Translation of "Kuruyor" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kuruyor" in a sentence and their english translations:

Nehir kuruyor.

The river is running dry.

Kıyafetler kuruyor.

The clothes are drying.

Boya kuruyor.

- The paint's drying.
- The paint is drying.

Tom'un gömleği kuruyor.

Tom's shirt is drying.

Hayal kuruyor olmalıyım.

I must be dreaming.

Tom hayal kuruyor.

- Tom is dreaming.
- Tom is daydreaming.

Onlar hayal kuruyor.

They were dreaming.

Mary'nin giysisi güneşte kuruyor.

Mary's dress is drying in the sun.

Sen hayal kuruyor olmalısın.

- You must've been dreaming.
- You must have been dreaming.

Tom hayal kuruyor mu?

Is Tom dreaming?

Onlar nasıl iletişim kuruyor?

How do they communicate?

Ön cam hala kuruyor.

The windshield is still drying.

Donmuş tabaka eriyor ve kuruyor,

the permafrost is thawing and draining.

Gelip bu insanla etkileşim kuruyor.

so you go and you interact with this human.

O her zaman hayal kuruyor.

He is always day-dreaming.

Köpeğim bir kedinin hayalini kuruyor.

My dog is dreaming of a cat.

Tom hayal kuruyor gibi görünüyor.

Tom seems to be daydreaming.

Tom her zaman hayal kuruyor.

Tom is always daydreaming.

Başka kimse bağlantı kuruyor mu?

Does anybody else see a connection?

Gökyüzü bile bize karşı komplo kuruyor.

Even the sky conspires against us.

Kontakt kullandığımda gözlerim kuruyor ve kızarıyor.

When I use contacts, my eyes feel dry and become red.

Tom ve büyükbabası Fransızca iletişim kuruyor.

Tom and his grandfather communicate in French.

Tom Mary ile gizlice ilişki kuruyor.

Tom has secretly been contacting Mary.

Bu ilaçları satan kişiler arasında bağlantı kuruyor.

with those who are selling their private leftovers.

- Babam köprüler kuruyor.
- Babam köprüler inşa ediyor.

My father builds bridges.

- Tom boşa hayal kuruyor.
- Tom akıntıya kürek çekiyor.

Tom is a lost cause.

Ve orada gizli olarak Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'ni kuruyor.

and in there he secretly establishes the Motherland and Liberty Society.

Placentia'ya hareket ediyor ve Po Nehri'nin karşısına kampını kuruyor.

He marches to Placentia and makes camp across the Po river.

Birçok Amerikalı eski hükümlü Meksika'da yeni bir hayat kuruyor.

Many American ex-convicts make a new life in Mexico.

Hemen kendine Next adında yazılım ve donanım geliştirme şirketini kuruyor

He immediately establishes a software and hardware development company named Next

- Kotlar çok zor kuruyor.
- Kot pantolonların kuruması çok uzun sürüyor.

Jeans take forever to dry.

4 milyondan fazla Avustralyalı, İngilizceden başka bir dilde iletişim kuruyor.

Over 4 million Australians communicate in a language other than English.

- Ağzınız çok kuruyor mu?
- Sık sık ağız kuruluğu yaşıyor musunuz?

Do you regularly experience dry mouth?

Longus bu fikre katılmayıp, Scipio'nun bulunduğu konumdan bir kaç kilometre kuzeyde kampını kuruyor.

Longus disagrees and sets up camp a few kilometres north from Scipio's position.

Düşmana bordaladıkları gibi, Himilco'nun mürettebatı Masilyalılara karşı üstünlüğü kuruyor, sağ kanatta da Romalıları sindiriyorlar.

As they board the enemy, Himilco’s crews begin overwhelming the Massilians and Romans on the right.

- Tom büyük zaman kaybedendir.
- Tom katmerli bir ezik.
- Tom neye elini atsa kuruyor.
- Tom yıkık bir tip.

- Tom is a big time loser.
- Tom is a born loser.

- Tom katmerli bir ezik.
- Tom'un doğuştan bahtı kara.
- Tom neye elini atsa kuruyor.
- Tom yıkık bir tip.

Tom is a born loser.