Translation of "Başımız" in English

0.007 sec.

Examples of using "Başımız" in a sentence and their english translations:

Başımız dertte.

We're in trouble.

Başımız ağrıyacak canım

our headache will not be pain

Başımız belaya girecek.

- We will be in trouble.
- We'll be in a fine mess.
- We'll be in trouble.

Başımız büyük belada.

We're in big trouble.

Şimdi başımız belada.

Now we're in trouble.

Sanırım başımız belada.

I think we're in trouble.

Başımız dertte mi?

Are we in trouble?

Şimdi başımız dertte.

We're in trouble now.

"Tanrım, başımız dertte." dedim.

I was like, oh my god, we're in trouble.

Yakalanırsak başımız belaya girer.

We'll get in trouble if we get caught.

Başımız ciddi şekilde dertte.

We're in serious trouble.

Başımız hiç derde girmedi.

We never got into any trouble.

Onun için başımız belaya girecek.

We're going to get in trouble for that.

Bu başımız belada demek mi?

Does that mean we're in trouble?

"Kim kaptan?" "Tom." "Oh hayır, başımız belada."

"Who is the captain?" "Tom." "Oh no, we're in trouble."

Eğer senin aptallığın olmasaydı, asla başımız belaya girmezdi.

If it had not been for your foolishness, we would never have been in that trouble.

Eğer o ne anlama geldiğini düşündüğüm anlama geliyorsa, başımız belada.

If it means what I think it means, we're in trouble.

Vahşi doğada bir şey yemek her zaman risklidir ve şimdi başımız belada.

[Bear] Eating in the wild is always risky, and now we're in a spot of trouble.

- Bay Jackson, bizim başımız.
- Bay Jackson bizim müdürümüz.
- Bay Jackson bizim şefimiz.
- Bay Jackson bizim başkanımız.

Mr. Jackson is our principal.