Translation of "Bilmece" in English

0.004 sec.

Examples of using "Bilmece" in a sentence and their english translations:

Bir bilmece çözüyorum.

I'm solving a puzzle.

O bir bilmece mi?

Is that a riddle?

Bu bir bilmece mi?

Is this a riddle?

Şimdi bilmece gibi konuşuyorsun.

Now you're speaking in riddles.

Bilmece hakkında hâlâ düşünüyorum.

I'm still thinking about the riddle.

Bilmece gibi konuşmayı bırak.

Stop speaking in riddles.

Bir bilmece çözmem gerekiyor.

I have a puzzle to solve.

- Bir bulmaca çözüyorum.
- Bir bilmece çözüyorum.

I'm solving a puzzle.

Kilitli kapıdan nasıl geçtiğin benim için bir bilmece.

It's a puzzle to me how you got through the locked door.

Rusya, bir muammanın içindeki gizemle sarılmış bir bilmece.

Russia is a riddle wrapped in a mystery inside an enigma.

Özgür irade sorunu din için bir dikenli bir bilmece.

The question of free will is a prickly conundrum to religion.

Irkçılık benim için bir bilmece olarak kaldı uzun bir zaman.

For a long time, racism was just such a puzzle to me.