Translation of "şekilde" in Arabic

0.044 sec.

Examples of using "şekilde" in a sentence and their arabic translations:

Şaşılacak şekilde...

‫وبشكل مثير للإعجاب...‬

Ilginç bir şekilde,

بشكل مثير للإهتمام،

Korkusuz bir şekilde.

بدون خوف.

Ürkütücü bir şekilde.

بشكل مخيف جدًا.

-Tom'un yaptığı şekilde-

بطريقة توم

Ölümcül bir şekilde.

‫كان الهجوم قاتلاً.‬

Bütçesiz bir şekilde

بلا ميزانية

O şekilde olmadı.

لم يحدث هكذا.

Yağlı tarafı aşağı gelmeyecek şekilde düşmesini sağlayacak şekilde

حاول أن تدفعه بطريقة تجعله لا يسقط على الوجه المغطى بالزبدة،

İlk itiraz şu şekilde,

هذا أول إعتراض كالآتي:

Ve şu şekilde çalışıyor:

وهو يعمل كالتالي.

Neden bu şekilde davrandığımız.

لماذا نتصرف بهذه الطريقة في المقام الأول.

Bazense mutsuz bir şekilde

قد نكون تعساء في بعض الأحيان،

Kalp akut şekilde zayıflıyor

فيصاب القلب بوهن شديد،

Kriz bu şekilde işlemez.

لا تعمل الأزمة بهذا الشكل.

İntiharı bu şekilde düşünmek

ولأننا نفكر بهذه الطريقة،

Almancayı bu şekilde öğrendim.

وبهذه الطريقة تعلمت الألمانية.

Bu şekilde ikna edebilirsiniz.

فهكذا يكون المرء مقنعًا.

Gerçekçi bir şekilde değerlendirme,

لديهم عادة تقييم الأوضاع بشكل واقعي،

Kimsenin öngöremediği bir şekilde.

بطريقة لم يكن يتوقعها أحد؟

Ayrıca şaşırtıcı bir şekilde,

وربما بطريقة مدهشة،

Başarılı bir şekilde başlattık.

بعد أربع سنوات وأربعة شهور.

Net bir şekilde görebildim.

كيف كنت دائما منعزلة بشدة.

Artık bu şekilde düşünemeyiz.

لم يعد بوسعنا الآن التفكير بهذه الطريقة.

İşte bu şekilde çalışıyor.

وها هي تعمل.

Ebeveynlik iyi şekilde yapılırsa

نستطيع الجدال بانه أمر غير مهم لو أن الطفل وُلد فقيراً.

Garip bir şekilde öldü

مات بغرابة

Doğal bir şekilde konuşuyor

يتحدث بشكل طبيعي

Hiçbir şekilde para almıyor

لا تحصل على أي أموال

Burayı aktif şekilde kullandılar

استخدموها بنشاط هنا

Elimizi bu şekilde yapalım

دعنا نمد يدنا بهذه الطريقة

Tarafından feci şekilde dövüldü .

جيش برنادوت في الشمال.

Çok komik… bir şekilde!

مضحك جدا ... بطريقة ما!

...aslında bir şekilde rahatladım.

‫بطريقة جنونية نوعًا ما، كان ذلك مريحًا.‬

Nancy mutlu şekilde gülümsedi.

ابتسمت نانسي بسعادة.

O, hızlı şekilde konuştu.

تحدثت بسرعة.

Ev uygun şekilde yalıtılmış.

- المنزل معزول بشكل مناسب.
- المنزل معزول بشكل ملائم.

Tom aynı şekilde düşünüyor.

يفكّر توم بنفس الطريقة.

Hiçbir şekilde Farsça konuşamıyorum.

لا يمكنني أن أتحدث الفرنسية على الإطلاق.

Bu şekilde konuşmanı istemiyorum.

لا أريد أن تتكلم بهذه الطريقة.

Sami bu şekilde davranıyordu.

كان سامي يتصرّف هكذا.

Onu bu şekilde çıkartabilirim. Bu şekilde ısırılma ihtimalim daha az

‫ونحاول طرده بالمياه والإمساك به هكذا.‬ ‫فرصة اللدغ ستكون أقل بهذه الطريقة،‬

Bizim de aynı şekilde olumlu şekilde hareket etme becerimiz var,

لدينا ايضاً القدرة على التصرف بشكل إيجابي

Çoğu insan bu şekilde ilişkilendirir.

وهذا ما يراه معظم الناس.

Müzikle aynı şekilde maruz kalmıyor.

تعاملهم مع الموسيقى.

Belki adil olmayan bir şekilde?

ربما ظلمًا؟

Doğru bir şekilde tahmin edemem.

لا أستطيع التنبؤ بدقة.

Bu şekilde olmak zorunda değil.

لا يجب أن يكون بهذه الطريقة.

"Bu şekilde kimse seninle evlenmez."

"لا أحد سيتزوجك وأنت على هذه الحالة."

Ama bir şekilde işe yaradı.

لكن نجح الأمر بطريقة ما.

Aynı şekilde sizlerin de var.

وأنتم كذلك.

Abartısız bir şekilde dünyayı değiştirebildik.

تمكنا من تغيير العالم حرفيًا.

Memnuniyetsizliğin gücü bu şekilde çalışmıyor.

لا تعمل قوة الاستياء بهذا الشكل.

Bu şekilde, hastalık yerlerini belirliyoruz.

للكشف عن مجموعات الأمراض.

Bu şekilde ayarlanmış olmamız mantıklı

وهذا منطقي لأننا سلكنا هذا المسار.

Yoksa çok hızlı şekilde üşürüm.

‫وإلا ستصيبني البرودة بسرعة شديدة.‬

Bir şekilde özel değil miyim?

ألست مميزة نوعاً ما؟

Onurlu bir şekilde fabrikayı kapatıyorlardı.

كانوا يغلقون هذا المصنع بسمو.

Ve Ay'ımızı bu şekilde oluşturmak,

مما جعل تكوين القمر بهذه الطريقة

Bazen çok yoğun bir şekilde.

وإلى حد كبير أحيانًا.

Her şekilde okyanus verisi az.

بيانات المحيطات تعتبر نادرة بكل المقاييس.

Demonte edilebilecek şekilde dizayn edilmiştir.

مُصممة لتتحلل،

Rutinimi kusursuz bir şekilde yapıyordum.

كنت أنفذ روتيني بشكل مثالي.

Endişeli bir şekilde saatime bakıyordum

ولكن كنتُ أنظر بقلق إلى ساعتي،

Ama, işler o şekilde yürümüyor.

لكن الأمر لا ينجح هكذا.

Ve gün bu şekilde bitiyor.

اقترب اليوم من نهايته

Tehlikeli şekilde soğuğa maruz kalıyor.

‫إنه مكشوف بشكل خطير.‬

Derinlerde bu şekilde iletişim kurarlar.

‫هكذا تتواصل في الأعماق.‬

Tamam, sıkı bir şekilde bağladık.

‫حسناً، هذا آمن.‬

Benzer şekilde tahıl muhafaza ediyorlar,

تم ادخار الغلات بطريقة واحدة متساوية،

Regoliti gerçekten iyi şekilde topluyor.

إنه بارع حقًا في حفر الثرى.

Sen herkese aynı şekilde davranıyorsun."

أنت تعامل الجميع بالتساوي."

Ben karbondioksiti havadan temizleyecek şekilde

أعمل مستقلًا على فكرة محددة

çok net bir şekilde evet

نعم ، بكل وضوح

Yani kötülüklerden bu şekilde korunabiliyorlardı

لذا يمكن حمايتهم من الشر بهذه الطريقة

En son baca görünecek şekilde

بحيث تكون المدخنة الأخيرة مرئية

Ellerimizle başımızı bu şekilde korumalıyız

هكذا نحمي رؤوسنا بأيدينا

Ama bir şekilde bunu biliyorlar

ولكن بطريقة ما يعرفون ذلك

Diğer hayvanlarda olmayan bir şekilde

على عكس الحيوانات الأخرى

Dünyaya izimizi bu şekilde bırakıyoruz.

إنه كيف نتركُ بصماتنا على العالم.

En iyi şekilde onu zenginleştiriyorsunuz

وتثريها بقدر استطاعتك،

Bizde artık şu şekilde yazılıyor ;

الآن هو مكتوب على النحو التالي ؛

Korkusunun muazzam bir şekilde azaldığı

‫كانت هناك لحظة حاسمة إذ...‬

Her şekilde olur. Önemli değil.

- على أيّ حال، ليس ذلك مهماً.
- على أية حال، ليس ذاك بالشيء المهم.

Tom'dan parayı bir şekilde alacağım.

سأحصل على المال من توم بطرقة أو بأخرى.

Onu bu şekilde yapmak istemedim.

لم أكن أريد أن أفعل هذا بهذه الطريقة.

O, Rusçayı mükemmel şekilde konuşur.

يتحدث الروسية بطلاقة.

Ve bir şekilde muhabbet edeceksin.

وبطريقة ما ستدردش معه.

Bilinçli bir şekilde rezil olmuştum

أحرجت نفسي عن عمد،

O, Fransızcayı akıcı şekilde konuşabilir.

بإمكانها تحدث الفرنسية بطلاقة.

Güvenli bir şekilde hastaneye vardık.

- وصلنا إلى المستشفى بسلام.
- وصلنا إلى المستشفى بأمان.

Sami gizemli bir şekilde kayboldu.

اختفى سامي لسبب غامض.

- Bir şekilde kalkmak zorundayım.
- Bir şekilde kalkmam gerekiyor.
- Her halükârda kalkmak zorundayım.

علي أن أنهض على كل حال.

Halatla dümdüz bir şekilde mi inelim, halat olmadan serbest şekilde mi aşağı inelim?

‫هل نهبط باستخدام الحبل إلى أسفل مباشرة؟‬ ‫أو نحاول المضي في طريقنا ‬ ‫من دون استخدام الحبل ونحاول الهبوط الحر؟‬

Renk psikolojisinin ana hatları bu şekilde,

لذلك، كانت تلك أساسيات علم النفس اللون،

Seyahatlerimizi özel ve farklı şekilde yakaladık.

التقطنا صورًا لرحلاتنا بطريقة مميزة وفريدة من نوعها

Bu şekilde olsa bile,değil mi?

هكذا، صحيح ؟

Ayak tabanlarınız yere değecek şekilde olsun ,

ووضع أقدامكم على الأرض،