Translation of "Donmuş" in English

0.006 sec.

Examples of using "Donmuş" in a sentence and their english translations:

Donmuş kalmıştım.

I was petrified.

Kulaklarım donmuş.

My ears are frozen.

Göl donmuş.

The lake is frozen.

Küp donmuş.

The cube's frozen.

Donmuş olduğu için

That, as it is frozen, it sometimes

O hâlâ donmuş.

It's still frozen.

Önümüzdeki yol donmuş.

The road ahead is frozen.

Ayak parmaklarınız donmuş.

Your toes are frostbitten.

- Donmuş kalmıştım.
- Kanım donmuştu.

I was petrified.

Donmuş tabaka eriyor ve kuruyor,

the permafrost is thawing and draining.

Kemikler buzda donmuş olarak kaldı.

The bones remained frozen in the ice.

Kısmen donmuş Delaware nehrini geçtiler.

They crossed the partly-frozen Delaware River.

Tom donmuş kırağı üzerinde kaydı.

Tom slipped on black ice.

Sibirya'da donmuş bir mamut bulundu.

A frozen mammoth has been found in Siberia.

Kışın donmuş göllerde yüzmeye giderim.

In the winter, I go swimming in frozen lakes.

Donmuş bir göle çıkarken dikkatli olmalıyız.

We've got to be careful going out on a frozen lake.

Gölün yüzeyi tamamen donmuş olsa da

So, even though this whole lake is frozen over...

Donmuş bir göle çıkarken dikkatli olmalıyız.

We've gotta be careful going out on a frozen lake.

Schopenhauer mimariyi "donmuş müzik" olarak tanımladı.

Schopenhauer defined architecture as "frozen music."

Tom donmuş bir akşam yemeği yedi.

Tom ate a frozen dinner.

Dün yine çok soğuktu. Donmuş olabilirim.

Yesterday it was so cold again. I may have frozen.

Tüm bu bölge, donmuş bir göle benziyor.

It looks like this whole area is actually a frozen lake.

1462 başlarında, Eflak ordusu, donmuş Tuna önüne

And in early 1462, while on route to cross the frozen Danube, Wallachian cavalry stops

Dünya yüzeyinin beşte biri donmuş topraklarla kaplıdır.

One fifth of the earth's surface is covered by permafrost.

Genç insanlar donmuş gölet üzerinde paten yapıyorlardı.

Young people were skating on the frozen pond.

Yoksa larvaları alıp donmuş gölde balık mı avlayalım?

or do we try and catch a fish in the frozen lake with some larvae?

Geri çekilmenin sonunda parmakları donmuş halde yürüyerek yürüyordu.

By the end of the retreat, he was marching  on foot, with frostbitten fingers. When  

Çocuklar donmuş gölet üzerinde bir hokey pisti kurdular.

The boys set up a hockey rink on the frozen pond.

Çok fazla Botox sana donmuş bir görünüm verebilir.

Too much Botox can give you a frozen look.

Yoksa larvaları alıp donmuş bir gölde balık mı avlayalım?

or we try and catch a fish in the frozen lake with some larvae?

Doğru, son bir kaç yıldır, insanlara riskli ve donmuş

That’s right, in the last few years, those companies which get money from people to make

- Patenlerini al. Göl buz tutmuş.
- Patenlerini al. Göl donmuş.

Get your skates. The lake is frozen.

Tom ve Mary donmuş gölet üzerinde paten kaymaya gittiler.

Tom and Mary went skating on the frozen pond.

Donmuş Tuna üzerinden tüm Karadeniz yolunu yağma ve katliamdan geçirdiler

the frozen Danube, all the way to the Black sea.

Yalnızca dondurmaları değil, dondurulmuş şerbet ve donmuş yoğurdu da severim.

I like not only ice creams, but also sorbet and frozen youghurt.

Buzullar donmuş nehirlerdir. Irmak gibi akıyorlar, sadece çok daha yavaş.

Glaciers are frozen rivers. They flow like rivers, only much slower.

Ve şuradaki donmuş göle gidip bir delik açarak balık avlamaya çalışırım.

and go down to the frozen lake here, dig a hole and try and catch some fish.

Akışkan ve ergimiş magma donmuş ve dünya artık yok olmaya hazır

fluid and molten magma frozen and the world is ready to perish

Ve adamlarını , gece donmuş Dinyeper Nehri'ni geçerek, şahsen askerleri geri çekerek

calls to surrender, and led his men in an astonishing forced march across enemy territory,

Uzun zaman önce terk edilmiş küçük kasaba zamanla donmuş gibi görünüyor.

The small town, abandoned long ago, seems frozen in time.

Daha doğrusu kanunların belirli bir siyasi dönemin donmuş ifadesi olduğu söylenince alınıyorlar.

Or better yet, that the law is the frozen expression of a political time.

Ve ayrıca, borçların çoğunluğu donmuş durumda yani Çin'deki asıl borç çok daha

And, besides, much of this debt is opaque, so the actual debt in China could be much

Başkurdistan'daki Nuguş Nehri, genellikle kasım ayında donar ve nisan ayına kadar donmuş kalır.

The Nugush River, in Bashkortostan, usually freezes during November and remains frozen until April.

Dünya'nın kriosferi (gezegenimizdeki donmuş su), şu anda dünya yüzeyinin yaklaşık % 10'unu kaplar.

The Earth's cryosphere (the frozen water on our planet) currently covers about 10% of the Earth's surface.