Translation of "Dağıtmaya" in English

0.003 sec.

Examples of using "Dağıtmaya" in a sentence and their english translations:

Onun dikkatini dağıtmaya çalışıyordum.

I was trying to distract her.

Onların dikkatlerini dağıtmaya çalışacağım.

I'll try to distract them.

Tom durumu dağıtmaya çalıştı.

Tom tried to diffuse the situation.

Benin dikkatimi dağıtmaya mı çalışıyorsun?

Are you trying to distract me?

Tom, içip efkarını dağıtmaya çalıştı.

Tom tried to drink his problems away.

Sami yılanın dikkatini dağıtmaya çalıştı.

Sami tried to distract the snake.

Dikkatini dağıtmaya çalıştım, ama boşuna oldu.

I tried to distract him, but it was in vain.

Tom kartları kesti ve dağıtmaya başladı.

Tom cut the cards and started dealing.

Bu sınırlı alan üstündeki odağınızı dağıtmaya çalışacağım.

I will attempt to fracture your focus across this confined arena.

- Tom Mary'nin kaçabilmesi için polisin dikkatini dağıtmaya çalıştı.
- Tom Mary kaçabilsin diye polisin dikkatini dağıtmaya çalıştı.

Tom tried to distract the police so Mary could escape.

Dan Linda'yı kaçırmak için polisin dikkatini dağıtmaya çalıştı.

Dan tried to distract the police to let Linda escape.

Onlar uyuşturucu kullanıcılarına ücretsiz şırıngalar ve iğneler dağıtmaya başlayacak.

They will begin distributing free syringes and needles to drug users.