Translation of "Denemelisin" in English

Denemelisin.

You must try.

Bunu denemelisin.

You've got to try this.

Onu denemelisin.

You should try it.

Onu denemelisin!

You should try it on.

Sınavı tekrar denemelisin.

You should try the exam again.

Daha çok denemelisin.

You need to try harder.

Biraz daha denemelisin.

You should try a little harder.

Bazı günler denemelisin.

Someday you should give it a try.

Bunlardan birini denemelisin.

You should try one of these.

Belki bunu denemelisin.

Maybe you should try it.

Onlarla konuşmayı denemelisin.

You should try to help them.

Bence yeniden denemelisin.

- I think you should try again.
- I think that you should try again.

Daha kibar olmayı denemelisin.

You should try to be more polite.

Belki çift terapisini denemelisin.

Maybe you should try couples therapy.

Bir ara bunu denemelisin.

You ought to try it sometime.

Bir gün bunu denemelisin.

You should try it sometime.

Bu keki gerçekten denemelisin.

You really should try this cake.

Daha iyimser olmayı denemelisin.

You should try being more optimistic.

Bu pastadan biraz denemelisin.

You should try some of this pie.

O iyidir. Onu denemelisin.

It's good. You should try it.

Bunlardan birini denemelisin; lezzetli.

You should try this. It's delicious.

Onu tekrar yapmayı denemelisin.

You should try doing that again.

Başka bir şey denemelisin.

You should try something else.

Belki egzersiz yapmayı denemelisin.

Maybe you should try exercising.

Ayakkabıları almadan önce onları denemelisin.

Before buying shoes, you should try them on.

Gerçekten onu bir ara denemelisin.

You really should try it sometime.

O zengin. Bunu sen denemelisin.

He's rich. You should try it.

Belki yeni bir şampuan denemelisin.

Maybe you should try a new shampoo.

Henüz bir bisiklet sürmediysen bir denemelisin.

If you haven't driven a bike yet, you should give it a shot.

Pastayı henüz denemediysen, denemelisin. Gerçekten lezzetli.

If you haven't tried the cake yet, you should. It's really delicious.

Daha az bira içmeyi kesinlikle denemelisin.

You should absolutely try to drink less beer.

- Daha kibar olmayı denemelisin.
- Daha kibar olmaya çalışmalısınız.

You should try to be more polite.

Gerçekten bir meydan okuma istiyorsan, rüzgar sörfünü denemelisin.

If you really want a challenge, you should try windsurfing.

Bunun kolay olmadığını biliyorum, ama en azından denemelisin.

I know it's not easy, but you've got to at least try.

Bunu sevmeyebilirsin ama onu en azından bir kere denemelisin.

You may not like it, but you should at least try it.

- Bunu denemelisin.
- Bunu denemek zorundasın.
- Bunu denemen gerekiyor.
- Bunu denemen lazım.

You've got to try it.