Translation of "Alamayacak" in English

0.005 sec.

Examples of using "Alamayacak" in a sentence and their english translations:

O galiba ödülü alamayacak.

She probably won't get the prize.

Bisiklet alamayacak kadar fakir değil.

He is not too poor to buy a bicycle.

Tom bunu yapmak için izin alamayacak.

Tom won't be able to get permission to do that.

Bir sürücü belgesi alamayacak kadar çok genç.

- She's too young to get a driver's license.
- She's too young to get a driving licence.

Tom bir ehliyet alamayacak kadar çok genç.

Tom is too young to get a driver's license.

İsimler de üstü çizilebilir. Bu adaylar daha sonra herhangi bir oy alamayacak.

Names may also be crossed out. These candidates will then not receive any votes.

- O, ekmek alamayacak kadar fakirdi.
- O, o kadar fakirdi ki ekmek alamıyordu.

He was so poor that he couldn't buy bread.

- Tom bira alamayacak kadar çok genç.
- Tom bira satın alabilmek için çok genç.

Tom is too young to buy beer.