Translation of "Zengindir" in English

0.010 sec.

Examples of using "Zengindir" in a sentence and their english translations:

O zengindir.

- She is a wealthy woman.
- She's rich.

Babam zengindir.

My father is rich.

Terzim zengindir.

My tailor is rich.

Onlar zengindir.

They are well off.

Annem zengindir.

My mother is well off.

Erkek kardeşim zengindir.

My brother is rich.

Onun kocası zengindir.

Her husband is rich.

Tom'un ailesi zengindir.

Tom's family is rich.

Tom muhtemelen zengindir.

Tom is probably rich.

Pirinç karbonhidratça zengindir.

Rice is full of carbs.

Kıta fosil yakıtlarca zengindir.

The continent is abundant in fossil fuels.

Kasabadaki herkesten daha zengindir.

He is richer than anyone else in the town.

Japonya doğal güzellikleriyle zengindir.

Japan is rich in beautiful scenery.

O emir çok zengindir.

That emir is very rich.

Spagetti karbonhidrat yönünden zengindir.

Spaghetti is high in carbohydrates.

Arnavutluk'ta doğa çok zengindir.

- The nature is very rich in Albania.
- In Albania, nature is very wealthy.

- O zengin.
- O zengindir.

- He is well off.
- He's rich.
- He's loaded.
- He is rich.

Ananas sitrik asitçe zengindir.

Pineapple is rich in citric acid.

O fakirden ziyade zengindir.

He's rich rather than poor.

İl, maden kaynaklarınca zengindir.

The province is rich in mineral resources.

Avokado yağ açısından zengindir.

The avocado is rich in fats.

Avokado besin açısından zengindir.

The avocado is rich in nutrients.

Karımın ailesi çok zengindir.

The family of my wife is very rich.

ABD petrol bakımından zengindir.

The US is rich in oil.

Tom çoğunuzdan daha zengindir.

Tom is richer than most of you.

Bu roman sembolizmce zengindir.

This novel is rich in symbolism.

Tom göründüğünden daha zengindir.

Tom is richer than he seems.

Mandalina vitamin açısından zengindir.

- Mandarins are rich in vitamins.
- Mandarin oranges are rich in vitamins.

Açıkçası, Tom çok zengindir.

- Tom is obviously very rich.
- Obviously, Tom is very rich.

Bölge doğal kaynaklar açısından zengindir.

The district is abundant in natural resources.

Ülke doğal kaynaklar açısından zengindir.

The country is rich in natural resources.

Bu toprak humus bakımından zengindir.

That soil is rich in humus.

Organik tavuk gübresi, azotça zengindir.

Organic chicken manure is high in nitrogen.

Çin doğal kaynaklar bakımından zengindir.

China is rich in natural resources.

O zengindir ama ağabeyi fakirdir.

He is rich, but his older brother is poor.

Bu ülke doğal kaynaklarca zengindir.

This country is rich in natural resources.

O uzun,ünlü ve zengindir.

- He's tall, famous and rich.
- He's tall, famous, and rich.

Avokadolar E vitamini açısından zengindir.

Avocados are rich in vitamin E.

Bu ülke petrol yönünden zengindir.

This country is rich in oil.

Bu ülke kömür bakımından zengindir.

This country is rich in coal.

Avustralya doğal kaynaklar bakımından zengindir.

Australia is rich in natural resources.

Bach'ın müziği çokseslilik açısından zengindir.

Bach's music is rich in polyphony.

Beyaz lahana ailesi sülfür açısından zengindir.

The cabbage family is rich in sulfur.

Bölge maden kaynakları açısından oldukça zengindir.

The region is relatively rich in mineral resources.

Bu ülke doğal kaynak açısından zengindir.

The country is abundant in natural resources.

Tom şimdiye kadar muhtemelen oldukça zengindir.

Tom is probably pretty rich by now.

O uzun boylu, ünlü ve zengindir.

He's tall, famous, and rich.

Fransızca dili eş anlamlı sözcüklerce zengindir.

The French language is rich in synonyms.

Tom ne isterse alabilecek kadar zengindir.

Tom is rich enough to buy whatever he wants.

Bu ülke maden kaynakları açısından zengindir.

This country is rich in mineral resources.

Sudi Arabistan petrol bakımından çok zengindir.

Saudi Arabia is very rich in oil.

Tom'un çalışmasına gerek yok. O zengindir.

Tom doesn't need to work. He's rich.

Sami muhtemelen senin sandığından daha zengindir.

Sami is richer than you probably think he is.

Mary fakir değildir. Aksine, o oldukça zengindir.

Mary is not poor. On the contrary, she is quite rich.

O bir beyefendi, yakışıklı, zeki ve zengindir.

He is a gentleman, handsome, clever, and rich.

O bu şehirdeki başka herkesten daha zengindir.

He is richer than anyone else in this town.

Yalnızca 26 yaşında olmasına rağmen şimdiden zengindir.

She's already rich even though she's only 26 years old.

Bu resim koleksiyonu Hollandalı ustaların resimlerince zengindir.

This art collection is rich in paintings by Dutch masters.

- Arabistan petrol zenginidir.
- Arabistan petrol bakımından zengindir.

Arabia is rich in oil.

Komşumuz üç tane Porsche sahibi, yani o zengindir.

Our neighbor owns three Porsches, so he's rich.

Pazı, vitaminler, mineraller, protein ve diyet lifi açısından zengindir.

Swiss chard is rich in vitamins, minerals, protein, and dietary fibre.

Erkek kardeşim, bir araba satın almak için yeterince zengindir.

My brother is rich enough to buy a car.

- Tom senin sandığından daha zengindir.
- Tom düşündüğünden daha zengin.

Tom is richer than you think.

- Bu orman çeşitlilik açısından zengindir.
- Bu orman değişik türlerle doludur.

This forest is full of diversity.

Mary, Tom'dan 21 yaş daha gençtir ama Tom, Mary'den 22 kat daha zengindir.

Mary is 21 years younger than Tom, but Tom is 22 times richer than Mary.

Brezilya çok zengindir; onun zenginliği çok büyüktür; kahve onun en büyük zenginliklerinden biridir.

Brazil is very rich; its richness is immense; coffee is one of its greatest riches.

Avrupa Birliği'nin en zengin ülkesi, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en zengin eyaletten daha mı zengindir?

Is the richest country in the European Union richer than the richest state in the United States?