn't fulfill his duty.

O, görevini yaptığını hissetti.

He felt he had done his duty.

Görevini kötüye kullanmaktan çekinmez.

He is not ashamed of his misconduct.

Tom kesinlikle görevini biliyor.

Tom definitely knows his stuff.

Görevini yapmana yardımcı olacağız.

We'll help you do your duty.

Tom görevini yapmak istiyor.

Tom wants to do his duty.

Görevini ihmal etmekle suçlanıyordu.

He was accused of neglecting his duty.

O, görevini yapmak için çalıştı.

She endeavored to do her duty.

O, görevini ihmal etmekle suçlandı.

He was blamed for neglect of duty.

Kral açıkça anayasal görevini aşmıştı.

The king had clearly overstepped his constitutional role.

Görevini yapmak için gayret etti.

He endeavored in order to do his duty.

Görevini yapmak için gayret ettik.

We endeavored in order to do his duty.

Hoşlan veya hoşlanma, görevini yapmalısın.

You must do your duty, whether you like it or not.

Tom görevini oldukça açık yaptı.

Tom made his position quite clear.

O görevini sağlığı pahasına yaptı.

He did his duty at the cost of his health.

Tom görevini terk etmeye zorlandı.

Tom was forced to abandon the mission.

Tom görevini ihmal etmekle suçlandı.

Tom was accused of neglecting his duty.

Moor görevini yapmış, Moor gidebilir.

The Moor has done his duty, the Moor can go.

İngiltere her erkeğin görevini yapacağını umuyor.

England expects that every man will do his duty.

Tom'u suçlama. O sadece görevini yapıyor.

Don't blame Tom. He's only doing his duty.

O, görevini çok iyi yerine getirdi.

He carried out his mission very well.

Görevini yapmazsan, insanlar seni küçük görecekler.

If you don't do your duty, people will look down on you.

Sami iki yıllık askerlik görevini bitirdi.

Sami finished his two years of military service.

Ney'in kolordu arka koruma görevini üstlendi, ancak

Ney’s corps took over as rearguard,  but when he became cut off at Krasny,  

Acemi bir muhabir olarak görevini iyi yapıyorsun.

You are doing well for a cub reporter.

Her şeyden önce, kendini sevme görevini unutma.

Above all do not forget your duty to love yourself.

O çok başarılı bir şekilde görevini tamamladı.

He completed his mission very successfully.

Görevini bitirir bitirmez istediğin kadar çok içebilirsin.

Once you have completed your mission you can drink as much as you like.

Tom görevini terk etti ve işinden ayrıldı.

Tom abandoned the mission and quit his job.

- Senden görevini yapmanı isteyeceğim.
- Sizden görevinizi yapmanızı isteyeceğim.

I'm going to ask you to do your duty.

O, görevini yerine getirmek için sağlığını feda etti.

He sacrificed his health to fulfill his duty.

Tom kendi görevini yaptı, ben de kendi görevimi.

Tom did his duty, and I did mine.

Sebastian'ın büyük annesi Navarra'da hakimlik görevini üstlenen ilk kadındı.

Sebastian's grandmother is the first woman to hold the position of a judge in Navarre.

Ben sana sık sık görevini yapmanı söyledim, ama beni dinlemedin.

I often told you to do your duty, but you would not listen to me.

Göz ardı edildi. Orduyu felaket sararken, Berthier görevini yerine getirmeye devam etti.

He was ignored. As disaster engulfed the  army, Berthier continued to perform his duty.  

Apollo 14 görevini başarıyla tamamladı ve dünyaya 43.5 kilogram Ay kaya ve toprağıyla döndü.

Apollo 14 successfully completed its mission and returned to the Earth with 43.5 kilograms of lunar rocks and soil.

Gerçekleştirdiği 'Arabuluculuk Yasası'nı İsviçre'ye empoze etme hassas görevini verdi . Aynı yıl Ney, Josephine'nin kızı Hortense'nin arkadaşı olan ve

The same year Ney married Aglaé-Louise Auguié, a friend of Josephine’s daughter Hortense,