Translation of "şekilde" in Korean

0.030 sec.

Examples of using "şekilde" in a sentence and their korean translations:

Şaşılacak şekilde...

‎놀랍게도

Korkusuz bir şekilde.

두려움 없이요.

Ürkütücü bir şekilde.

무서우리 만치요.

-Tom'un yaptığı şekilde-

비트박스 하는 동안에

Ölümcül bir şekilde.

치명적인 공격이었습니다

Yağlı tarafı aşağı gelmeyecek şekilde düşmesini sağlayacak şekilde

버터바른 빵이 바닥면으로 닿지 않는지 떨어뜨려보세요.

İlk itiraz şu şekilde,

이 첫 번째 반대의견은 다음과 같이 보강됩니다.

Neden bu şekilde davrandığımız.

우리가 왜 이렇게 행동하는지를 아는 것이 먼저입니다.

Bazense mutsuz bir şekilde

독서가 즐겁지 않은 때도 있었는데

Kalp akut şekilde zayıflıyor

심장이 매우 약화될 뿐 아니라

Kriz bu şekilde işlemez.

기후 위기는 그런 식으로 돌아가지 않습니다.

Gerçekçi bir şekilde değerlendirme,

현실적으로 상황을 분석하고

Kimsenin öngöremediği bir şekilde.

아무도 상상하지 못한 방식으로요.

Ayrıca şaşırtıcı bir şekilde,

어쩌면 놀랍게도,

Başarılı bir şekilde başlattık.

4년 4개월 후,

Net bir şekilde görebildim.

제가 얼마나 깊이 고립되어 있었고 그렇게 살아왔는지가요.

Artık bu şekilde düşünemeyiz.

더 이상 그렇게 여겨지지 않습니다.

İşte bu şekilde çalışıyor.

이것이 작동중인 모습입니다.

Ebeveynlik iyi şekilde yapılırsa

아이가 가난하게 태어났지만 부모가 좋기만 한다면

...aslında bir şekilde rahatladım.

‎마음이 놓인 것도 사실이에요

... barışçıl bir şekilde yürüyen,

이름을 구호로 외치며 평화롭게 행진해도,

Onu bu şekilde çıkartabilirim. Bu şekilde ısırılma ihtimalim daha az

잡을 수도 있어요 이렇게 하면 물릴 가능성이 적죠

Bizim de aynı şekilde olumlu şekilde hareket etme becerimiz var,

적극적으로 대처해 긍정적인 변화를 가져올 능력이

Müzikle aynı şekilde maruz kalmıyor.

음악을 접하는 방식과 같지 않아서겠죠.

Doğru bir şekilde tahmin edemem.

정확히 예측할 순 없습니다.

Bu şekilde olmak zorunda değil.

이대로여야만 하는 건 아닙니다.

"Bu şekilde kimse seninle evlenmez."

"아무도 너랑 결혼하지 않을거야"

Ama bir şekilde işe yaradı.

하지만 어떻게든 성공해냈죠.

Memnuniyetsizliğin gücü bu şekilde çalışmıyor.

불만족의 힘이 그런 식으로 작동하지도 않고요.

Bu şekilde, hastalık yerlerini belirliyoruz.

질병 집중 지역을 파악할 수도 있습니다.

Bu şekilde ayarlanmış olmamız mantıklı

인간이 이렇게 반응하는 데는 일리가 있습니다.

Yoksa çok hızlı şekilde üşürüm.

그러지 않으면 순식간에 몸이 식을 거예요

Bir şekilde özel değil miyim?

내가 특별하지 않은가?

Onurlu bir şekilde fabrikayı kapatıyorlardı.

품위 있게 공장을 폐쇄하는 겁니다.

Ve Ay'ımızı bu şekilde oluşturmak,

달이 이런 식으로 만들어졌다는 건

Bazen çok yoğun bir şekilde.

때로는 거대한 영향을 보여 줍니다.

Her şekilde okyanus verisi az.

해양 자료는 절대적으로 부족합니다.

Demonte edilebilecek şekilde dizayn edilmiştir.

분해가 가능하도록 고안 되고

Rutinimi kusursuz bir şekilde yapıyordum.

저는 완벽히 등반을 해나갔습니다.

Endişeli bir şekilde saatime bakıyordum

저는 시계를 보며 안절부절했습니다.

Ama, işler o şekilde yürümüyor.

하지만 그런 식으로는 안 됩니다.

Tehlikeli şekilde soğuğa maruz kalıyor.

‎추위에 무방비로 노출돼 있죠

Derinlerde bu şekilde iletişim kurarlar.

‎심해에서 ‎녀석들이 소통하는 수단이죠

Tamam, sıkı bir şekilde bağladık.

좋아요, 튼튼하게 묶였네요

Benzer şekilde tahıl muhafaza ediyorlar,

곡식을 저장하는 방식도 비슷하고

Regoliti gerçekten iyi şekilde topluyor.

표토를 정말 잘 파내죠..

Sen herkese aynı şekilde davranıyorsun."

모두를 똑같이 대해요."

Ben karbondioksiti havadan temizleyecek şekilde

저는 독자적으로 한 가지 실험을 진행 중인데요.

Dünyaya izimizi bu şekilde bırakıyoruz.

세상에 발자취를 남기는 방법이다.

En iyi şekilde onu zenginleştiriyorsunuz

최선을 다해 삶을 풍요롭게 만들고

Korkusunun muazzam bir şekilde azaldığı

‎분명한 변화가 일어난 ‎기점이 있었어요

Halatla dümdüz bir şekilde mi inelim, halat olmadan serbest şekilde mi aşağı inelim?

로프를 타고 곧장 내려갈까요? 아니면 로프 없이 건너가 맨몸으로 내려갈까요?

Seyahatlerimizi özel ve farklı şekilde yakaladık.

우리는 특별하고 꽤나 독특한 방식으로 우리 여행의 장면을 포착했습니다.

Bu şekilde olsa bile,değil mi?

그게, 이렇든지 않든지 말이죠, 그렇죠?

Ayak tabanlarınız yere değecek şekilde olsun ,

발을 바닥에 붙힌 뒤,

Bildiğiniz bu tavsiyeler şu şekilde sıralanıyor:

그러한 충고는 이미 존재하니까

Onlardan en iyi şekilde yararlanmayı öğrenebiliriz.

우리는 그것을 되려 이점으로 바꾸어버리는 법을 익힐 수 있습니다.

Bu şekilde emeğinizin karşılığını fazlasıyla almayacaksınız.

배우는 투자에 대비해서 가성비가 별로 높지 않으니까요.

Acı verici şekilde apaçık ortada ki

그것은 고통스러울 정도로 명백히 드러나 있습니다.

çok ama çok yavaş bir şekilde.

아주 아주 천천히요.

Biraz daha farklı bir şekilde çerçevelendi.

조금 다른 식으로 표현됐는데

Anımsama sıklıklarını devasa bir şekilde düşürdü.

회상의 횟수가 현저하게 줄어드는 것을 발견했습니다.

Gayet iyi bir şekilde işe yarıyor.

이 방법이 잘 통하네요

Yukarıdaki helikopterin görebileceği şekilde kara yazabilirim.

눈 위에 그릴 수 있습니다 하늘 위 헬기에서 보일 정도로요

Onu bir şekilde dışarı çıkartmaya çalışacağız.

어떻게든 나오게 해야겠네요

Bu şekilde ısırılma ihtimalim daha az,

이렇게 하면 물릴 가능성이 작죠

Nefes kesici bir şekilde gökyüzüyle kaynaşan,

거대한 커튼인 하늘에 모여

Insanların anlamlı bir şekilde iletişime geçmeleri,

어떻게 사람들을 의미있게 연결지을 수 있을까

Kendimi, kültürümün içinde gerçekçi bir şekilde

우리 문화에서 진정성 있게 제가 표현되는 것을

Daha sert bir şekilde geri püskürtür.

'과학스럽게 들리는' 미신 이야기를 똑같이 반복하면서 말이죠.

Ama bu şekilde olmak zorunda değil.

그런 식으로 해결할 필요가 없다는 거죠.

Gençleri bir şekilde desteklememiz mümkün mü?

청년들을 도와줄 방법이 있을까요?

Aynen bu şekilde elinizin içinden geçebiliyor.

잘 알지 못합니다. 이렇게요.

Tutuksuz bir şekilde davası için savaşabiliyor.

감옥 밖에서 소송을 벌일 수 있었죠.

...aydınlık da o şekilde geri gelir.

‎이젠 빛이 돌아옵니다

Halatla dümdüz bir şekilde mi inelim,

로프를 타고 곧장 내려갈까요?

Sanırım buradan bu şekilde inmeyi deneyeceğim.

아래로 통과해야겠습니다

Bakın, ciddi şekilde su toplamaya başladı.

물집이 심하게 나네요

Hızlı bir şekilde emisyonları kesmemiz gerek.

우리는 가스 배출량을 급격하게 줄여야 합니다.

Emisyonları çok hızlı bir şekilde kesmemiz

따라서 우리는 탄소 배출량을 극단적으로 급격하게 감축해야할 뿐만 아니라

Genellikle gülümser ve sakin bir şekilde,

그러면 아버지는 웃으면서 아주 차분하게

Bir şekilde, insanları bir araya getirdi,

한편으로는 세계를 통합시키는 역할을 했잖아요.

Bunun sonucunda, değerlerinizle uyuşan bir şekilde

그리고 그 결과는 여러분이 더 행복하다는 것입니다.

Mikroplar atıkları etkili bir şekilde parçalayamazlar.

미생물들은 잔류물을 효율적으로 분해할 수 없기 때문입니다.

Normal bir şekilde yaralanan insanın yarasının

만성 창상은 환자가 일반적인 상처를 입을 때 근본적으로 발생합니다.

Resmi bir şekilde şehrin teslimiyetini umuyordu

그는 고위 인사들의 환영과 공식적인 도시의 항복을 기대했다.

Ve meraklı bir şekilde dışarı çıkıyordu.

‎밖으로 나와서 ‎이것저것 호기심을 보였어요

Garip bir şekilde, hayatlarımız birbirini yansıtıyordu.

‎묘하게도 저와 문어의 삶은 ‎서로 닮아 있었죠

Aslında, serbest piyasa aşağıdan yukarıya şekilde

실제로 자유시장이라는 건 말이지,

Ya bu şekilde olmak zorunda değilse?

만약, 그런 방법이 아니어도 된다면?

Ve başarılı şekilde beyin fırtınası yapıp

그로인해 팀원들이 리더쉽 기술을 향상시킬 수 있도록 말이죠.

Yine mucizevi şekilde, parası olmadığından vazgeçmek üzereydi.

그리고 기적적으로 돈이 없어서 포기하려고 하고 있었습니다

Ve mutsuzluğumuzu da aynı şekilde dış kaynaklardan

불행을 사람들과 상황에,

Beynimiz stresi benzer ve asli şekilde işliyor.

우리의 뇌는 비슷한 방법으로 모든 스트레스를 처리합니다.

Bazı semboller ürkütücü şekilde ortak özelliklere sahip.

몇몇의 상징들에는 묘한 공통점이 있어요.

Memleketim ile ilgili durumda bu şekilde oldu.

제 고향 프리타운에서 그랬죠.

Benzer şekilde, yüz gözetimi, merkezî bir otoriteye --

마찬가지로, 안면 감시 역시 집중된 권한을 부여합니다.