Translation of "üstünlüğü" in English

İslam'da beyazın siyaha üstünlüğü yoktur.

According to Islamic principles, there is no superiority of whites over blacks.

Kartacalılar, donanmasına harekat üstünlüğü kurmuş durumdalar.

The Carthaginians outpaced and outmaneuvered his fleet.

Senin planının pratik olma üstünlüğü var.

Your plan has the virtue of being practical.

Sistem mühendisleri ayrılmaya devam ederse, şirketin rekabet üstünlüğü aşınmış olacak.

The company's competitive edge will be eroded if system engineers continue to leave.

Almanya orman kanunu ile yönetilmez ama hukukun üstünlüğü ile yönetilir.

Germany is not ruled by the law of the jungle, but by the rule of law.

Numidyalı ve Galyalılar, Romalıların arka hattında üstünlüğü kurup, gölün kenarına geri çekilmeye mecbur ediyorlar.

Numidians and Gauls overwhelm the Roman rear, forcing them all the way to the lake shore.

Düşmana bordaladıkları gibi, Himilco'nun mürettebatı Masilyalılara karşı üstünlüğü kuruyor, sağ kanatta da Romalıları sindiriyorlar.

As they board the enemy, Himilco’s crews begin overwhelming the Massilians and Romans on the right.