Translation of "Etmiştim" in English

Bunu hak etmiştim.

- I deserved it.
- I had it coming.

Geleceğini tahmin etmiştim.

I guessed you would come.

Toplantıya katılmaya niyet etmiştim.

I had intended to attend the meeting.

Arkadaş olabileceğimizi umut etmiştim.

I had hoped we might become friends.

Tom'la konuşmayı ümit etmiştim.

- I'd hoped to speak with Tom.
- I was hoping to talk to Tom.

Onun iyileşeceğini ümit etmiştim.

I had hoped that he would recover.

Onlarla konuşmayı ümit etmiştim.

I'd hoped to speak with them.

Onunla konuşmayı umut etmiştim.

I'd hoped to speak with him.

Bunu yapmaya niyet etmiştim.

I had intended to do that.

Tom'u öpmeyi hayal etmiştim.

I dreamed about kissing Tom.

Onun olacağını tahmin etmiştim.

I anticipated that would happen.

Benimle arkadaşlığı kesmemelerini umut etmiştim.

after I told them about myself that night.

Tom'u Boston'da görmeyi ümit etmiştim.

I'd hoped to see Tom in Boston.

Onu dün bitirmeyi ümit etmiştim.

- I hoped to have finished it yesterday.
- I had hoped to finish it yesterday.

Dün Tom'u aramaya niyet etmiştim.

I had intended to call Tom yesterday.

Ben onu yapmayı hayal etmiştim.

I dreamed about doing that.

Ben orada onunla karşılamayı ümit etmiştim.

I had hoped to meet her there.

Ben yurt dışına gitmeye niyet etmiştim.

I had intended to go abroad.

- Sadece merak ettim.
- Sadece merak etmiştim.

I was just curious.

- Bunu hak ettim.
- Bunu hak etmiştim.

I deserved it.

Bunu dün bitirmiş olmayı ümit etmiştim.

I had hoped to have finished this yesterday.

Bunu yaptığım için kendimden nefret etmiştim.

I hated myself for doing that.

Ben oraya gitmek için niyet etmiştim.

I had intended to go there.

Analiz uzmanlığından proje yöneticiliğine terfi etmiştim

I was promoted from analyst to project manager,

Bu işte beklentileri karşılayamayacağını tahmin etmiştim.

I predicted that you wouldn't be able to cut the mustard in this job.

Çin'e son gittiğimde Şangay'ı ziyaret etmiştim.

The last time I went to China, I visited Shanghai.

Onunla bir daha konuşmayacağıma yemin etmiştim.

I swore never to speak to her again.

Onu aramaya niyet etmiştim fakat aramayı unuttum.

I meant to call her, but I forgot to.

Bu haftaya kadar onu bitirmiş olmayı umut etmiştim.

I hoped to have finished it by this week.

Bu fotoğrafları nasıl buluyorsun? Onları bugün banyo etmiştim.

How do you like these photos? I had them developed today.

- Çin'e son gittiğimde Şangay'ı ziyaret etmiştim.
- Çin'e son kez gittiğimde, Şangay'ı ziyaret ettim.
- Çin'e son gittiğimde, Şangay'ı ziyaret ettim.

The last time I went to China, I visited Shanghai.