Translation of "Onlara" in Korean

0.005 sec.

Examples of using "Onlara" in a sentence and their korean translations:

Onlara sorular sormalısınız.

여러분은 그들에게 질문을 하셔야 합니다.

Kolaylaşmıyor diyorum onlara,

저는 그렇지 않다고 말씀드리죠.

Onlara ''Anlıyorum'' diyorum,

"저도 알아요"라고 저는 말합니다.

Onlara da kimse inanmamış,

어느 누구도 그들을 믿지 않았습니다

Ayrıca onlara teşekkür etmeliydim.

그들에게 감사 인사도 전하고 싶었습니다.

Onları seviyoruz ve onlara yanaşıyoruz.

우리는 호감을 갖고 다가갑니다.

Onlara çok dikkatli bakmaya başladım.

저는 회사를 더욱 면밀히 관찰하기 시작했습니다.

Bu yüzden onlara kodlama öğreteceğiz.

지금부터 코딩을 가르칩니다.

Onlara karşı olabildiğimizce insancıl olacağız

최대한 인도적인 방법으로 사육하겠다는 거죠.

onlara ne söylediğimi biliyor musunuz?

제가 뭐라고 했는지 아세요?

onlara güvenmenin bir anlamı yok.

그러니 더이상 그들에게 기대는 건 무의미하죠.

onlara dijital teknoloji dersi veriyor,

학생들에게 디지털 기술과

...onlara avları üzerinde avantaj sağlar.

‎사냥감보다 유리하죠

Yatırım yapmaları için onlara fırsat veriyorum.

투자할 기회를 주는 겁니다.

O halde programımızı kullanmak için onlara

따라서 부모가 매주 프로그램 이용료를

Onlara iklim değişikliğinin önemini anlatmak istiyorum."

왜 기후변화 문제가 중요한지를 그 사람들한테 얘기하고 싶은데 말이죠."

onlara yönelik simültane çevirmenlerimiz olamaz mı?

전 세계 어디에서나요.

Bunu yapmak için onlara yardım etmeliyiz.

그리고 그렇게 하도록 돕는 것이 우리가 할 일입니다.

Ve biz zamanla onlara teşekkür edeceğiz.

그리고 곧 감사하게 될 겁니다.

Geceleyin, ormanın meyveleri tamamen onlara kalır.

‎밤이면 ‎숲의 과일은 모두 녀석들 차지죠

Işiniz hakkındakileri onlara nasıl anlatabilirsiniz değil mi?

어떻게 모금에 대해서 얘기할 수 있겠어요, 그쵸?

Ay'a götürmek için onlara nasıl yardım edersiniz?

당신이 달에 가는데 그들이 어떻게 도울수 있죠?

Bu onlara küçük bir servete mal olur.

돈이 만만치 않겠죠.

onlara bir şans daha verecek kişileri bekliyorlar,

누군가 기회를 주기만 기다리고 있어요.

onlara bir dizi yeni şey öğretmeye çalışacağız

저희는 그들의 뇌 활동을 쭉

Ancak onlara, kâşif ve mucit olmaları için

하지만 그것은 우리가 그들에게 탐험가와 발명가로 성장하는 데

Ne olduğunu inceleyip onlara şanslarını artırmaları hususunda

무엇이 다른 사람보다 더 운을 가지는지를 관찰하면서

Veya mutsuz olduğumuz zaman suçu onlara yüklediğimiz sürece

또는 우리가 불행하면 그들의 잘못으로 여기는 이상,

Uzak-UVC onlara kesinlikle ulaşabilir ve onları öldürebilir

극자외선은 확실히 이들을 뚫고 들어가 죽일 수 있지만

Yabancıların kafaları, onlara yapılan iddiaların doğası gereği karışık,

그들은 자신들의 혐의가 뭔지 몰라 혼동스럽고

Yumurtalara sifonuyla oksijen veriyor, onlara göz kulak oluyordu.

‎사이펀으로 산소를 공급하며 ‎암컷이 알을 보살피고 있었어요

Bunun yerine, onlara engin ve sonsuz denizi arzulamayı öğretin."

대신에, 그들이 광할하고 끝없는 바다를 동경하도록 이끌어라."

çünkü ben onlara çözülmesi imkansız görünen bir problemin uzmanıyım:

제가 그들이 풀 수 없다고 생각하는 문제의 전문가이기 때문입니다.

Ama orada onlara tek korkmaları gereken şeyin aslında kendinden

그리고 누군가가 그들에게

Ve deprem sonrası bu korkunç dönemi atlatmalarında onlara yardım etmek için

저희 지역 공동체와 함께

Ama gariptir ki onlara yaklaştıkça birçok açıdan çok benzediğimizi fark ediyorsun.

‎하지만 희한하게도 ‎문어를 자세히 들여다볼수록 ‎인간과 닮은 점이 ‎아주 많다는 것을 알게 되죠

Iş hakkın aynı ön yargılara sahipler ve onlara karşı aynı ön yargılar var.

동일한 편견을 갖고 있다고 봅니다.