Translation of "Onlara" in Arabic

0.009 sec.

Examples of using "Onlara" in a sentence and their arabic translations:

Onlara saldırıldı.

لقد هوجموا.

onlara güvenmeye başladım.

أصبحت أثق فيهم .

Onlara sorular sormalısınız.

وعليك أن تطرح عليهم أسئلة.

onlara sevgimi gösteriyorum.

لكن أبين لهم أني أحبهم.

Kolaylaşmıyor diyorum onlara,

أُخبرهم أن الأمر ليس كذلك.

Onlara ''Anlıyorum'' diyorum,

وأقول لهم: "أتفهم ذلك"،

Onlara zaten söyledim.

لقد أخبرتهم بالفعل.

Neden onlara güvenmiyorsun.

لم لا تثق بهم؟

Sorduğunu onlara söyleyeceğim.

سأخبرها بأنك سألت.

Onlara yüzmeyi öğretiyorum.

أنا أعلّمهم السباحة.

Onlara paradan tasarruf etmelerinde

ونحن نساعدهم على ادخار الأموال،

Onlara bu gücü verebiliriz.

يمكننا تقديم القوة لهم.

Ayrıca onlara teşekkür etmeliydim.

وأيضًا لأقول لهم، شكرًا لكم.

Geleceğim onlara da geleceğim

سوف آتي إليهم أيضًا

Onlara Bill Anders katıldı.

انضم إليهم بيل أندرس.

Onlara yakın olanlar Haçlılardı.

وكان وراءهم العمود الصليبي

Sana söylediğimi onlara söyle.

أخبرهم ما أخبرتك بهِ.

Onlara ne yapabileceğini göster.

- أرنهنّ ما بوسعكنّ أن تفعلنه.
- أرنهنّ ما بوسعكنّ أن تقمن به.

Onlara bir kopya gönderdik.

أرسلنا لهم نسخة.

Neden gidip onlara katılmıyorsun?

لم لا تذهب و تنضمّ إليهم؟

Onlara biraz su al.

أحضر لي قليلا من الماء.

Minnettarlığımı onlara göstermek istedim.

أردت أن أريهم تقديري

Onlara yardım edecek misin?

أستساعدهم؟

Onlara adil davranılıyor mu?

هل يعاملون بالعدل

Polis onlara "Dur" dedi.

الشرطي قال لهم قفوا

Ve onlara şunu söylüyor ben onlara yağmurun nasıl yağacağını anlattım

وأخبرهم أنني أخبرتهم كيف تمطر

Buna inanın ve onlara uzanın.

كن مؤمنًا بذلك وتواصل معهم.

onlara nazik bir veda etmek

ومنحهم وداعًا لطيفًا

Onları seviyoruz ve onlara yanaşıyoruz.

فإننا نحبها ونسعى إليها.

Onlara çok dikkatli bakmaya başladım.

بدأتُ في الحقيقة أنظرُ إليهم بدقة.

Bu yüzden onlara kodlama öğreteceğiz.

ولذلك نعلمهم البرمجة من اﻵن.

Onlara karşı olabildiğimizce insancıl olacağız

سنعامله بأقصى ما يمكن من الإنسانية،

onlara ne söylediğimi biliyor musunuz?

أتدرون ماذا قلت لهم؟

onlara güvenmenin bir anlamı yok.

لذلك لا أمل من الاعتماد عليهم أكثر.

onlara dijital teknoloji dersi veriyor,

يدرسهم التكنولوجيا الرقمية

Onlara katılıp bize destek olabilirsiniz.

الرجاء النظر في الانضمام إليهم لدعم عملنا

...onlara avları üzerinde avantaj sağlar.

‫تعطيها أفضلية على فرائسها.‬

Onlara bir sürü şey eklediler.

وفيها الكثير من الأشياء.

onlara inat namaz kılacağız demeden

دون أن نقول أننا سوف نصلي لهم بعناد

Fakat tekrar söylüyorum onlara kızmayın

لكنني أخبرهم مرة أخرى ، لا تغضب منهم

Eve git ve onlara söyle

العودة إلى المنزل وأخبرهم

Öğretmen onlara nehirde yüzmemelerini söyledi.

قالت لهم المدرسة ألا يسبحوا في النهر.

Onlara zarar vermek niyetinde değildim.

لم أتعمد جرحهم

Onlara yardım etmeyi planlıyor musunuz?

هل تنوي أن تساعدهم؟

Onlara yardımcı olacak mesajlar göndermeye başladık,

ثم شرعنا في إرسال رسائل مفيدة،

Anlattım onlara depresyonumu ve kaygılarımı anlattım,

أخبرتهم عن اكتائبي والقلق،

Yatırım yapmaları için onlara fırsat veriyorum.

من شأنها تغيير العالم للأفضل.

O halde programımızı kullanmak için onlara

لذا، دعونا نفرض عليهم رسم اشتراك أسبوعي

Onlara iklim değişikliğinin önemini anlatmak istiyorum."

أريد أن أتحدث معهم عن الأسباب التي تجعل التغير المناخي مهم."

onlara yönelik simültane çevirmenlerimiz olamaz mı?

بلغاتهم المحلية، في أي مكان في العالم؟

Bunu yapmak için onlara yardım etmeliyiz.

وهذا واجبنا أن نساعدهم في ذلك.

Ve biz zamanla onlara teşekkür edeceğiz.

وفي الوقت المناسب، سنكون شاكرين.

Geceleyin, ormanın meyveleri tamamen onlara kalır.

‫ليلًا،‬ ‫يمكنها أخذ ما تشاء من فاكهة الغابة كلها.‬

onlara nispet yaparcasına namaz kılma isteği

الرغبة في الصلاة كما لو كانت نسبية لهم

Çünkü medya onlara savaşı kazandığını anlatıyordu

لأن الإعلام كان يخبرهم أنهم ربحوا الحرب

Borçlarını onlara nasıl aldığını sormadan ödedim

لقد دفعت ديونك ، دون أن أسأل كيف حصلت عليها

Onlara evde söyle, Susa'ya geri döndüğünde

أخبرهم في المنزل أنه عندما عادت إلى سوزا

Fransız asillerine verdi ve onlara güvendi.

للنبلاء الإفرنجيين الذين كانوا على ثقة بإمكانياتهم.

Git ve onlara yardımcı ol, Bud.

إذهب ساعدهم يا باد.

Onlara ne olduğu hâlâ bir sır.

ما حدث لهم لا يزال لغزا.

Onun yararına onlara yardımcı olduğu kesindir.

مؤكّدٌ أنه ساعدهم لمنفعة شخصية.

Onlara kimin yardım ettiğini bana söylemediler.

لم يخبروني من ساعدهم.

Onlara bir şeyi iyi yaparken denk gelin.

أمسكهم عندما يقومون بشيء جيد.

Işiniz hakkındakileri onlara nasıl anlatabilirsiniz değil mi?

فكيف سيكون لك أن تخبرهم عن عملك، صحيح؟

Ay'a götürmek için onlara nasıl yardım edersiniz?

كيف يمكنهم أن يصعدوا بك إلى القمر؟

Bu onlara küçük bir servete mal olur.

سيكلفه ذلك ثروة صغيرة.

onlara bir şans daha verecek kişileri bekliyorlar,

يريدون أن يمنحهم أحدهم فرصةً من جديد،

onlara bir dizi yeni şey öğretmeye çalışacağız

وسنجعلهم يحاولون تعلّم قائمة كاملة بمعلومات جديدة

Ancak onlara, kâşif ve mucit olmaları için

ولكن فقط إذا منحناهم الحرية والحماية التي يحتاجونها ليصبحوا

Televizyon medyasının onlara gösterdiği şeyi izliyorlar sadece

إنهم يشاهدون فقط ما تعرضه لهم وسائل الإعلام التلفزيونية

Ne olduğunu inceleyip onlara şanslarını artırmaları hususunda

ألاحظ ما يجعل البعض أكثر حظًا من غيرهم

Yedinci birlik olmak için onlara katıldı ve

ولد بعد ما عانت المنطقة كثيراً من الانتداب البريطاني وعليه

Onlara bana bir bilet daha göndermelerini söyledim.

أخبرتُهُم أن يُرْسِلُوا لي تذِكرةً أُخرى.

Neden onlara bunun benim hatam olduğunu söyledin?

لماذا أخبرتهم بأنه كان خطئي؟

Eğer doğruca eve sürseydim, onlara bir şey olmayacaktı.

لو كنت اتخذت الطريق المستقيم كانا سيكونان بخير.

Onlara sadece tatsız ve rahatsız edici duygular diyelim.

ستكون ببساطة مشاعر مزعجة وغير مريحة

En azından, o gece onlara kendimden bahsettikten sonra

و تمنيت على أقل تقدير ، أن لا يتوقف هؤلاء عن كونهم أصدقائي

Veya mutsuz olduğumuz zaman suçu onlara yüklediğimiz sürece

و أن يكونوا مخطئين إذا لم نكن سعداء،

onlara bu konuda baskı kurmanın imkanı yok mu?

أن نبقيهم تحت الضغط لتحقيق هذه النتائج؟"

Bir şeyleri onarmaya çalışmadan onlara bir fırsat verip

هل يمكننا ترك مساحة للرجال والاستماع لهم،

Uzak-UVC onlara kesinlikle ulaşabilir ve onları öldürebilir

ولهذا ستتمكن هذه الموجات القصيرة (far-UVC) من اختراقهم وقتلهم،

Yabancıların kafaları, onlara yapılan iddiaların doğası gereği karışık,

هم مشوشون بسبب طبيعة التهم،

Yumurtalara sifonuyla oksijen veriyor, onlara göz kulak oluyordu.

‫إنها تزود البيض‬ ‫بالأكسجين اللازم بأنبوبها، وتعتني به.‬

"Bu çocuk oğlan mı kız mı?" "Onlara sor."

"هل هذا فتى أو فتاة؟" "اسأله".

Bunun yerine, onlara engin ve sonsuz denizi arzulamayı öğretin."

بدلاً من ذلك, علمهم أن يتوقوا للبحر الشاسع اللامنتهي."

çünkü ben onlara çözülmesi imkansız görünen bir problemin uzmanıyım:

لأنني خبير في إحدى المشاكل التي يصعب عليهم حلها:

Tarihçilerin belirttiğine göre askerlerin gözlerinden yaşlar getirmişti ve onlara

يقول المؤرخون إنه أثار الدموع من أعين جنوده، وذكرهم

Orta sınıfın işlerini açtırmak için onlara çeşitli sübvansiyonlar verdi.

ليعطي الدعم للعاملين في فتح أعمالهم ويشجع الطبقة الوسطى

Kartacalıların çekildiğini düşünen İberliler onlara engel olmak için davrandılar.

كانوا معتقدين بأن القرطاجيين في طور التراجع، اندفع الايبريون لاعتراضهم

Ama orada onlara tek korkmaları gereken şeyin aslında kendinden

وسيكون من المفيد حقا أن يكون هناك شخص

Ve ne onlar bize yaklaşacaktır ne de biz onlara

ولن يقتربوا منا ولا نحن

Onlar işte yeryüzüne ulaşıyor ve biz onlara maruz kalıyoruz

يصلون إلى الأرض في العمل ونحن معرضون لهم

Ama şansımı denemeye ve onlara her şeyi anlatmaya karar verdim.

لكني قررت أن انتهز الفرصة وأخبر الجميع.

Ve daha parlak bir gelecek için onlara umut vermek istiyorum.

وأعطيهم الأمل لمستقبل أكثر إشراقًا.

Yemek sırasında İsa onlara içlerinden bir tanesinin ihanet edeceğini söylüyor

أثناء الوجبة ، أخبرهم يسوع أن أحدهم سيخونهم.

Sami Müslüman çalışanların iyi insanlar olduğunu ve onlara güvenebileceğini düşünüyordu.

اعتقد سامي أنّ عمّاله المسلمين أناس طيّبون و أنّه كان بإمكانه الثّقة بهم.

Ve deprem sonrası bu korkunç dönemi atlatmalarında onlara yardım etmek için

وبدأت العمل مع المجتمع المحلي

Viking uzun gemileri ve denizcilik ve denizcilikte ustalık, onlara istedikleri zaman

منحتهم سفن الفايكنج الطويلة وإتقان الملاحة والملاحة القدرة على الضرب كما

Yaklaşık üç yüzyıldır Avrupa, ölüme karşı tavırları onlara tehlikeli bir üstünlük

لما يقرب من ثلاثة قرون ، كانت أوروبا ترهب من قبل المحاربين الاسكندنافيين ، الذين

Ama gariptir ki onlara yaklaştıkça birçok açıdan çok benzediğimizi fark ediyorsun.

‫لكن الأمر العجيب هو أننا كلما اقتربنا منه،‬ ‫ندرك أننا متشابهان جدًا من نواح كثيرة.‬