Translation of "Ayrılıp" in English

O, memleketinden ayrılıp gitti.

She left her hometown.

Leyla ayrılıp ayrılamayacağını patronuna sordu.

Layla asked her boss if she could leave.

Tom'un ayrılıp ayrılmadığını merak ediyorum.

- I wonder whether Tom has left.
- I wonder if Tom has left.
- I wonder whether or not Tom has left.
- I wonder whether Tom has left or not.

Dan kolejden ayrılıp iş aramaya başladı.

Dan dropped out of college and started looking for a job.

Dan kolejden ayrılıp Kanada'ya taşınmayı planladı.

Dan planned to drop out of college and move to Canada.

Okuldan ayrılıp bir iş bulmak zorunda kaldım.

I had to drop out of college and get a job.

Tom'un gerçekten erken ayrılıp ayrılmadığını merak ediyorum.

- I wonder whether Tom really left early.
- I wonder if Tom really left early.

Tom on üç yaşındayken okuldan ayrılıp çalışmaya başladı.

Tom dropped out of school and started working when he was thirteen.

Onun gece boyunca otelden ayrılıp ayrılmadığını biliyor musun?

Do you know if he left the hotel during the night?

- Tom Mary'yi terk etti ve başka bir kadınla yaşamak için gitti.
- Tom Meryem'i terk edip başka bir kadına gitti.
- Tom Meryem'den ayrılıp başka bir kadınla yaşamaya başladı.

Tom left Mary and went to live with another woman.