Translation of "Denedi" in English

- Fadıl yine denedi.
- Fadıl tekrar denedi.
- Fadıl bir daha denedi.
- Fadıl gene denedi.

Fadil tried again.

O denedi.

He tried.

- Tom tişörtü denedi.
- Tom gömleği üstünde denedi.

- Tom tried on the shirt.
- Tom tried the shirt on.

Kendini öldürmeyi denedi.

She tried to kill herself.

Onu kendisi denedi.

She tried it herself.

Tom ceketi denedi.

Tom tried the coat on.

Tom topuzu denedi.

Tom tried the knob.

Tom ayakkabıları denedi.

Tom tried the shoes on.

Tom peruğu denedi.

Tom tried on the wig.

O tekrar denedi.

He tried again.

Onu etkilemeyi denedi.

He tried to impress her.

Tom denedi mi?

Did Tom try?

Tom yeniden denedi.

Tom tried again.

O onu denedi.

He tried that.

Tom onu denedi.

Tom tried that.

Mary onu denedi.

Mary tried that.

Onlar onu denedi.

They tried that.

O, onu kendisi denedi.

He himself tried it.

Bizimle Fransızca konuşmayı denedi.

- He tried to speak French to us.
- He tried speaking French to us.
- He tried to talk to us in French.

O, parti elbisesini denedi.

She tried on the party dress.

Deneyi tekrar tekrar denedi.

He tried the experiment again and again.

Tom onu denedi mi?

Has Tom tried it?

Tom her şeyi denedi.

Tom has tried everything.

Annem çifti barıştırmayı denedi.

My mother attempted to reconcile the couple.

Tom muhtemelen onu denedi.

Tom probably tried it.

Onlar üçüncü kez denedi.

They tried a third time.

Tom onu tekrar denedi.

Tom tried it again.

Tom babasının giysilerini denedi.

- Tom tried on his father's clothes.
- Tom tried his father's clothes on.

O bir peynirlipasta denedi.

He tried a cheesecake.

Tom sorunu çözmeyi denedi.

Tom tried solving the problem.

Tom bir ceket denedi.

Tom tried a coat on.

Tom, Mary'yi etkilemeyi denedi.

Tom tried to impress Mary.

O, kapıyı çalmayı denedi.

He tried knocking at the door.

Tom onu kendisi denedi.

Tom himself tried it.

Tom anahtarı kapıda denedi.

Tom tried the key in the door.

Tom bunu denedi mi?

- Did Tom try?
- Has Tom tried that?

Sami şapkayı üzerinde denedi.

Sami tried the hat on.

Tom bunu yapmayı denedi.

- Tom has tried to do that.
- Tom has tried doing that.

Tom samimi olmayı denedi.

Tom tried being friendly.

Sami Leyla'nın limonatasını denedi.

Sami tried Layla's lemonade.

Sami esrarı bırakmayı denedi.

Sami tried to quit smoking weed.

Bay Parker çubuklarla yemeyi denedi.

Mr Parker tried eating with chopsticks.

Defalarca denedi ama başarısız oldu.

She tried several times but failed.

O, o yeni makineyi denedi.

He tried out that new machine.

O üçüncü bir kez denedi.

She tried a third time.

O, yeni bir elbise denedi.

She tried on a new dress.

O, onu tekrar tekrar denedi.

He tried it over and over again.

O tekrar denedi ama boşuna.

He tried again, but in vain.

Tom birkaç farklı yöntem denedi.

Tom tried a few different techniques.

Tom anahtarı kontağa takmayı denedi.

Tom tried to put the key in the ignition.

O çok farklı metotlar denedi.

He tried many different methods.

Tom Mary'ye moral vermeyi denedi.

Tom attempted to cheer Mary up.

Neredeyse bir saat boyunca denedi.

She tried for almost an hour.

Tom farklı bir yaklaşım denedi.

Tom tried a different approach.

Boş yere sigarayı bırakmayı denedi.

He tried in vain to quit smoking.

O zayıflamanın çeşitli yöntemlerini denedi.

She has tried various methods of slimming down.

Tom denedi ama başarılı olamadı.

Tom tried, but was unsuccessful.

Tom denedi ve başarısız oldu.

Tom tried and failed.

Tom denedi ama bunu yapamadı.

Tom tried, but couldn't do it.

Tom denedi ama başarısız oldu.

- Tom tried, but failed.
- Tom tried, but was unsuccessful.

Belki Tom çok fazla denedi.

Maybe Tom tried too hard.

Tom yeni bir teknik denedi.

Tom tried a new technique.

Tom başka bir şey denedi.

Tom tried something else.

Tom şapkayı denedi ama uymadı.

- Tom tried the hat on, but it didn't fit.
- Tom tried on the hat, but it didn't fit.

Sami, Leyla'yı tekrar aramayı denedi.

Sami tried calling Layla again.

Sami birbiri ardına anahtar denedi.

Sami tried one key after another.

Mary kalkmayı denedi, ama yapamadı.

Mary tried to stand up, but she couldn't.

Yaşlı adam beş kilometre yüzmeyi denedi.

The old man attempted to swim five kilometers.

Kilitli kapıyı açmayı boş yere denedi.

He tried in vain to open the locked door.

Birbiri ardına değişik türde yiyecekler denedi.

He tried different kinds of foods one after another.

Birkaç kez denedi, ancak başarısız oldu.

He tried several times, but failed.

Mary, gelinliğini dün ilk kez denedi.

Mary tried on her wedding dress for the first time yesterday.

Tom Mary'nin dikkatini çekmeyi umutsuzca denedi.

Tom tried desperately to get Mary's attention.

Tom yüzme hariç her sporu denedi.

Tom has tried every sport except swimming.

O bunu tekrar denedi, ama boşuna.

He tried it again, but in vain.

Tom tokmağı denedi ama kapı kilitliydi.

Tom tried the knob, but the door was locked.

Tom ceketi üzerinde denedi, ama uymadı.

Tom tried on the coat, but it didn't fit.

Tom sorunu çözmeyi denedi ama başaramadı.

Tom tried to solve the problem, but couldn't.

Herkes daha önce bunu denedi mi?

Has anyone tried this before?

- Problemi çözmeyi denedi.
- Sorunu çözmeye çalıştı.

He tried solving the problem.

Tom kapıyı denedi, fakat o kilitliydi.

Tom tried the door, but it was locked.

Tom Mary'ye rüşvet veremedi. Fakat, denedi.

Tom couldn't bribe Mary. However, he tried.

Tom hiç bunu yapmayı denedi mi?

Has Tom ever tried to do that?

Tom bunu kendi başına yapmayı denedi.

Tom tried doing that by himself.

Tom bir kere bunu yapmayı denedi.

Tom tried doing that once.

Mary eteği denedi, ama ona uymadı.

Mary tried the skirt on, but it didn't fit her.

Sami elini yeni bir oyunda denedi.

Sami tried his hand at a new game.

Tom onu ne zaman yapmayı denedi?

When did Tom try doing that?

Eti körelmiş bir bıçakla kesmeyi denedi.

He tried to cut the meat with a dull knife.

O tekrar tekrar denedi, ancak başarılı olamadı.

He tried again and again, but didn't succeed.

Uyup uymayacağını görmek için Tom ceketi denedi.

Tom tried the coat on to see if it would fit.