Translation of "Patronuna" in English

O, patronuna sadıktır.

He is loyal to his boss.

Aklındakini patronuna söyledi.

She told her boss what she had in mind.

Patronuna istifasını sundu.

He handed in his resignation to his boss.

Patronuna ne söyledin?

What did you tell your boss?

- O, patronuna dalkavukluk ediyor.
- O, patronuna yağ çekiyor.

- He arse-licks his boss.
- He sucks up to his boss.

O, patronuna yalakalık yapıyor.

He is buttering up to his boss.

Körü körüne patronuna uyma.

Don't obey your boss blindly.

O patronuna yalakalık yapıyor.

He arse-licks his boss.

O şeyi patronuna verir.

He gives the thing to his boss.

Niçin patronuna karşı çok asisin?

Why are you so insubordinate to your boss?

Patronuna hakaret ederek riske atmayın.

Don't risk insulting your boss.

Tom'un, patronuna tam inancı vardır.

Tom has complete faith in his boss.

Leyla ayrılıp ayrılamayacağını patronuna sordu.

Layla asked her boss if she could leave.

Sami patronuna e-posta gönderdi.

Sami e-mailed his boss.

Tom patronuna bir not yazdı.

Tom wrote a memo to his boss.

Peter ücret artışı için patronuna başvurdu.

Peter applied to his boss for a raise.

Onun hakkında patronuna bildirmek zorunda kalacaksın.

You'll have to notify your boss about that.

Tom patronuna neredeyse hiç şikâyette bulunmaz.

Tom hardly ever complains to the boss.

Patronuna bir Noel hediyesi alır mısın?

Do you get your boss a Christmas gift?

Tom patronuna erken çıkıp çıkamayacağını sordu.

Tom asked his boss if he could leave early.

Tom Patronuna Mary'nin o gün işe gelmeyeceğini söyledi.

Tom told his boss that Mary wouldn't be coming to work that day.

Tom kız arkadaşı yerine patronuna bir e-posta gönderdi.

Tom sent an email to his boss instead of his girlfriend.

Fadıl park yerinde patronuna ait bir minibüs fark etti.

In the parking lot, Fadil noticed a van belonging to his boss.

- Mary Tom'un patronuna katlanamıyor, çünkü o erkek bir şovenist domuz.
- Meryem Tom'un patronuna katlanamıyor, çünkü o erkek şovenisti bir domuz.

Mary can't stand Tom's boss, because he's a male chauvinist pig.

Tom için önemli olan tek şey, bizim onun patronuna karşı terbiyesiz olmamamızdı.

The only thing that mattered to Tom was that we weren't impolite to his boss.

Tom şu anki görevinde durgun ve takdir edilmemiş hissettiğinden dolayı yeni iş teklifi hakkında heyecanlıydı fakat patronuna ayrılmayı düşündüğünü söylediğinde patronu ona eğer kalırsa bir terfi ve zammın yakında olduğunu söyledi bu yüzden Tom'u ne yapacağı konusunda ikilem içinde bıraktı.

Tom was excited about the new job offer since he'd felt stagnant and unappreciated in his current position, but when he told his boss that he was thinking about leaving, his boss told him that a promotion and a pay raise were in the offing if he would stay, so it left Tom in a quandary about what to do.