Translation of "Biriyle" in English

0.008 sec.

Examples of using "Biriyle" in a sentence and their english translations:

- Biriyle birlikte miydin?
- Biriyle miydin?

- Were you with anyone?
- Was anybody with you?

Biriyle konuşmalısın.

You should talk to someone.

Biriyle miydin?

Were you with anyone?

Biriyle konuşmalıyım.

I've got to talk to someone.

Biriyle konuşayım.

Let me talk to somebody.

Biriyle görüşüyordum.

I've been seeing someone.

Biriyle tanıştım.

I've met someone.

Biriyle geziyordu.

- She walked with someone.
- She walked with somebody.

- Biriyle buluşmanı istiyorum.
- Biriyle buluşmanızı istiyorum.

I want you to meet someone.

- Biriyle çıkmıyor musun?
- Biriyle görüşmüyor musun?

- Aren't you seeing someone?
- Aren't you seeing anybody?

- Gerçekten biriyle konuşmam gerekiyor.
- Gerçekten biriyle konuşmalıyım.
- Gerçekten biriyle konuşmam lazım.

I really need to talk with someone.

- Mary biriyle araya geldi.
- Mary biriyle tanıştı.

Mary has met someone.

- Öğrencilerinizden biriyle tanıştım.
- Sizin öğrencilerinizden biriyle tanıştım.

I met one of your students.

Biriyle konuşmak istiyorsanız

if you wanted to talk to someone,

Biriyle birlikte misin?

Are you with someone?

Biriyle konuşmak istedim.

I wanted somebody to talk to.

Sevdiğin biriyle evlenmelisin.

You should marry someone you love.

Tom biriyle birlikte.

Tom is with somebody.

Sizden biriyle konuşmalıyım.

I need to talk to one of you.

Bence biriyle konuşmalısın.

I think you should talk to someone.

Başka biriyle görüşmeyeceğim.

I'm not going to see anybody else.

Öğrencilerimden biriyle konuşuyorum.

I'm talking to one of my students.

Biriyle meşgul oluyorum.

I'm involved with someone.

Tom biriyle konuşuyor.

Tom is talking to someone.

Biriyle çıkıyor musun?

Are you going out with anyone?

Biriyle çıkıyor mu?

Is she dating someone?

Tom biriyle konuşmadı.

Tom didn't talk to anybody.

Tom biriyle çıkıyor.

Tom is dating someone.

Jane biriyle konuşuyor.

Jane is talking with somebody.

Bunu biriyle paylaşma.

- Don't share this with anyone.
- Don't tell anyone this.

Biriyle görüştüğünü bilmiyordum.

- I didn't know you were seeing someone.
- I didn't know that you were seeing someone.

Ben biriyle buradayım.

I'm here with someone.

Ben biriyle beraberim.

I'm with somebody.

Biriyle çıkmıyor musun?

Aren't you going out with anyone?

- Herhangi biriyle meşgul değilim.
- Herhangi biriyle nişanlı değilim.

I'm not engaged to anybody.

Meydan okuyabilecek biriyle konuşun.

who might challenge your thinking.

O, Kanadalı biriyle evlendi.

He married a Canadian girl.

Burada biriyle buluşacak mısın?

Are you meeting someone here?

O, biriyle konuşmak istemiyordu.

She didn't want to speak to anyone.

Beni biriyle karıştırmış olmalısınız.

- You must have me confused with someone else.
- You must have me confused with somebody else.

Onu başka biriyle karıştırdı.

She mixed him up with someone else.

Biriyle birlikte mi yaşıyorsun?

- Do you live with someone?
- Do you live with anyone?

Ben başka biriyle konuşamam.

I can't talk to anyone else.

Biriyle konuşmak ister misin?

Do you want to talk to someone?

Biriyle görüşüyorsun, değil mi?

You're seeing someone, aren't you?

Biriyle birlikte burada mısın?

Are you here with someone?

Tom hastanede biriyle çıkıyor.

Tom is dating someone at the hospital.

Bu gece biriyle çıkalım.

Let's go on a date tonight.

Başka biriyle olmak istemiyorum.

I don't want to be with anyone else.

O başka biriyle gitti.

She left with someone else.

Gerçekten biriyle konuşmam gerek.

- I really need to talk to someone.
- I really need to talk with someone.

Öyle biriyle asla evlenmezdim.

I'd never marry someone like that.

Daha sonra biriyle buluşuyorum.

I'm meeting someone later.

Senin biriyle konuşman gerek.

You need to talk to somebody.

Arkadaşlarımdan herhangi biriyle karşılaşmadım.

I didn't meet any of my friends.

Canım biriyle konuşmak istedi.

I felt like talking to someone.

Başka biriyle çıkıyor musun?

Have you been dating anyone else?

O başka biriyle görüşüyor.

She's seeing someone else.

Tom biriyle çıkıyor mu?

Is Tom dating someone?

Bunu herhangi biriyle tartışmamalısın.

You must not discuss this with anyone.

Gerçekten biriyle konuşmam lazım.

I really need to talk with someone.

Tom arkadaşlarından biriyle oradaydı.

Tom was there with one of his friends.

Başka biriyle tanıştın mı?

Have you met anyone else?

Tom kuzenlerimden biriyle evli.

Tom is married to one of my cousins.

Tom paralı biriyle evlendi.

- Tom married into money.
- Tom married money.

Biriyle baloya gidiyor musun?

Are you going to the prom with anyone?

Tom parkta biriyle konuştu.

Tom talked to someone in the park.

Sınıfındaki biriyle ilgili misin?

Are you interested in anyone in your class?

Herhangi biriyle burada mısın?

Are you here with anyone?

Tom çilesini biriyle konuşamadı.

Tom couldn't talk about his ordeal with anyone.

Tom holde biriyle konuşuyor.

Tom is talking with somebody in the hallway.

Sadece biriyle konuşmak istiyorum.

I just want someone to talk with.

Başka biriyle karşılaştın mı?

Did you meet anyone else?

Tom, öğrencilerinin biriyle evlendi.

Tom married one of his students.

Tom asla biriyle çıkmadı.

Tom has never been on a date.

Sami biriyle ilişki içindeydi.

Sami was in a relationship with someone.

Tom, biriyle tanışmanı istiyorum.

Tom, I'd like you to meet someone.

Sami başka biriyle konuştu.

Sami talked to another person.

- Mary can kurtaranlardan biriyle çıkıyor.
- Mary can kurtaranlardan biriyle flört ediyor.

Mary is dating one of the lifeguards.

Biriyle yaptığın bir konuşmayı hatırla.

Think of a time that you've had a conversation with somebody.

Para istediğiniz biriyle ilişki kurmak

building a relationship with someone you're asking for money from

Bunlardan biriyle karşılaşırsanız pişman olursunuz.

Stumble across one and you’ll regret it.

Bu robotlardan biriyle ilk tanışmam

The first time that I met one of these robots

Japonca konuşan biriyle konuşabilir miyim?

Can I talk to someone who speaks Japanese?

Çikolata sevmeyen biriyle hiç tanışmadım.

- I've never met someone who doesn't like chocolate.
- I've never met anyone who doesn't like chocolate.

Çikolatadan hoşlanmayan biriyle hiç karşılaşmadım.

- I've never met someone who doesn't like chocolate.
- I've never met anyone who doesn't like chocolate.

Ben de ofisten biriyle çıkıyorum.

I'm also dating someone from the office.

Onun gibi biriyle evlenmek isterim.

I would like to marry somebody like her.

Kurtulanların her biriyle konuşmak istiyorum.

I'd like to talk with each of the survivors.

Bunu başka biriyle değiştirir misin?

Could you exchange it with another one?

Çok özel biriyle tanışmanı istiyorum.

I want you to meet someone very special.