Translation of "önderlik" in English

Son, mahkum saldırısına önderlik etti

the Imperial Guard.

Tom kurtarma operasyonuna önderlik etti.

Tom led the rescue operation.

Kahramanlar cesur, yiğit, başkalarına önderlik edebilen,

Heroes are brave, they're courageous, they're capable of leading others,

İklim değişikliğine karşı küresel savaşa önderlik etmeleri.

Lead the global fight against climate change.

Kirliliklerini kontrol altına alıp savaşa önderlik etmeleri gerekiyor.

control their pollution, and lead the fight.

O, o gruba önderlik etme yeteneğine sahip değil.

He doesn't have the ability to lead that group.

Brigham, Young Mormon kilisesine önderlik yapmaya devam etti.

Brigham Young continued to lead the Mormon church.

- Tom futbol takımını yönetiyor.
- Tom futbol takımına önderlik ediyor.

Tom leads the soccer team.