Translation of "Hemen" in Chinese

0.007 sec.

Examples of using "Hemen" in a sentence and their chinese translations:

Hemen hemen işi bitirdi.

他幾乎已經完成這個工作了。

- Hemen başlamalısın.
- Hemen başlamalısınız.

你必须马上开始。

Çalışmamız hemen hemen bitti.

我們的工作快完成了。

O iş hemen hemen bitti.

那個工作幾乎被完成了。

Hemen dön.

马上回来。

Hemen başlayacağım.

我會立刻開始。

Hemen ayrılmalısın.

你现在必须离开。

O, seninle hemen hemen aynı boydadır.

她差不多和你一样高。

Brezilya'nın hemen hemen 200 milyon nüfusu vardır.

巴西的居民快数到2亿。

Sizin fikirleriniz hemen hemen hiç pratik değil.

你的想法难以实践。

Mike hemen hemen her akşam dışarıda yiyor.

麥克幾乎每天晚上出去吃飯。

Doktor hemen geldi.

医生立刻就到了。

Evet, hemen geliyorum.

是的,我马上来。

Planı hemen uygulamalıyız.

我們必須馬上實行這個計畫。

Sorun hemen başladı.

麻烦说来就来。

Hemen ata bin!

马上上马!

Ben hemen gideceğim.

我马上离开。

Hemen tanıdım onu.

我马上就认出了他。

Kız kardeşimle hemen hemen aynı yaşta gösterdiğimi söylerler.

有人說我和妹妹看起來年紀差不多。

İtfaiyeciler yangını hemen söndürdüler.

消防隊很快就把大火撲熄。

Rütbe olarak hemen üzerimdedir.

他的軍階比我高一級。

Ben hemen seni düşündüm.

我马上想到了你!

Onu hemen yapman gerekmiyor.

你没必要马上去做。

Hemen gitmene gerek yok.

你不用马上就走。

Lütfen onu hemen durdur.

请即刻停止。

Bunu hemen yapman gerekmez.

你没必要马上去做。

Lütfen hemen terk edin.

請馬上離開。

Biz hemen arkadaş olduk.

我們馬上成為了朋友。

- Derhal başlayalım.
- Hemen başlayalım.

我们立刻开始吧。

Ben senin hemen arkandaydım.

我就在你后面。

Hemen cevap vermen gerekmiyor.

你不用马上回答。

Oraya hemen gitmeli miyim?

我一定要馬上去嗎?

Hemen oraya gitmen gerekli.

你必需马上去那儿。

- Birazdan dönerim.
- Hemen dönerim.

我很快就會回來。

Sizinle hemen konuşmak zorundayım.

我必须马上和你说话。

O, onu hemen sevdi.

她立刻喜歡上他了。

- Hemen dön.
- Çabuk dön.

快点回来吧。

O buradan hemen ayrıldı.

她馬上離開了這裡。

Marul yaprakları hemen soluyor.

生菜葉子很容易枯掉。

Hemen az önce geldim.

我刚到。

- Neredeyse her gün beni aradı.
- Beni hemen hemen her gün aradı.

他幾乎每天打電話給我。

Saçını hemen kestirsen iyi olur.

你最好立刻剪頭髮。

O, kazadan hemen sonra öldü.

他在事故後不久就去世了。

Hemen gelip konuyu araştıracağını duyurdu.

他宣布他將立刻來調查此事。

Tom'un hemen paraya ihtiyacı var.

湯姆現在就需要錢。

O, mektubuma hemen cevap verdi.

她立刻回信給我。

Bunu hemen yapmak zorunda değilsin.

你没必要马上去做。

Köyümüzdeki hemen herkes birbiriyle akrabadır.

我们村里所有的村民几乎彼此都是亲戚。

Hemen şimdi eve gitmen gerekiyor.

你需要現在就回家。

Onu hemen yapmanıza gerek yok.

你没必要马上去做。

Hemen cevap vermek zorunda değilsiniz.

你不用马上回答。

Hemen şimdi onlarla konuşmaya gideceğim.

我会马上跟他们谈。

Hemen yola çıksan iyi olur.

你最好馬上離開。

Onu hemen yapmak zorunda mıyım?

我必須立刻做嗎?

- O sadece köşede.
- Hemen şuracıkta.

就在转角处。

O, hemen ondan hoşlanmaya başladı.

她立刻開始喜歡他了。

Kazadan hemen sonra polis geldi.

事故發生後不久,警察來了。

Tom sigara içmeyi hemen bıraktı.

汤姆突然戒烟了。

Yaz tatilinden hemen sonra sınavlara gireceğim.

我放完暑假馬上就要考試了。

Biraz bekle, hemen döneceğim. Telefonu kapatma!

等一下,我马上就回来。不要挂断电话!

Eğer burada olduğunu bilseydim hemen gelirdim.

如果我早知道你在这儿的话,我马上就来了。

Hemen polisi aramak önemli bir şeydir.

最重要的是馬上報警。

Yaz tatilinden hemen sonra sınavlarımız var.

在暑假之后,我们马上就有一场考试。

Sabah kahvaltımı yedikten hemen sonra giyiniyorum.

我穿好衣服以后就吃早饭。

Gerçekten oraya hemen gitmemi istiyor musun?

你真想让我马上到那里去吗?

- Hemen gelmeni istiyorum.
- Derhal gelmeni istiyorum.

我想您马上来。

Çok yorgundum, bu yüzden hemen uyuyakaldım.

我累得很,所以馬上就睡著了。

Tom ve Mary, John'un hemen arkasındalar.

汤姆和玛丽就在约翰后面。

Unutmadan önce onu hemen şimdi yap.

马上做,不要忘记。

O, sen gittikten hemen sonra geldi.

你走了他才來。

Tom Mary'nin hemen terk etmesini istedi.

湯姆想要瑪麗馬上離開。

Tom bana hemen geri döneceğini söyledi.

汤姆告诉我他会马上回来。

Acil bir durumda, hemen temsilcimle temas kurun.

如遇情况紧急,请立即联系我的代理。

Eğer hoşuna giderse hemen onu satın al.

如果你喜欢,买就是了。

Bu işlem hemen durdurulmalı, yoksa sunucu çökecek.

这个进程必须立即停止,否则服务器会故障。

Akşam yemeğinden hemen sonra ödevini yapmaya başladı.

晚饭后,她马上开始做作业。

Eğer benim burada olduğumu bilseydi hemen gelirdi.

如果她知道我在這裡, 她很快就會來。

Biri sizi sinirlendirirse en iyisi hemen tepki vermemek.

如果有人激怒你,你最好不要立刻做出反应。

Param olsa, ben hemen bu bilgisayarı satın alırım.

我要是有钱,立马就买这台电脑。

Kızla daha önce tanıştığım için onu hemen tanıdım.

因为曾遇见过那个女孩,我马上就认出来了。

- Ben hemen orada olacağım.
- Ben derhal orada olacağım.

我馬上到那裡。

Küçük hatalar hemen düzeltilmezse ciddi sorunlara yol açabilirler.

如果小错误不被立即纠正,可能会导致严重问题。

Japonya dört büyük ada ve 3.000'in üzerinde küçük adadan oluşur ve alan olarak hemen hemen Kaliforniya'ya eşittir.

日本是由四個大島和三千多個小島組成的,面積和加州差不多。

Ailem hala çalışıyor bu nedenle onlar Teksas'a hemen gidemezler.

因为我家庭还在工作,所以他们就去不了德克萨斯。

Her şeyin daha da kötüleşmemesi için hemen harekete geçtik.

為了避免情況惡化,我們馬上採取了行動。

İnsanlara "Lise yıllarında en çok pişman olduğunuz şey nedir?" diye sorduğumda, hemen hemen hepsi aynı şeyi söylerler: Zamanımızın çoğunu boşa harcadık.

当我问人家高中时代他们最后悔的是什么时,他们几乎所有人都回答一致:他们浪费了那么多时间。

Sonucu hemen gördüğün için bu işi seviyorum; bu çok yararlı.

我喜欢这个工作因为它立竿见影,让人很有成就感。

- Üzgünüm fakat şu anda cevaplayamam.
- Üzgünüm ama hemen cevap veremem.

我很抱歉,但我無法立即回答。

- Babam hemen şimdi dışarı çıktı.
- Babam daha şimdi dışarı çıktı.

爸爸剛剛才出門。

- Yakında geri döneceğim.
- Kaşla göz arasında geri döneceğim.
- Hemen geri döneceğim.

我马上回来。

- Herhangi bir şey olması durumunda, derhal beni ara.
- Bir şey olursa hemen beni ara.

如果發生了甚麼事,馬上打電話給我。