Translation of "Aralıklı" in English

Aralıklı şimşekler, ormanın kasvetli karanlığını aydınlattı.

Intermittent flashes of lightning illuminated the dark gloom of the forest.

Tom kilo vermek için aralıklı oruç diyeti yapıyor.

Tom is doing intermittent fasting to lose weight.

Tom aralıklı oruç tutmayı denedi, ancak kısa süre sonra hastalıktan öldü.

Tom tried intermittent fasting, but died of complications soon after.

Tom aralıklı olarak oruç tutmaya çalıştı, ancak işinin çok yoğun oluşundan devam edemedi.

Tom tried intermittent fasting, but his job was too hectic to allow it.