Translation of "Baloya" in English

Birlikte baloya gideceğiz.

We'll go to the prom together.

Baloya kiminle gidiyorsun?

Who are you going to the prom with?

Tom baloya gitmedi.

Tom didn't go to the prom.

Ben baloya gidemeyeceğim.

I won't be able to go to the prom.

Seni baloya kim götürdü?

Who took you to the prom?

Benimle baloya gider misin?

Would you go to the prom with me?

Biriyle baloya gidiyor musun?

Are you going to the prom with anyone?

Bir randevu olmadan baloya gidemem.

I can't go to the prom without a date.

Tom Mary'yi baloya götüreceğini söyledi.

- Tom said he was taking Mary to the prom.
- Tom said that he was taking Mary to the prom.

Tom Mary'yi baloya davet edecek.

Tom will be asking Mary to the prom.

Tom kimi baloya götürmeyi planlıyor?

Who's Tom planning to take to the prom?

Tom baloya Mary'yi davet etmek istedi.

Tom wanted to ask Mary to the prom.

Tom'un baloya kimi götüreceğini merak ediyorum.

I wonder who Tom will take to the prom.

Benimle baloya gidip gitmeyeceğini merak ediyordum.

I was wondering if you would go to the prom with me.

Tom'un Mary'yi baloya çağıracağından neredeyse eminim.

- I'm almost certain that Tom will ask Mary to the prom.
- I'm almost certain Tom will ask Mary to the prom.

Mary'nin seninle baloya gitmesini isteyecek misin?

Are you going to ask Mary to go to the prom with you?

Gerçekten Mary'yi baloya davet edecek misin?

Are you really going to ask Mary to the prom?

Tom'un Mary'nin baloya gitmesini isteyeceğini düşünmemiştim.

I didn't think Tom would ask Mary to the prom.

Tom'un Mary'yi baloya davet edeceğini düşündüm.

- I thought Tom would ask Mary to the prom.
- I thought that Tom would ask Mary to the prom.

Baloya kimi davet etmeyi planladığını bilmek istiyorum.

I want to know who you plan to ask to the prom.

Tom'un Mary'yi baloya götürmek isteyeceğini düşünüyor musun?

Do you think Tom will ask Mary to the prom?

Tom'un baloya kimi çağırmayı planladığını merak ediyorum.

I wonder who Tom plans to ask to the prom.

Tom Mary'nin kimle baloya gitmeyi planladığını bilmiyor.

Tom doesn't know who Mary is planning to go to the prom with.

Baloya gitmek isterdim, ama almanca çalışmak zorundayım.

I'd like to go to the prom, but I have to study German.

Tom'un Mary'yi baloya götürüp götürmeyeceğini merak ediyorum.

I wonder if Tom will take Mary to the prom.

"Benimle baloya gitmek istiyor musun?" "Gerçekten üzgünüm ama gidemem."

- "Do you want to go to the dance with me?" "I'm really sorry, but I can't."
- "Do you want to go to the ball with me?" "I'm really sorry, but I can't."

Lütfen bana benimle birlikte baloya gitme iyiliği yapar mısın?

Would you please do me the favor of going to the prom with me?

Baloya gelmeme izin ver; Ben de dans etmek istiyorum.

Let me come to the ball; I, too, would like to dance.

Mary Tom'un onu baloya çağıracağını düşündü ama o başka birini çağırdı.

Mary thought that Tom would ask her to the prom, but he asked someone else.