Translation of "şekilde" in Spanish

0.011 sec.

Examples of using "şekilde" in a sentence and their spanish translations:

Şaşılacak şekilde...

Sorprendentemente,

Aynı şekilde.

Igualmente.

Ilginç bir şekilde,

Curiosamente,

Korkusuz bir şekilde.

sin miedo.

Ürkütücü bir şekilde.

Misteriosamente así.

-Tom'un yaptığı şekilde-

en el modo en el que lo hace Tom,

Ölümcül bir şekilde.

El ataque es mortal.

Bütçesiz bir şekilde

Sin presupuesto

Başka şekilde bakacağım.

Miraré para otra parte.

Aynı şekilde hissettim.

- Me sentí de la misma manera.
- Yo sentí lo mismo.
- Me sentía de la misma manera.

Bu şekilde tanıştık.

Así fue como nos encontramos.

Boğucu şekilde sıcaktı.

Era sofocantemente caliente.

O şekilde olmadı.

- No sucedió así.
- Eso no paso así.

Doğru şekilde duydun.

Ha oído bien.

Adil şekilde cezalandırıldı.

Fue castigado justamente.

O şekilde gidin.

- Ve por ahí.
- Ve por allí.

Bir şekilde geçineceğim.

Me las compondré de algún modo.

Yağlı tarafı aşağı gelmeyecek şekilde düşmesini sağlayacak şekilde

intenten empujarla de modo que no caiga del lado de la mantequilla,

- Talep ettiğin şekilde yapacağım.
- Talep ettiğiniz şekilde yapacağım.

Haré como pidas.

İlk itiraz şu şekilde,

Entonces, la primera objeción es esta:

Ve şu şekilde çalışıyor:

y funciona de la siguiente manera.

Doğruyu bir şekilde anlatırız.

Decimos la verdad.

Neden bu şekilde davrandığımız.

por qué nos comportamos de esta manera en primer lugar.

Bazense mutsuz bir şekilde

a veces no muy felices,

Kalp akut şekilde zayıflıyor

el corazón se debilitaba agudamente

Kriz bu şekilde işlemez.

Así no es como funciona esta crisis.

İntiharı bu şekilde düşünmek

Y dado que pensamos de esa manera,

Almancayı bu şekilde öğrendim.

Y así aprendí alemán.

Bu şekilde ikna edebilirsiniz.

Así se logra persuadir.

Gerçekçi bir şekilde değerlendirme,

Tienen el hábito de evaluar situaciones de manera realista,

Kimsenin öngöremediği bir şekilde.

sin que nadie pueda preverlo?

Ayrıca şaşırtıcı bir şekilde,

Y quizás sorprendentemente,

Başarılı bir şekilde başlattık.

cuatro años, cuatro meses después.

Net bir şekilde görebildim.

lo profundamente aislada que estaba y que siempre estuve.

Artık bu şekilde düşünemeyiz.

Ya no podemos pensar de esa manera.

İşte bu şekilde çalışıyor.

Y aquí está en acción.

Ebeveynlik iyi şekilde yapılırsa

Podría decir que no importa si un niño nace pobre,

Garip bir şekilde öldü

murió extrañamente

Doğal bir şekilde konuşuyor

habla naturalmente

Hiçbir şekilde para almıyor

no obteniendo dinero

Burayı aktif şekilde kullandılar

usaron activamente aquí

Elimizi bu şekilde yapalım

hagamos nuestra mano de esta manera

Tarafından feci şekilde dövüldü .

Ejército del Norte de Bernadotte .

Çok komik… bir şekilde!

Muy gracioso… ¡en cierto modo!

...aslında bir şekilde rahatladım.

de algún modo, fue un alivio.

Onu istediğin şekilde yapabilirsin.

Puedes hacerlo como quieras.

Hikayeden derin şekilde etkilendi.

- La historia le conmovió mucho.
- La historia lo conmovió profundamente.

Nancy mutlu şekilde gülümsedi.

Nancy sonrió felizmente.

Niçin bu şekilde hissediyorum?

¿Por qué me siento así?

Makine bu şekilde kullanılır.

- La máquina es usada de esta forma.
- La máquina se usa así.

Saray sıkı şekilde korunuyordu.

El palacio estaba cautelosamente resguardado.

Bana o şekilde bakma.

No me mires así.

Bunu yanlış şekilde yapıyorsun.

Lo estás haciendo mal.

O güzel şekilde yazar.

Ella escribe precioso.

Bu şekilde de söylenebilir.

También se puede decir así.

Bu şekilde devam et!

¡Sigue así!

Onunla o şekilde konuşmayın.

No le hables así.

İlişkimizi bu şekilde bitiremezsin.

- No podés terminar nuestra relación de esta manera.
- ¡No puedes acabar así con nuestra relación!

Ağır bir şekilde cezalandırılmalı.

Él debe ser severamente castigado.

Ben bu şekilde seviyorum.

- Así me gusta.
- Así es como me gusta.

Tom inanılmaz şekilde saf.

Tomás es increíblemente ingenuo.

Bu şekilde daha kolay.

Así es más fácil.

... barışçıl bir şekilde yürüyen,

...quienes están marchando pacíficamente,

O, mutlu şekilde gülümsedi.

Sonrió con alegría.

O, hızlı şekilde konuştu.

Ella habló rápido.

Çok hızlı bir şekilde.

muy rapido.

Benimle bu şekilde konuşma.

No me hables de esa manera.

Onu bu şekilde yap.

- Hazlo así.
- Hazlo de esta manera.

Hiçbir şekilde onu yapmayacağız.

De ninguna manera vamos a hacer eso.

O, şaşırtıcı şekilde güzeldi.

Era asombrosamente hermosa.

Bir şekilde bundan şüpheliyim.

Por alguna razón, lo dudo.

Saatim doğru şekilde çalışmıyor.

Mi reloj no anda correctamente.

Onu bu şekilde yapmalısın.

Lo debe usted hacer así.

Başka bir şekilde düşünemem.

No consigo pensar de otra forma.

Adaletli bir şekilde yargıla.

Juzga con justicia.

O her şekilde çekici.

Él es atractivo de cualquier manera.

Onu bu şekilde yaptım.

Así es como lo hice.

Kapıyı uygun şekilde kapatamıyorum.

No puedo dejar la puerta bien cerrada.

Korkunç bir şekilde korktum.

Yo estaba muy asustado.

Barney ağır şekilde yaralandı.

Barney fue gravemente herido.

Ben bu şekilde doğdum!

¡Nací así!

Benimle o şekilde konuşma!

¡No me hables así!

Hiçbir şekilde Farsça konuşamıyorum.

No sé hablar nada de francés.

Herkes aynı şekilde düşünüyor.

Todos piensan lo mismo.

Farklı bir şekilde gittim.

- Fui por un camino diferente.
- Iba por otro sitio.
- Fui por un lugar distinto.

- Hiçbir şekilde.
- Yolu yok.

De ninguna manera.

Onu bu şekilde çıkartabilirim. Bu şekilde ısırılma ihtimalim daha az

y tratar de que salga. Hay menos posibilidad de que me pique así,

Bizim de aynı şekilde olumlu şekilde hareket etme becerimiz var,

Nosotros también tenemos la capacidad de actuar afirmativamente

- İlaç hızlı bir şekilde çalıştı.
- İlaç hızlı bir şekilde etki etti.

La medicina actúo rápidamente.

Çoğu insan bu şekilde ilişkilendirir.

Eso es con lo que la mayoría lo asocia.

Lisede, sözcüklere farklı şekilde bakmakta

Me volví tan bueno en mirar palabras

Müzikle aynı şekilde maruz kalmıyor.

de música.

Bir şekilde uzak durabileceğiniz kanısı.

al principio.

Aynı şeyleri farklı şekilde gördüm.

sino que vi las mismas cosas de manera diferente.

Belki adil olmayan bir şekilde?

¿Quizá sin razón?

Doğru bir şekilde tahmin edemem.

No puedo predecirlo.

Bu şekilde olmak zorunda değil.

No tiene que ser así.

"Bu şekilde kimse seninle evlenmez."

"Nadie se casará contigo en tu estado".

Ama bir şekilde işe yaradı.

Pero de alguna manera esto funcionó.