Translation of "Kibarca" in English

0.005 sec.

Examples of using "Kibarca" in a sentence and their english translations:

Hanımlar, kibarca.

Ladies, gentle.

Kibarca isteyeceğiz.

We'll ask politely.

Sita kibarca gülümsedi.

Sita smiled pleasantly.

Daha kibarca konuşmalıydın.

You should have talked more politely.

Öğretmenini kibarca selamladı.

He made a polite bow to his teacher.

Onu kibarca düzelttim.

I politely corrected him.

Kibarca beni düzeltti.

He politely corrected me.

Tom kibarca gülümsedi.

Tom smiled politely.

Ben kibarca selamladım.

I bowed politely.

Onlar kibarca öpüştü.

They kissed tenderly.

Tom kibarca güldü.

Tom laughed politely.

Ann kibarca söylüyor.

Ann sings elegantly.

Gerçek kibarca anlatılabilir.

The truth can be told gently.

Kız atına kibarca davrandı.

The girl treated her horse kindly.

Kibarca bana şehri gezdirdi.

She kindly showed me around the city.

O kibarca beni düzeltti.

She politely corrected me.

O beni kibarca karşıladı.

She greeted me politely.

Tom'a kibarca haddini bildirdim.

I politely corrected Tom.

Tom soruyu kibarca yanıtladı.

Tom kindly answered the question.

O kibarca daveti reddetti.

She politely declined the invitation.

Tom kibarca başını salladı.

Tom nodded politely.

Tom Mary'yi kibarca öptü.

- Tom kissed Mary tenderly.
- Tom kissed Mary gently.

Tom beni kibarca selamladı.

Tom greeted me politely.

Tom başıyla kibarca selamladı.

Tom bowed politely.

Tom öneriyi kibarca reddetti.

Tom politely rejected the proposal.

Tom şapkasını kibarca kaldırdı.

Tom lifted his hat politely.

Tom'un davetini kibarca reddettim.

I politely declined Tom's invitation.

O kibarca bana selam verdi.

She bowed to me politely.

Şapkasını çıkardı ve kibarca selamladı.

He took off his hat and made a polite bow.

Tom kızını alnından kibarca öptü.

Tom gently kissed his daughter on the forehead.

Tom, Mary'nin davetini kibarca reddetti.

Tom politely declined Mary's invitation.

Tom kibarca Mary'ye teşekkür etti.

Tom politely thanked Mary.

Tom kibarca Mary'ye reverans yaptı.

Tom bowed to Mary politely.

Tom Mary'nin kolunu kibarca sıktı.

Tom squeezed Mary's arm gently.

Lütfen şimdi bana kibarca davran.

Please treat me nicely now.

Ben sana hep kibarca davrandım.

- I have always treated you with kindness.
- I've always treated you with kindness.

Cumhurbaşkanı hassas soruyu cevaplamayı kibarca reddetti.

- The president declined to answer the delicate question.
- The president politely declined to answer the delicate question.

Tom şapkasını çıkardı ve kibarca selamladı.

Tom took off his hat and bowed politely.

Tom ve Mary birbirlerini kibarca selamladılar.

Tom and Mary nodded to each other politely.

Küçük kız beni başıyla kibarca selamladı.

The little girl made a polite bow to me.

- Tom nazikçe konuştu.
- Tom kibarca konuştu.

Tom spoke gently.

Tom cevabını daha kibarca ifade edebilirdi.

- Tom could have phrased his answer more politely.
- Tom could've phrased his answer more politely.

Tom kibarca geri çevirmek zorunda kaldı.

Tom had to politely decline.

Ona kibarca sorarsak Tom bize yardım edebilir.

Tom might help us if we ask him politely.

Ona kibarca sorarsan Tom sana yardım edebilir.

Tom might help you if you ask him politely.

Ona kibarca teşekkür etti ve aceleyle uzaklaştı.

- He thanked her very politely, and hurried off.
- He thanked her very politely and quickly left.

Eğer ondan kibarca istersen Tom onu yapar.

Tom will do that if you ask him politely.

O her zaman herkese karşı kibarca hareket eder.

She always acts politely toward everybody.

Dün oğlunuza rastladım ve o bana kibarca selam verdi.

I met your son yesterday and he politely greeted me.

Dün senin oğlununla karşılaştım ve o beni kibarca selamladı.

I met your son yesterday and he greeted me politely.

Ona kibarca rica edersen Tom onu senin için yapar.

Tom will do that for you if you ask him politely.

- Tom Mary'yi kibarca dudaklarından öptü.
- Tom Mary'yi şefkatle dudaklarından öptü.

Tom kissed Mary tenderly on the lips.

Bu banka çalışanları son zamanlarda çok kibarca küstah görünüyor. Ben bunun arkasında ne olduğunu merak ediyorum.

These bank employees seem so politely insolent lately. I wonder what's behind it.

- Lunaparkta Mary yalnız başına ağlayan bir oğlan buldu ve yumuşak bir sesle "Merhaba yavrum, sorun nedir? Kayıp mı oldun? Seni Kayıp Çocuklar Şubesine götüreyim mi?" dedi.
- Eğlence parkında kendi kendine ağlayan bir erkek çocuk buldu, ve onunla kibarca konuştu. "Hey, evlat, Sorun nedir? Kayboldun mu? Seni kayıp çocuklar bölümüne götürmemi ister misin?"

In the amusement park Mary found a boy on his own weeping, and spoke to him gently. "Hey, sonny, what is it? Are you lost? Would you like me to take you to the Lost Children Department?"