Translation of "Gülümsedi" in English

Profesör gülümsedi.

The professor smiled.

Mike gülümsedi.

Mike smiled.

Bana gülümsedi.

She smiled at me.

O gülümsedi.

She smiled.

Tom gülümsedi.

- Tom smiled.
- Tom's smiling.
- Tom grinned.
- Tom is smiling.

Herkes gülümsedi.

Everyone smiled.

Onlar gülümsedi.

They smiled.

İkizler gülümsedi.

The twins smiled.

Sita gülümsedi.

Sita smiled.

Sadece gülümsedi.

He just smiled.

Alice gülümsedi.

Alice smiled.

Sita kibarca gülümsedi.

Sita smiled pleasantly.

Kız bana gülümsedi.

The girl smiled at me.

Ona söyleyip gülümsedi.

He told her and she smiled.

Sadako, onlara gülümsedi.

Sadako smiled at them.

Diğer çocuklar gülümsedi.

The other boys smiled.

O ona gülümsedi.

She smiled at him.

Aynada kendine gülümsedi.

She smiled at herself in the mirror.

Kader bana gülümsedi.

Fate smiled upon me.

Profesör hafifçe gülümsedi.

The professor smiled slightly.

Tom bana gülümsedi.

Tom smiled at me.

Tom bile gülümsedi.

Even Tom smiled.

Tom da gülümsedi.

Tom also smiled.

Tom geri gülümsedi.

Tom smiled back.

Tom otururken gülümsedi.

Tom smiled as he took his seat.

Tom candan gülümsedi.

Tom smiled amiably.

Tom gönülsüzce gülümsedi.

Tom smiled halfheartedly.

Tom beceriksizce gülümsedi.

Tom smiled awkwardly.

Tom içten gülümsedi.

Tom smiled inwardly.

Tom kibarca gülümsedi.

Tom smiled politely.

Tom cesaretle gülümsedi.

Tom smiled bravely.

Tom kısaca gülümsedi.

Tom smiled briefly.

Tom hayranlıkla gülümsedi.

Tom smiled admiringly.

Tom onaylayarak gülümsedi.

Tom smiled approvingly.

Tom umutla gülümsedi.

Tom smiled hopefully.

Tom minnetle gülümsedi.

Tom smiled gratefully.

Tom hevesle gülümsedi.

Tom smiled eagerly.

Tom çaresizce gülümsedi.

Tom smiled helplessly.

Tom hafifçe gülümsedi.

Tom smiled slightly.

Tom tereddütle gülümsedi.

Tom smiled hesitantly.

Kızlardan bazıları gülümsedi.

Some of the girls laughed.

Bebek bana gülümsedi.

The baby smiled at me.

O, bebeğine gülümsedi.

She smiled at her baby.

Ünlü piyanist gülümsedi.

The famous pianist smiled.

Herkes Tom'a gülümsedi.

Everyone smiled at Tom.

Tom zorla gülümsedi.

Tom forced a smile.

Tom yine gülümsedi.

Tom smiled again.

Tom garsona gülümsedi.

Tom smiled at the waitress.

Profesör biraz gülümsedi.

- The professor grinned.
- The professor smiled a little.

Annesine bakarak gülümsedi.

She smiled at the sight of her mother.

Üç kadın gülümsedi.

The three women smiled.

Tom nadiren gülümsedi.

- Tom seldom smiled.
- Tom rarely smiled.

Onlar sana gülümsedi.

They smiled at you.

Onlar birbirlerine gülümsedi.

They smiled at each other.

Sadece Tom gülümsedi.

Only Tom smiled.

Tom neredeyse gülümsedi.

Tom almost smiled.

Tom sonunda gülümsedi.

Tom finally smiled.

Olar birbirlerine gülümsedi.

They exchanged smiles.

İki kişi gülümsedi.

The two smiled.

Onlar ona gülümsedi.

They smiled at her.

Herkes bize gülümsedi.

Everyone smiled at us.

Herkes onlara gülümsedi.

Everyone smiled at them.

Herkes bana gülümsedi.

Everyone smiled at me.

Herkes ona gülümsedi.

Everyone smiled at him.

O, kıza gülümsedi.

He smiled at the girl.

Judy bana gülümsedi.

Judy smiled at me.

Tom, Mary'ye gülümsedi.

Tom smiled at Mary.

Mary cilvelice gülümsedi.

Mary smiled demurely.

Tom içtenlikle gülümsedi.

Tom smiled affably.

Pierre sessizce gülümsedi.

Pierre smiled in silence.

Tom bize gülümsedi.

Tom smiled at us.

Tom gülümsedi mi?

Did Tom smile?

Mary biraz gülümsedi.

Mary smiled a little.

Tom mahcupça gülümsedi.

Tom smiled shyly.

Tom seyircilere gülümsedi.

Tom smiled at the audience.

- Tom dışında herkes gülümsedi.
- Tom hariç herkes gülümsedi.

- Everybody but Tom smiled.
- Everyone smiled but Tom.

- Üç adam'ın hepsi gülümsedi.
- Adamların üçü de gülümsedi.

All three men smiled.

- Tom Mary'ye geri gülümsedi.
- Tom da Mary'ye gülümsedi.

Tom smiled back at Mary.

Tom Mary'ye gülümsedi ve o ona geri gülümsedi.

Tom smiled at Mary, and she smiled back.

Tom Mary'ye gülümsedi ve Mary de geri gülümsedi.

Tom smiled at Mary and she smiled back.

Tom Mary'ye gülümsedi ve sonra o ona gülümsedi.

Tom smiled at Mary and then she smiled at him.

Nancy mutlu şekilde gülümsedi.

Nancy smiled happily.