Translation of "Alice" in English

0.014 sec.

Examples of using "Alice" in a sentence and their english translations:

Alice gülümsedi.

Alice smiled.

Alice odasına koştu.

Alice rushed into her room.

Alice odamda uyuyor.

Alice is sleeping in my room.

Alice benim annemdir.

Alice is my mother.

Alice odasında uyuyor.

Alice is sleeping in her room.

Alice muhtemelen gelebilir.

Alice may possibly come.

Alice, köpeği görmedi.

- Alice didn't see the dog.
- Alice did not see the dog.

Alice umurumda değil.

I don't care for Alice.

Alice pazara yürümedi.

Alice didn't walk to the market.

Mary'yi Alice sanmıştım.

I mistook Mary for Alice.

Alice uzun yoldan kaydı.

Alice slid down the long slide.

Alice kilo vermeye çalıştı.

Alice has tried to lose weight.

Alice, Eric'e karşı sadakatsizdi.

Alice was unfaithful to Eric.

Alice sert annesinden korkmuştu.

Alice was frightened of her strict mother.

Alice kız kardeşini dinlemiyordu.

Alice wasn't listening to her sister.

Alice "Mary?" diye fısıldadı.

"Mary?" Alice whispered.

"Mary sevimlidir." "Alice de."

"Mary is cute." "So is Alice."

Mary Alice kadar güzeldir.

Mary is as pretty as Alice.

Mary ve Alice eltidir.

Mary and Alice are sisters-in-law.

- Alice saat onda yatağa gitti.
- Alice saat onda yatmaya gitti.

Alice went to bed at ten.

Alice çok güzel bacaklara sahip.

Alice has stunning legs.

Alice şu anda tenis oynuyor.

Alice is playing tennis at the moment.

Mary ve Alice kız kardeştir.

Mary and Alice are sisters.

Mary ve Alice kardeş değiller.

Mary and Alice aren't sisters.

Alice, Mary'nin en sevdiği arkadaşıdır.

Alice is Mary's dearest friend.

Alice utanç içinde başını eğdi.

Alice hung her head in shame.

Alice konuşuyorken John sözünü kesti.

John broke in as Alice was speaking.

Alice saat onda yatağa gitti.

Alice went to bed at ten.

Alice otobüsünü yakalamak için koşuyor.

Alice is running to catch her bus.

Mary ve Alice, Tom'un yeğenleri.

Mary and Alice are Tom's nieces.

Mary Alice kadar güzel değil.

Mary isn't as beautiful as Alice.

Mary ve Alice kardeş gibiydiler.

Mary and Alice were like sisters.

Mary ve Alice, kardeş gibiler.

Mary and Alice are like sisters.

Mary ve Alice, Tom'un kızlarıdır.

Mary and Alice are Tom's daughters.

Mary ve Alice Tom'un teyzeleridir.

Mary and Alice are Tom's aunts.

Mary ve Alice akıllı kadınlardır.

Mary and Alice are intelligent women.

Mary ve Alice kardeş gibi görünüyor.

Mary and Alice look like sisters.

Alice hoş kokulu bir parfüm kullanıyor.

Alice is wearing a sweet-smelling perfume.

Mary ve Alice kardeşmiş gibi davrandılar.

Mary and Alice pretended they were sisters.

Mary ve Alice uygun kıyafetler giydi.

Mary and Alice wore matching outfits.

Jack, Jill ve Alice tepeye tırmandılar.

Jack, Jill and Alice went up the hill.

Alice, toplantıda mevcut değildi, değil mi?

Alice wasn't present at the meeting, was she?

Mary ve Alice kız kardeş mi?

Are Mary and Alice sisters?

Mary ve Alice gerçekten kardeş mi?

Are Mary and Alice really sisters?

Mary Alice kadar çok makyaj yapmaz.

- Mary doesn't wear as much makeup as Alice.
- Mary doesn't wear as much makeup as Alice does.

Mary ve Alice tek yumurta ikizidir.

Mary and Alice are identical twins.

Mary ve Alice, Tom'un kız kardeşleridir.

Mary and Alice are Tom's sisters.

Mary ve Alice normal genç kızlardır.

Mary and Alice are normal teenage girls.

" Ehem!"diyerek Alice böbürlendi,gururla göğsünü kabarttı.

"A-hem!" Alice boasted, puffing up with pride.

Tom ve Mary kızlarına Alice adını verdiler.

Tom and Mary named their daughter Alice.

Tom Mary'ye John'u Alice ile gördüğünü söyledi.

Tom told Mary that he'd seen John with Alice.

Alice yüreğinde erimiş katı bir şey hissetti.

Alice felt something hard melt in her heart.

Alice, geçen Pazardan beri soğuk algınlığı geçiriyor.

Alice has had a cold since last Sunday.

Tom Mary'nin Alice kadar güzel olduğunu düşünmüyor.

Tom doesn't think Mary is as pretty as Alice.

Sadece Alice ve tavşan Harikalar Diyarı'nda yaşar.

Only Alica and the rabbit live in Wonderland.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi sınıfta.

Tom, Mary, John and Alice are all in the classroom.

Tom, Mary, John ve Alice aynı sınıfta.

Tom, Mary, John and Alice are in the same class.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi Boston'lu.

Tom, Mary, John and Alice are all from Boston.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi Kanadalı.

Tom, Mary, John and Alice are all Canadians.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi oradaydı.

Tom, Mary, John and Alice were all there.

Tom Mary'yi boşadı ve Alice ile evlendi.

Tom divorced Mary and married Alice.

Tom, Mary'yi boşayıp Alice ile evlenmek istiyordu.

Tom wanted to divorce Mary and marry Alice.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi yüzebilirler.

Tom, Mary, John and Alice can all swim.

Mary ve Alice bana sevgililerinin resimlerini gösterdi.

Mary and Alice showed me pictures of their boyfriends.

Tom ve Mary kızlarına Alice adını koyacaklar.

Tom and Mary are going to name their daughter Alice.

Mary ve Alice bana kocalarının resimlerini gösterdi.

Mary and Alice showed me pictures of their husbands.

Mary ve Alice aynı erkeğe aşık oldular.

Mary and Alice fell in love with the same man.

Mary ve Alice arasında nasıl seçim yapabilirim?

How could I choose between Mary and Alice?

Tom Mary'den ayrıldıktan sonra Alice ile çıkmaya başladı.

After Tom broke up with Mary, he started dating Alice.

Tom, Mary John ve Alice masanın etrafına oturtuldular.

Tom, Mary, John and Alice were seated around the table.

Mary ve Alice her zaman benzer giysiler giyiyor.

Mary and Alice always wear similar clothes.

Mary ve Alice sık sık aynı şeyi giyiyor.

Mary and Alice often wear the same thing.

Alice dün orada olabilir, ama biz onu görmedik.

Alice might have been there yesterday, but we didn't see her.

Tom ve Mary'nin Alice adında bir kızları var.

Tom and Mary have a daughter named Alice.

Tom hem Mary hem de Alice ile çıktı.

Tom has dated both Mary and Alice.

Tom bana, "Alice önceki gün Mary'yi görmedi." diyecek.

Tom will tell me, "Alice didn't see Mary the day before yesterday."

Tom, Mary, John ve Alice hepsi Fransızca konuşabilir.

- Tom, Mary, John and Alice can all speak French.
- Tom, Mary, John and Alice all can speak French.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi aynı sınıfta.

Tom, Mary, John and Alice are all in the same class.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi orada olacak.

Tom, Mary, John and Alice are all going to be there.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi onu yapacak.

Tom, Mary, John and Alice are all going to do that.

Tom Mary'nin John ve Alice ile konuştuğunu görmedi.

Tom didn't see Mary talking with John and Alice.

Tom, Mary, John ve Alice buraya birlikte geldi.

Tom, Mary, John and Alice came here together.

Tom Mary ve John'ın Alice hakkında konuştuğunu duydu.

Tom heard Mary and John talking about Alice.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi onu yapabilir.

Tom, Mary, John and Alice can all do that.

Tom, Mary, John ve Alice ateşin etrafında oturdular.

Tom, Mary, John and Alice sat around the fire.

Mary ve Alice sıklıkla kız kardeşleri ile karıştırılırlar.

Mary and Alice are often mistaken for sisters.

- Alice ve Mary bir üniversite hastanesinde uzman hekim.
- Alice ve Mary bir eğitim ve araştırma hastanesinde uzman doktor.

Alice and Mary are attending physicians at a teaching hospital.

Geçen gün John ve Alice bakarken Tom Mary'yi öptü.

Tom kissed Mary while John and Alice were looking the other way.

Yunanistan Prensesi Alice sağırdı ve üç dilde dudak okuyabilirdi.

Princess Alice of Greece was deaf and could lip-read in three languages.

Tom, Mary, John Alice ve ben birlikte şarkı söylerdik.

Tom, Mary, John, Alice and I used to sing together.

Tom bana Fransızca, "Alice önceki gün Mary'yi gördü" dedi.

Tom told me in French, "Alice saw Mary the day before yesterday."

Tom soruyor bana, "Neden Alice önceki gün Mary'yi görmüş?"

Tom is asking me, "Why did Alice see Mary the day before yesterday?"

Tom, Mary, John ve Alice hepsi eğleniyor gibi görünüyor.

Tom, Mary, John and Alice all seem to be having fun.