Translation of "Gülmeye" in English

0.006 sec.

Examples of using "Gülmeye" in a sentence and their english translations:

Gülmeye başladım.

I started laughing.

Kızlar gülmeye başladılar.

The girls began to laugh.

Tom gülmeye başladı.

Tom started to laugh.

Herkes gülmeye başladı.

- Everyone started laughing.
- Everybody started to laugh.
- Everyone started to laugh.
- Everyone began to laugh.

Seyirci gülmeye başladı.

The audience began to laugh.

Hepsi gülmeye başladı.

- All started to laugh.
- They all began to laugh.

Gülmeye karşı koyamadım.

I could hardly resist laughing.

Ben gülmeye başladım.

- I started laughing.
- I began laughing.

Sami gülmeye başladı.

Sami started laughing.

"Gülmeye devam et." dedim.

I was like, "Uh... Keep laughing!"

Yarısı hemen gülmeye başladı,

Half of them immediately started laughing,

Aniden, o gülmeye başladı.

All of a sudden, she began to laugh.

Herkes Tom'a gülmeye başladı.

Everyone started laughing at Tom.

Üçü birden gülmeye başladılar.

The three of them began to laugh.

Bazı insanlar gülmeye başladılar.

Some people started laughing.

Tom gülmeye devam etti.

Tom kept laughing.

Hepsi Tom'a gülmeye başladı.

They all started laughing at Tom.

Tom tekrar gülmeye başladı.

Tom started laughing again.

Kıkır kıkır gülmeye başladım.

I started chuckling.

Tom da gülmeye başladı.

Tom began laughing too.

Beni çıplak görünce gülmeye başladı.

When she saw me naked, she started laughing.

Onlar hepsi birden gülmeye başladılar.

All at once they began to laugh.

Beni gördüğü an, gülmeye başladı.

The moment she saw me, she began laughing.

Beni gördüğü an gülmeye başladı.

The moment she saw me, she started to laugh.

Ve sonra herkes gülmeye başladı.

And then everyone started laughing.

Tom kıkır kıkır gülmeye başladı.

- Tom started chuckling.
- Tom started giggling.
- Tom started to chuckle.
- Tom started to giggle.

Bana gülmeye nasıl cüret edersin?

- How dare you laugh at me!
- How dare you laugh at me?

O, fıkra anlatınca gülmeye başladık.

We started laughing when he told the joke.

Mary, Tom'u çıplak görünce gülmeye başladı.

When Mary saw Tom naked, she started laughing.

O histerik bir biçimde gülmeye başladı.

He started laughing hysterically.

O histerik bir şekilde gülmeye başladı.

She started laughing hysterically.

O, fıkrayı anlattığında biz gülmeye başladık.

We began to laugh when he told the joke.

Onların her ikisi de gülmeye başladı.

They both started laughing.

Tom Mary'yi görür görmez gülmeye başladı.

As soon as Tom saw Mary, he began to laugh.

Beklenmedik bir şekilde, gelin gülmeye başladı.

The bride suddenly laughed.

- Tom ve Mary her ikisi de gülmeye başladı.
- Hem Tom hem de Mary gülmeye başladı.

- Tom and Mary both started to laugh.
- Both Tom and Mary laughed.
- Tom and Mary both burst out laughing.

Sinirden gülmeye başladım, oturup öylece yere baktım,

I just sat there, staring at the ground laughing nervously,

Bir an için Tom'un gülmeye başlayacağını düşündüm.

I thought for a moment Tom was going to start laughing.

Ben gözyaşlarına boğuldum ve sonra gülmeye başladım.

I burst into tears and then started laughing.

Yaşlı adam acı bir şekilde gülmeye başladı.

The old man started to laugh sadly.

Tom gülmeye başladı ve odadaki herkes katıldı.

Tom started to laugh and was joined by everyone in the room.

- Herkes gülmeye başladı.
- Herkes kahkaha atmaya başladı.

Everyone started laughing.

Tom gülmeye başlarsa muhtemelen ben de gülerim.

If Tom starts laughing, I probably will, too.

- Tom kahkaha attı.
- Tom birden gülmeye başladı.

- Tom burst out laughing.
- Tom burst into laughter.

Neler olduğunu anlattığım zaman Tom gülmeye başladı.

Tom started laughing when I told him about what had happened.

Tom ve Mary ikisi de gülmeye başladı.

- Both Tom and Mary started laughing.
- Tom and Mary both started laughing.

Insalar yavaş yavaş ama içten şekilde gülmeye başladı.

and people start laughing slowly but surely.

O, odadan çıkar çıkmaz, hepsi kahkahalarla gülmeye başladı.

He had no sooner gone out of the room than all of them burst out laughing.

Tom gözlerinde hala gözyaşı olmasına rağmen gülmeye başladı.

Even though Tom still had tears in his eyes, he began to smile.

Tom da ben de aynı anda gülmeye başladık.

- Tom and I both started laughing at the same time.
- Both Tom and I started laughing at the same time.

- İkisi de gülmeye başladı.
- İkisi de kahkaha atmaya başladı.

Both of them started laughing.

Birisi onun resmini çekerken arkadaşına gülmeye devam etmesini söyle.

Tell your friend to keep smiling when someone is taking a picture of her.

Bir geri zekalı gibi gülmeye ne zaman son vereceksin?

When are you going to stop laughing like an idiot?

Kazaya neyin neden olduğunu ona söylediğimde Tom gülmeye başladı.

Tom started laughing when I told him what caused the accident.

Tom Mary'nin kendisinin gülmesini beklediğini fark etti, bu yüzden gülmeye başladı.

Tom realized Mary was expecting him to laugh, so he started laughing.

Önce seni görmezden gelmeye çalışıyorlar, sonra sana gülmeye başlıyorlar, sonra seninle dövüşüyorlar, sonra sen kazanıyorsun.

At first they try to ignore you, then they start to laugh at you, then they fight you, then you win.