Translation of "Hemen" in Korean

0.007 sec.

Examples of using "Hemen" in a sentence and their korean translations:

Hemen!

당장!

Bu delirdiğimi hemen hemen doğruladı.

그 의심에 대한 확신이 된 거죠.

Hemen yukarıda.

바로 위에 있네요

Ve hepsi hemen hemen aynı görünüyor.

그들은 꽤 비슷해 보입니다.

hemen hemen 30'dan fazla balıkçı var.

30개 이상의 수산어장이 있습니다.

Hemen hemen bütün profesyonellerin öğrenme yaklaşımı bu.

그것이 사실상 모든 전문가가 배운 방식입니다.

Kafadan (hemen) karşılaşmıyoruz.

그리고 우리의 삶에 받아들일지 안들일지를 통해서요.

Ama neredeyse hemen,

하지만 얼마 안 가

Pekâlâ, hemen temizleyelim.

자, 빨리 내장을 제거하죠

Ve hemen sonra

그리고 얼마 안 가서

...hemen geri daldım.

‎곧장 내려왔어요

Helikoptere hemen ihtiyacım var!

당장 헬기 후송이 필요하다!

Kokuyu hemen fark ettim.

일단 냄새가 먼저 절 반겼어요.

Yarısı hemen gülmeye başladı,

반정도의 아이들은 바로 웃기 시작했고요.

Ama dikkati hemen dağılıyor.

‎하지만 쉽게 주의가 산만해지죠

Büyük patlamadan hemen sonrası.

빅뱅이 발생한 바로 그 직후로 말입니다.

Hemen inanmayın. Teyit edin.

그냥 믿지 말고 확인해보세요.

Pekâlâ, hemen bir karar vermeliyiz.

자, 빨리 결정해야 합니다

Anlaşıldı. Hemen hallediyoruz. Teşekkürler. Tamam.

알았다, 지금 간다 고맙다, 통신 끝

Gözünüzü toptan ayırırsanız hemen kaybolursunuz.

한눈팔았다간 금세 길을 잃어요

Hemen çıkıp yardım çağırmanız gerekir.

즉시 사막을 떠나 도움을 받아야 할 겁니다

Ve lüks bir AVM'nin hemen yanında.

호화 쇼핑몰 바로 옆에 위치한 시설입니다.

Hangi tarafta olduğumuza hemen karar vermeliyiz.

자신이 어느 편에 설지 서둘러 결정해야 합니다.

Ağaç kabuğu hemen yandı, oldukça yanıcı.

자작나무 껍질은 불에 정말 잘 타죠

Hemen bir karar verseniz iyi edersiniz.

그러니 서둘러 결정하는 게 좋을 겁니다

Başkan olduktan hemen sonra, Sierra Leone'nin

대통령이 된 직후,

Sonra kocamı aradım, hemen yanıma geldi

그리고 저는 남편에게 전화 했고, 남편은 저를 찾으러 달려왔어요.

Ve hemen müdahale edilmesi gerektiğini göreceksiniz.

당장 논의되어야 할 문제들입니다.

ABD'nin bağımsızlık gününde Manhattan'ın hemen karşısında

‎7월 4일 ‎맨해튼의 건너편에선

Çünkü bu suyu hemen içmek istemezsiniz.

이런 물을 바로 마시면 안 되거든요

Cildin hemen üzerine boşluğa bakteri ekliyorum,

그리고 피부 위의 공기 중에 약간의 박테리아를 겹쳐놓을 텐데

O zamanlar birinci dot.com çöküşünün hemen ertesiydi

그리고 그때는 닷컴버블이 막 꺼지기 시작한 때였죠.

Bu ağaç kabuğu hemen yandı. Çok yanıcı!

자작나무 껍질은 불에 정말 잘 타죠

Bu yüzden helikopteri çağırıp hemen hastaneye gitmeliyiz.

헬기를 불러서 빨리 병원으로 가야 합니다

hemen yanına üşüşüp hangi şampuanı kullandığını soruyorum.

그녀에게 가서 어떤 샴푸를 쓰는지 물어봤습니다.

Ve hemen aşağısında temsil edilen mahalle var.

바로 밑에는 세계를 하나의 거리로 나타내고 있어요.

Burada hemen kısa bir video paylaşmak istiyorum.

이제 짧은 영상을 하나 보여드릴 텐데요.

hemen yanında büyük bir ahtapot daha vardı.

‎암컷 문어 옆에 ‎큰 문어가 있었어요

Uzaktan kumandanızı alın ve hemen bir karar verin.

리모컨을 쥐고 빨리 결정을 내리세요

Oyun kumandanızı alın ve hemen bir karar verin.

게임 컨트롤러를 쥐고 빨리 결정을 내리세요

Pekâlâ, bir karar vermeliyiz ve bunu hemen yapmalıyız.

자, 결정을 내려야 합니다 빨리 결정해야 해요

Bunu yiyebilirim ya da... Yeri kazabilirim. Hemen şurayı.

자, 이걸 먹거나 땅을 팔 수도 있습니다 가령, 이 아래쪽요

Ama bu bizi kayalıkların hemen kenarında ve gelgitin merhametine bırakıyor.

하지만 그러려면 이 절벽에 바짝 붙어야 하고 파도에 운명을 맡겨야 하죠

Bu kara ayılar, kış uykusuna yatmadan hemen önce kendilerini şehre atıyor.

‎동면에 들어가기 직전 ‎흑곰들이 도심을 덮칩니다

Muhtemelen insanların ona kötü davranmasına, ateş etmelerine şaşırdı, o yüzden hemen kaçmadı.

사람들의 그런 반응에 굉장히 놀랐을 거예요 그래서 바로 도망가지 않은 거죠

Parsın ağzı... Belki iki buçuk santimden daha yakındı, sağ kulağımın hemen yanındaydı

표범 주둥이가 바로 옆에 있었죠 오른쪽 귀 바로 옆이라

Küçük bir yılan olduğu için insanlar "Bir şey olmaz ya" deyip hemen hastaneye gitmiyorlar.

안타깝게도 사람들은 톱니비늘 살모사가 작아서 바로 병원에 가지 않는 등 강한 반응을 안 보이죠

Halatla inmek iyi olur, hemen oraya ineriz. Kötü yanı, halatı bağlayacak pek bir şeyin olmaması.

로프를 타고 내려가면 저기로 곧장 내려갈 수 있어요 문제는 로프를 묶을 만한 곳이 마땅치 않다는 거예요