Translation of "Yağ" in English

0.020 sec.

Examples of using "Yağ" in a sentence and their english translations:

Tuhaf yağ.

peculiar oil.

Yağ azalıyor.

Oil is running short.

- Bu yağ bayatlamış.
- Bu yağ bozulmuş.

This oil is rancid.

Yağ suyla karışmaz.

Oil does not mix with water.

Yağ suda yüzer.

Oil will float on water.

Yağ alev aldı.

The grease caught fire.

Bana yağ çekiyorsun.

You're flattering me.

Yağ kolayca sürülür.

The butter spreads easily.

Araba yağ yakıyor.

The car is burning oil.

Su ve yağ karışmaz.

- Oil and water won't blend with each other.
- Water and oil don't mix.

Yağ ve suyu karıştıramazsın.

- You cannot mix oil and water.
- You can't mix oil and water.

Su ve yağ akışkandır.

Water and oil are fluids.

Kesinlikle fazla yağ kullanıyorsun.

You sure do use a lot of butter.

Lamba yağ ile doldurulmalı.

The lamp needs to be filled with oil.

Bir yağ lekesi var.

There's a grease spot.

Yağ, zeytinden elde edilir.

Oil is extracted from olives.

Ben ekmeğe yağ sürüyorum.

I'm buttering the bread.

Avokado yağ açısından zengindir.

The avocado is rich in fats.

Tom sadece yağ çekiyor.

Tom is just blowing smoke up your ass.

- Öğretmene yağ çekmeyi kesin.
- Öğretmene yağ çekmeyi bırakın.
- Öğretmene yağcılık etmeyin.

Stop sucking up to the teacher.

Yağ ve su birbiriyle karışmaz.

- Oil and water won't blend with each other.
- Oil and water don't mix.

Tom yağ seviyesini kontrol etti.

Tom checked the oil level.

Yağ değişiminin zamanın geldiğini düşünüyorum.

I think it's time for an oil change.

- Tom'a yağ yakıldı.
- Tom pohpohlandı.

Tom was flattered.

Şişeyi yağ ile doldurun, lütfen.

Fill the bottle with oil, please.

Patrona yağ çekmene gerek yok.

You don't need to flatter your boss.

Su ve yağ birbirine karışmaz.

Oil and water don't blend.

Ekonomisine bağlı değildi Sadece yağ. Liderler

we do not want to tell you numbers only because the UAE did not depend

Danimarka dünyanın ilk yağ vergisini tanıttı.

Denmark has introduced the world's first fat tax.

Su ve yağ her ikisi sıvıdır.

Water and oil are both liquids.

Rahip kutsal yağ sürme ayinini yönetti.

The priest administered Extreme Unction.

Buz ya da yağ, yolu kayganlaştırabilir.

Ice, or oil, can make a road slippery.

Yağ seviyesini kontrol etmeyi düşündünüz mü?

Have you thought of checking the oil level?

Tom bisiklet zincirinin üzerine yağ koydu.

Tom put oil on the bicycle chain.

Lütfen bana sirke ve yağ getir.

Please bring me vinegar and oil.

Bana sirke ve yağ getir lütfen.

Bring me the vinegar and oil, please.

Develer hörgüçlerinde çok miktarda yağ depolayabilir.

A camel can store a large amount of fat in the hump on its back.

Tom bir dilim ekmeğe yağ sürdü.

Tom buttered a slice of bread.

Bana sirke ve yağ getirin lütfen.

Bring me vinegar and oil, please.

Tom'a yağ seviyesini kontrol etmesini söyledim.

I told Tom to check the oil level.

Sen yağ ve su karışımı yapamazsınız.

You can't make a mixture of oil and water.

Yağ çeşitli makinelerin çalıştırılabilmesi için gereklidir.

Oil is necessary to run various machines.

5 litre yağ olmuş 40 lira olmuş

5 liters of oil was 40 liras

O 5 litre yağ 40 lira olmaz

5 liters of oil will not be 40 pounds

Su ve yağ iki farklı tipteki akışkandırlar.

Water and oil are two different types of fluid.

Arabamın yağ değişikliğine ihtiyacı olduğunu nasıl anlarım?

How do I know when my car needs an oil change?

Son zamanlarda yağ düzeyini kontrol ettin mi?

Have you checked the oil level recently?

Yağ filtresini değiştirirken küçük bir sorun yaşadım.

I had a little problem replacing the oil filter.

Tom bana yağ seviyesini kontrol ettiğini söyledi.

- Tom told me he checked the oil level.
- Tom told me that he checked the oil level.

Bana içinde yağ olan metal kovayı ver.

Give me the metal bucket with the oil in it.

Çok fazla yağ yemek kalp hastalığına sebep olmalı.

Eating too much fat is supposed to cause heart disease.

- Yağ, su üzerinde yüzer.
- Petrol su üzerinde yüzer.

Oil floats on water.

Kaynar suya, baharat, baharatlı yağ ve biber ekleyin.

Add seasoning, seasoned oil, and chili, to the boiling water.

- O, patronuna dalkavukluk ediyor.
- O, patronuna yağ çekiyor.

- He arse-licks his boss.
- He sucks up to his boss.

O, çok miktarda un ve yağ satın aldı.

He bought a lot of flour and oil.

Ve yağ bir anda çözünür ve suya karışır.

And suddenly that fatty oil dissolves into the water.

Biber ve ekşi yağ ile baharatlandırılmış sulu çorbaydı.

It was watery soup spiced with pepper and rancid oil.

O bir miktar un ve yağ satın aldı.

She bought flour and oil in quantity.

- Ben onların sırtını kaşımam.
- Ben onlara yağ çekmem.

I don't scratch their backs.

- Tom her sabah dişlerini fırçalamadan ağzını yağ ile çalkalar.
- Tom her sabah dişlerini fırçalamadan önce yağ çekme yapıyor.

Tom does oil pulling every morning before brushing his teeth.

Turta yapmak için yumurta yağ ve şekere ihtiyacın var.

To make a tart, you need eggs, butter and sugar.

Yağ, zemini kayganlaştırdı ve onun aniden düşüşüne neden oldu.

The oil made the floor slippery and caused his sudden fall.

Daha sonra yapmak istediğimiz şey yağ seviyesini kontrol etmek.

What we want to do next is check the oil level.

Öyle düşük bir fiyata yağ satın alabileceğini asla tahmin etmezdim.

I would never have guessed that you could buy butter for such a low price.

Eğer kolesterolü önlemek istiyorsanız yanında yağ olmadan yağsız et yiyin.

If you want to avoid cholesterol, eat lean meat with no fat.

Ama bugday, mısır, yağ yada herhangi başka ürün fiyatını günden güne

But wheat, corn, oil or any other commodity can change their market price from one day

Bazı insanlar yüksek yağ ve düşük karbonhidrat diyetinin sağlıklı olduğunu söylüyorlar.

Some people say a high fat–low carbohydrate diet is healthy.

Mary biraz yağ kaybetmek istiyor ama Tom onun bunu yapmaması gerektiğini düşünüyor.

Mary wants to lose some fat, but Tom thinks that she shouldn't.

Tom arabanın altındaki kaldırımda yağ olup olmadığını görmek için arabanın altına baktı.

Tom looked under the car to see if there was any oil on the pavement under the car.

Ama biz yapmadığımız için o 5 litre yağ 400 lira da olur maalesef

But since we did not do that, 5 liters of oil will be 400 liras, unfortunately.

O bir zamanlar bir ay içinde 5 kilo yağ kaybedeceğini gururla ifade etti.

She once proudly stated that she was going to lose 5 kilos of fat in a single month.

Sevilmek, tüketilmektir. Sevmek tükenmez yağ ile ışık vermektir. Sevilmek, varlığı durdurmak, sevmek katlanmaktır.

To be loved is to be consumed. To love is to give light with inexhaustible oil. To be loved is to stop existing, to love is to endure.

- Kasım ayında zeytinler yağı çıkarılmak üzere ağaçlardan toplanır.
- Kasımda yağ üretimi için zeytinler hasat edilir.

In November, olives are harvested from the trees to make oil.