Translation of "Açısından" in English

0.007 sec.

Examples of using "Açısından" in a sentence and their english translations:

Zamanlama açısından baktığımızda

So in terms of a time line,

O, ülkesi açısından düşünüyor.

He thinks in terms of his own country.

Avokado yağ açısından zengindir.

The avocado is rich in fats.

Avokado besin açısından zengindir.

The avocado is rich in nutrients.

Mandalina vitamin açısından zengindir.

- Mandarins are rich in vitamins.
- Mandarin oranges are rich in vitamins.

Yedikleri protein açısından fakir.

His diet is deficient in protein.

Birçok kişi bugünlerde varlık açısından zengin ama zaman açısından fakir.

Many people these days are asset-rich but time-poor.

O zaman bilim açısından bakalım

So let's look at science

Bölge doğal kaynaklar açısından zengindir.

The district is abundant in natural resources.

Ülke doğal kaynaklar açısından zengindir.

The country is rich in natural resources.

Portakallar vitamin C açısından zengindirler.

Oranges are rich in vitamin C.

Avokadolar E vitamini açısından zengindir.

Avocados are rich in vitamin E.

Bu, çevre açısından güvenli midir?

Is this environmentally safe?

Onun bakış açısından o haklı.

From his point of view he's right.

Makale sorunu etik açısından tartışıyor.

The paper discusses the problem in terms of ethics.

Bach'ın müziği çokseslilik açısından zengindir.

Bach's music is rich in polyphony.

Onun müziği çokseslilik açısından zengin.

His music is rich in polyphony.

En azından bir komedyenin bakış açısından.

at least from a comedian’s perspective.

Beyaz lahana ailesi sülfür açısından zengindir.

The cabbage family is rich in sulfur.

Önemli olarak TSSB bakış açısından bakarsak

Now, importantly, from the perspective of PTSD,

Tamamen ekonomik bir bakış açısından bakarsak

So, from a purely economic point of view:

Hem değer, hem de hacim açısından --

both in terms of value and volume --

Vitamin açısından zengin bazı sebzeler yemelisin.

You should eat some vegetables rich in vitamins.

Soruna farklı bir bakış açısından bakalım.

Let's look at the problem from a different point of view.

Bölge maden kaynakları açısından oldukça zengindir.

The region is relatively rich in mineral resources.

Bu ülke doğal kaynak açısından zengindir.

The country is abundant in natural resources.

Sorunu onun bakış açısından görmeye çalış.

Try to see the problem from her point of view.

O, para açısından her şeyi düşünüyor.

He thinks of everything in terms of money.

O kâr açısından her şeyi düşünür.

He thinks of everything in terms of profit.

Garamer açısından yanlış olan cümleyi seçin.

Choose the grammatically incorrect sentence.

O her şeyi güç açısından görür.

He sees everything in terms of power.

Para açısından her şeyi düşünmeye eğilimli.

He tends to think of everything in terms of money.

Bu ülke maden kaynakları açısından zengindir.

This country is rich in mineral resources.

Bu ülke doğal kaynaklar açısından fakirdir.

This county is poor in natural resources.

Bugün bu sorunu ahlak açısından tartışacağız.

Today we are going to discuss this problem in terms of morality.

Japonya ham madde açısından ithalata bağımlıdır.

Japan depends on imports for raw materials.

Bunu benim bakış açısından görmeye çalışın.

Try to see it from my point of view.

Bunu onun bakış açısından görmeye çalışın.

Try to see it from his point of view.

Bunu onun bakış açısından görmeye çalış.

Try to see it from her point of view.

Bunu onların bakış açısından görmeye çalışın.

Try to see it from their point of view.

Onu Tom'un bakış açısından görmeye çalışın.

Try to see it from Tom's point of view.

Ona Tom'un bakış açısından bakmaya çalışın.

Try to look at it from Tom's point of view.

Biz konuyu eğitimsel bir bakış açısından tartıştık.

We discussed the matter from an educational point of view.

Bir kadın her şeyi para açısından düşünür.

A woman thinks of everything in terms of money.

Her şeyi para açısından düşünmesen iyi olur.

You had better not think of everything in terms of money.

Dünyayı çok komünist bir bakış açısından görüyor.

He sees the world from a very communist point of view.

Teneffüs çocukların koşturup rahatlaması açısından güzel oluyor.

Recess is a good chance for kids to run around and relax.

Ama özellikle, stand-up açısından bu şekilde işliyor.

but specifically, with regards to stand-up, this is how it works as well.

Açısından daha iyi olan ikinci numarayla karşılaştırmak istiyorum.

which is better in that it brings less shame upon my family.

Ve tuhaf bir şekilde Norveç'in çok kültürlülüğü açısından

and bizarrely, I became almost a kind of poster child

Bence bu TED'in bakış açısından sohbetin sadece başlangıcı.

this, I think, from TED's point of view is just the start of the conversation.

Ve bu ufaklıklar karanlık madde açısından önemli ipuçları.

And these little guys are a big clue to dark matter.

Şu bir gerçek, sert politik bakış açısından bakınca,

It is true, from a strictly political point of view there are still many reprehensible

Kuzey Amerikalılar cinsel ahlak açısından Avrupalılardan daha tutucudur.

North Americans are more conservative in terms of sexual morality than Europeans.

Çok farklı bir bakış açısından bakıyor olmanıza rağmen,

Even though you’re seeing things from a completely new perspective you still feel

Bu cümle dil bilgisi açısından doğru gibi gözüküyor.

This sentence seems to be correct, grammatically.

Ben bu konuya farklı bir bakış açısından bakıyorum.

I am looking at the matter from a different viewpoint.

Bu cümlenin dil bilgisi açısından doğru olduğunu düşünmüyorum.

- I don't think this sentence is grammatically correct.
- I don't think that this sentence is grammatically correct.

Soruna başka bir bakış açısından yaklaşmaya karar verdim.

I've decided to approach the problem from another perspective.

Ispanak demir ve kalsiyum açısından zengin bir kaynaktır.

Spinach is a rich source of iron and calcium.

Hindistan'ın bölgesel lezzet açısından zengin bir mutfağı vardır.

India has a cuisine rich in regional flavour.

Yani az uyku, bir erkeği bu önemli sağlık açısından

So a lack of sleep will age a man by a decade

Alıcının bakış açısından, bu CD çalarların fiyatları çok yüksek.

From the buyer's point of view, the prices of these CD players are too high.

Sağlık açısından bakıldığında Tokyo böylesine güzel bir yer değil.

From the viewpoint of health, Tokyo is not such a good place to live.

İspanyolca veya Portekizce'den hangisi ses açısından Arapça'ya daha yakındır?

Which is closer to Arabic in terms of sound, Spanish or Portuguese?

Pazı, vitaminler, mineraller, protein ve diyet lifi açısından zengindir.

Swiss chard is rich in vitamins, minerals, protein, and dietary fibre.

Entelektüel hobiler açısından ben gerçekten Çince karakterleri öğrenmeyi seviyorum.

In terms of intellectual hobbies, I really like learning Chinese characters.

O ve ben atık sorununu geri dönüşüm açısından tartıştık.

He and I discussed the waste problem in terms of recycling.

Müslümanlar sağlık açısından sakıncaları olduğu için domuz eti yemez.

Muslims don't eat pork because it's dangerous meat.

Bu bakış açısından bin sene çok kısa bir zaman.

From this point of view, a thousand years is a very short time.

Anlatılmaz ya da sınırlı ve yanlış bir bakış açısından aktarılır.

or they're told from a limited vantage point.

Bazen bu hikâyeler anlatılmaz ya da yanlış bakış açısından anlatılır.

Sometimes, those stories are untold or told from the wrong vantage point.

Mecaz ve anlam açısından insan kalbi kadar ilham verici değil.

is as imbued with metaphor and meaning as the human heart.

Kalp hastalığı, felç ve kanser açısından daha düşük risk taşıyor

of heart disease, of stroke and of cancer,

Dil bilgisi açısından doğru olan cümle üretmek için çalışman gerekir.

You should try to produce grammatical sentences.

Teorik bir bakış açısından, Peterson'un tartışması bizim tartışmayla doğrudan alakalıdır.

From a theoretical point of view, Peterson's argument is directly relevant to our discussion.

- Bu orman çeşitlilik açısından zengindir.
- Bu orman değişik türlerle doludur.

This forest is full of diversity.

“Bir yaşam felsefesi açısından bakarsak, az eşya ile yaşamak daha iyidir.

“From a life philosophy perspective, I believe it’s better to live with little luggage.

Pratik bir bakış açısından bakılırsa, onun planında bir sürü eksiklik var.

From the practical point of view, there are many shortcomings in his plan.

Modaya uygun değillerdi, göze güzel şeyler değillerdi ama kullanış açısından mantıklıydılar.

There were unfashionable, they were not very sightly, but they made perfect practical sense.

Büyük bahçede, onlar sulu ve vitamin açısından zengin olan turunçgiller yetiştiriyorlar.

In the big orchard, they grow citrus fruits that are juicy and rich in vitamins.

Doktor "senin sağlığın açısından tütünden daha zararlı bir şey yoktur" dedi.

The doctor said, "There's nothing worse for your health than tobacco.

Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.

From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.

- Tatoeba'daki cümleler konu dağılımı bakımından dengeli mi?
- Tatoeba derlemi konu çeşitliliği açısından dengeli mi?

Is the Tatoeba Corpus genre-balanced?

Ekoloji açısından, Antarktika turizm için ya da ticari keşif için değil, sadece araştırma için korunmalıdır.

From the standpoint of ecology, Antarctica should be reserved solely for research, not for tourism or for commercial exploration.

- Evimizin ulaşımı kolay.
- Evimiz ulaşım sıkıntısı olmayan bir yerde.
- Evimiz ulaşım açısından rahat bir mevkide.
- Evimizin konum olarak ulaşımı rahat.

Our house is in a convenient location.