Translation of "Kalmıştım" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kalmıştım" in a sentence and their english translations:

Donmuş kalmıştım.

I was petrified.

Şaşırıp kalmıştım.

I was baffled.

Nerede kalmıştım?

Now, where was I?

İşe geç kalmıştım.

I was late for work.

- Donmuş kalmıştım.
- Kanım donmuştu.

I was petrified.

Gerçekten çok geç kalmıştım.

I was really late.

Bir süre Boston'da kalmıştım.

I stayed in Boston for a while.

Japonya'ya dönmeden önce Boston'da kalmıştım.

- I had been staying in Boston before I came back to Japan.
- I had stayed in Boston before I returned to Japan.

Trafikte sıkıştığım için geç kalmıştım.

I was late because I got stuck in traffic.

Ben üç saat geç kalmıştım.

I was three hours too late.

Okula bu yüzden geç kalmıştım.

This is why I was late for school.

Hikâyede takılı kalmıştım her şey trajik görünüyordu.

locked in the story that all of this was tragic.

Ve yurt odamdan yaptığım işi çöküşte kapatmak zorunda kalmıştım

I had had a dorm room business, I'd had to shut it down in the bust,

- Sadece beş dakika gecikmiştim.
- Yalnızca 5 dk. geç kalmıştım.

I was only five minutes late.

- Bu sabah çok erken kalmıştım.
- Bu sabah çok erken kalktım.

This morning I was up very early.

- Çenem düştü.
- Ağzım bir karış açık kalmıştı.
- Ağzım açık kaldı.
- Hayretler içinde kalmıştım.

My jaw dropped.