Translation of "Mike" in English

0.007 sec.

Examples of using "Mike" in a sentence and their english translations:

- Günaydın, Mike.
- Günaydın Mike

Good morning, Mike.

Mike gülümsedi.

Mike smiled.

Nasılsın, Mike?

How are you, Mike?

Günaydın Mike

Good morning, Mike.

Günaydın, Mike.

Good morning, Mike.

Mike gülüyor.

Mike laughs.

- Mike Japonca'yı iyi konuşuyor.
- Mike iyi Japonca konuşur.
- Mike Japoncayı iyi konuşur.

Mike speaks good Japanese.

Mike, geleceğini söyledi.

Mike said that he would come.

Mike takımımızın kaptanıdır.

- Mike is captain of our team.
- Mike is the team's captain.

Ne haber, Mike?

What's up, Mike?

Güvenini kaybetme, Mike.

Don't lose confidence, Mike.

Mike kedi sever.

Mike likes the cat.

Mike takımın kaptanıdır.

- Mike is captain of our team.
- Mike is the team's captain.

Mike kedileri sever.

Mike likes cats.

Merhaba, ben Mike.

Hello, I'm Mike.

Mike başkan seçildi.

Mike was elected chairperson.

Mike, nasıl gidiyor?

Mike, how's it going?

- Mike iyi beyzbol oynayamaz.
- Mike, iyi beyzbol oynayamaz.

Mike can't play baseball well.

- Mike iyi şarkı söylüyor.
- Mike iyi şarkı söyler.

Mike sings well.

- Mike ve Ken arkadaştırlar.
- Mike ve Ken arkadaşlar.

Mike and Ken are friends.

- Mike Tyson kimi ısırmıştı?
- Mike Tyson kimi ısırdı?

Who did Mike Tyson bite?

- Mike okula otobüsle gider.
- Mike otobüsle okula gider.

Mike goes to school by bus.

- Mike onu Ned diye çağırır.
- Mike ona Ned der.

Mike calls him Ned.

- Mike rahatsız edilmemesini istedi.
- Mike rahatsız edilmemesini rica etti.

Mike asked that he not be disturbed.

Mike hariç, herkes partideydi.

With the exception of Mike, everyone was at the party.

Mike çok geçmeden iyileşir.

It won't be long before Mike gets well.

Mike ailesinde en gençtir.

Mike is the youngest in his family.

Mike dün uygulamaya katılmadı.

- Mike didn't join the practice yesterday.
- Mike didn't take part in yesterday's practice.

Mike Pazartesi basketbol çalışmaz.

Mike doesn't practice basketball on Monday.

Mike basketbol oynamayı seviyor.

Mike likes to play basketball.

Mike kendisi bavulu taşıyabildi.

Mike managed to carry the suitcase by himself.

Mike çok iyi yüzer.

Mike swims very well.

Mike çocuğa doğru yanaştı.

Mike walked up to the boy.

Mike üçünün en uzunudur.

Mike is the tallest of the three.

Mike bir yıldır işşiz.

Mike has been out of work for a year.

Mike, sınıfına ayak uyduramadı.

Mike could not keep up with his class.

Onu duydun mu, Mike?

Did you hear that, Mike?

Mike Tyson bir boksördür.

Mike Tyson is a boxer.

Mike dünkü uygulamaya katılmadı.

- Mike didn't join the practice yesterday.
- Mike didn't take part in yesterday's practice.

Mike Japonca'yı iyi konuşuyor.

Mike speaks good Japanese.

Ona Mike diye sesleniriz.

We call him Mike.

Mike içmeyi bıraktı mı?

- Has Mike quit drinking?
- Did Mike stop drinking alcoholic drinks?

Onu Mike olarak çağırırım.

I call him Mike.

Kalktığımda Mike zaten gitmişti.

When I got up, Mike had already left.

Mike ile konuşabilir miyim?

Can I talk to Mike?

Mike kardeşini yüzüstü bıraktı.

Mike left his brother in the lurch.

Merhaba, benim adım Mike.

Hi, my name is Mike.

Mike ve Ken arkadaşlar.

Mike and Ken are friends.

Merhaba çocuklar, ben Mike.

Hi guys, I'm Mike.

Sami, Mike Tyson'a benziyor.

Sami looks like Mike Tyson.

Mike ve Ken arkadaştırlar.

Mike and Ken are friends.

- Mike, bu senin kitabın mı?
- Mike, bu kitap senin mi?

Mike, is this your book?

Bakım ve onarımdan sorumlu Mike

I had Mike, the maintenance guy.

Mike ile konuşabilir miyim, lütfen.

May I speak to Mike, please?

Mike öfkeli bir görüntü takındı.

Mike wore an indignant look.

Mike hayvanları çok fazla severdi.

Mike liked animals very much.

Mike dün çok hızlı koştu.

Mike ran very fast yesterday.

Mike toplantının başkanı gibi davrandı.

Mike acted as chairperson of the meeting.

Mike yönetim kurulunda tek erkek.

Mike is the only man on the board.

Mike geçen yaz Kyoto'ya gitti.

Mike went to Kyoto last summer.

Mike, sınıftaki en parlak öğrenci.

Mike is the brightest student in class.

Mike her zaman sakin kalır.

- Mike always stays cool.
- Mike always remains calm.

Mike her şeyde babasına çekmiş.

Mike takes after his father in everything.

Mike ve Tom aynı sınıftalar.

Mike and Tom are in the same class.

Mike bu raketi dün aldı.

It was yesterday that Mike bought this racket.

Telefonda isteniyorsun, Mike. O Jane.

You are wanted on the phone, Mike. It's Jane.

Sağ ol, Mike. Tavuk sevmem.

Thanks, Mike. I don't like chicken.

Kapı aniden Mike tarafından açıldı.

The door was suddenly opened by Mike.

Hiroshi "Bak, Mike!" diye bağırıyor.

"Look, Mike!", Hiroshi cries.

Polise telefon eden Mike idi.

It was Mike that telephoned the police.

Mike Yumi ile konuşurken eğlendi.

Mike had fun talking to Yumi.

Mike Yumi ile konuşarak eğlendi.

Mike had a good time talking to Yumi.

Ben Mike. Hiroshi orada mı?

This is Mike. Is Hiroshi there?

Mike, bu kitap senin mi?

- Mike, is this book yours?
- Mike, is this your book?

- Mike ile arkadaşım.
- Mike'ın arkadaşıyım.

I am friends with Mike.

Arthur Mike kadar mutlu değil.

Arthur isn't as happy as Mike.

Mike kendini nasıl savunacağını bilir.

Mike knows how to defend himself.

Mike pazartesi günleri basketbol oynamaz.

Mike doesn't play basketball on Mondays.

"Nasılsın Mike?" "Benim adım Tom."

"How are you doing, Mike?" "My name is Tom."

Mike rahatsız edilmemesini rica etti.

Mike asked not to be disturbed.

Bu senin kitabın mı, Mike?

Is this your book, Mike?

Mike köpeğine Spike adını verdi.

Mike named his dog Spike.

Mike bu akşam yemeğe geliyor.

Mike is coming to dinner this evening.

Mike sadece şişe su içer.

Mike only drinks bottled water.

Mike babasının zengin olmasıyla gurur duyar.

Mike is proud of his father being rich.

Mike geçen hafta dişlerini kontrol ettirdi.

Mike had his teeth checked last week.

Mike yüzme kulübünün bir üyesi midir?

Is Mike a member of the swimming club?

Mike saat beşte kütüphaneden geri döndü.

Mike got back from the library at five.

Mike öneri şeklinde birkaç kelime söyledi.

Mike said a few words by way of suggestion.